BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Aygün: kışkırtan Roj TVdir.

Aygün yaptığı açıklamada meydana gelen son olayalara ayaklanma; ayaklananlarada çapulcu dedi.

Abone ol

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, Diyarbakır'da meydana gelen son olayları değerlendirirken orada yaşananları bir ''ayaklanma'' olarak nitelendirdi. Aygün, ''Artık bunu görmemiz lazım'' dedi.

ATO Başkanı Aygün, Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in de katıldığı Aylık Olağan Oda Meclisi Toplantısında bir konuşma yaptı. Konuşmasında Diyarbakır ve güneydoğuda son yaşanan olaylara değinen Aygün, bu olaylar nedeniyle iş alemi olarak önlerini göremediklerini söyledi.

Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir'in cenazeleri kaldırılan teröristler için ''acımız 14'dü, 16'ya çıktı'' yönünde sözler sarf ettiğini belirterek, bu durumu eleştiren Aygün, ''14 tane dağda öldürülen eşkıyaya maalesef Diyarbakır Belediye Başkanı sahip çıkıyor'' dedi.

Nevruz'da hükümetin Türk bayrağı dışında bayrak açılmayacağını öylemesine rağmen yapılan eylemlerde bir tane Türk Bayrağı'na rastlanmadığını söyleyen Aygün, ''Sadece PKK terör örgütünün paçavraları, bezleri ortada geziyor. Peki bunlara ceza uygulandı mı? Böyle bir kısıtlama var mı? Bunlara ne yapıldı?'' diye sordu.

Ankara'da bile terör örgütü elebaşısının resimleri ile terör örgütünün bez parçalarının Sıhhiye bulvarına asıldığını anlatan Aygün, şunları söyledi:
''Fotoğraflardan benim sayabildiğim kadarıyla burada bine yakın bayrak var. Ben Sayın Bakanım'dan bin kişinin eline kelepçe vurulup cezaevine konulmasını istiyorum. Büyük devletler bunu yapar. İşte bunlar cezalarını çekmedikçe, biz ekonomide önümüzü göremiyoruz. İki gündür Diyarbakır'da olaylar var. Yani bunlar bir kalkışmadır. Bunlar bir ayaklanmadır, bunu artık görmemiz lazım. Yine Demokratik Toplum Partisi (DTP) İl Başkanı diyor ki (Siirt'te kepenkleri açtırmadım) Yani dükkan kapattırmış, inanıyorum ki 7-8 bin tane esnafımızın hiçbiri DTP'li değil. Ben oda başkanıyım, ben bile esnafa kepenk kapattıramam. (Kepenkleri kapatın) diyemem. Bu suçtur. Sayın Bakanım bunu bir ihbar kabul etsin, esnafın dükkanını kapattıran DTP İl Başkanı hakkında işlem yapılmasını talep ediyoruz.

Bunlar bizim moralimizi bozmuyor Sayın Bakanım, bunlar bizim önümüzü görmemizi engelliyor. Bunlar bizim geleceğimizi karartıyor ki maalesef polisimizin ve adliyemizin eli kolu bağlanmış vaziyette. İçine büyük bir özlemle girmeye çalıştığımız Avrupa Birliği, Fransa'da bakın neler yapılıyor.''

''DİYARBAKIR'DAKİ OLAYLARIN MÜSEBBİBİ AB''
Diyarbakır'da, güneydoğudaki olayların başlamasının müsebbibi ve Diyarbakır bölgesinin yıllardır kanayan yarasının sebebinin Avrupa Birliği olduğunu da öne süren Aygün, ''(Efendim düşünce özgürlüğü, ifade zgürlüğü) yok böyle bir şey'' dedi.

Özgürlüğün Türk ulusuna, polisine esnafına zarar verme biçiminde algılanamayacağını da anlatan Aygün, kalkışmada bulunan yaklaşık 2 bin kişi ile 70 milyonluk Türkiye başa çıkamıyorsa bunun oturulup düşünülmesi gerektiğini bildirdi.

Aygün, ''Bunların hepsini de ben çapulcu addediyorum, hiç önemsemiyorum bunları. Sadece ve sadece sesleri çıkıyor, medyada yer alıyorlar'' diye konuştu.

Bölgede, 3 vatandaşın öldüğünü, 250 kişinin yaralandığını ve yaklaşık 600 kişinin de tutuklandığını belirten Aygün, ''Öyle bir belediye başkanı ki düşünün 56 belediye ile birleşerek Türkiye'yi hiçe sayarak Avrupa'ya, Amerika'ya gidiyor, oraya mesajlar veriyor. Bu da suçtur. Sen bu ülkenin belediye başkanısın Sayın Osman Baydemir... Sen Türkiye Cumhuriyeti yasalarını çiğneyemezsen. Sen buradaki Adalet, İçişleri Bakanlarını görmezden gelemezsin. Tek başına bağımsız hareket etme hakkın da yok. 56 belediye başkanıyla gidip Türkiye'yi şikayet etmeye hakkın yok'' dedi.

''ROJ TV KIŞKIRTIYOR''

Danimarka hükümetinin terör örgütü yanlısı Roj TV'nin yayınlarına izin vermesini de konuşmasında eleştiren Aygün, bölgedekilerin Roj TV'nin kışkırtması ile ayaklandıklarını söyledi.

İşadamları olarak huzur ve güven istediklerini ve ülkenin bölünmemesi için ellerinden gelen ne varsa yapmaya hazır olduklarını belirten Aygün, şunları söyledi: ''Diyarbakır, o bölge Türkiye'den ayrı bir bölge değildir. Ki kimin aklında böyle bir zihniyet varsa, (Federe yapı. Söylüyorlar kendileri, gazetelere ilan da veriyorlar) böyle bir niyet varsa, bunu akıllarından çıkarsınlar.

''BARZANİ BABALARI BEKLİYOR''

Çok mu istiyorlar, eğer Kürt'üz diyorlarsa, gitsinler Barzani Baba'ları orada bekliyor, ona ilhak etsinler. Biz Gücüyüz diyorlarsa, Gürcistan orda oraya gitsinler. Ben Ermeni'yim diyorlarsa, Ermenistan orada hazır. Ama şu bilinsin ki bu ülkeden bir metrekare toprağı hiçbir kimse, hiçbir şekilde, arkalarında AB gibi ağababaları olmasına rağmen, bizden kopartamayacak. Bunu bilmelerini istiyorum.

13 yaşındaki bin tane çocuğun bugün evvelsi gün Türkiye'yi germeye hakkı yoktur. Bizim ufkumuzu, görüşümüzü, bizim şevkimizi, üretimi, yapmayı düşündüğümüz yatırımı kırmaya hakkı yoktur. Bizim hayallerimizi yıkmaya kimsenin hakkı yok.''

Çocuk suçlu tarifinin yeniden yapılmasını da isteyen Aygün, akşamları televizyon izlerken ''polislerin dövüldüğü, darp edildiği ve kovalandığını'' gördüğünde utandığını söyledi. Eskiden polis hırsızları kovalarken, şimdi hırsızların, darpçıların polisi kovaladığını ifade eden Aygün, bunun nereye kadar süreceğini sordu.

''YEŞİL PASAPORT İSTİYORUZ''

Konuşmasında Türkiye'ye vize uygulayan ülkeleri de eleştiren Aygün, şimdi vize işlemleri için oda sicil kaydından, vergi levhası ve SSK'ya giriş bildirgesi fotokopisine, banka cüzdanından, tapu fotokopisine kadar birçok belge istendiğini anlattı.

Aygün, şimdi yeni çıkan bir uygulama daha bulunduğunu, bunun ise kredi kartı ekstresinin istenmesiyle ilgili olduğunu belirterek, ''(Kredi kartı harcamalarını getir) diyorlar. Kredi kartı ekstresini götürüyorsunuz. (Acaba ne para harcıyor burada.) Benim orda özel yaşantım var. Belki benim orda çocuğumun, karımın görmeyeceği harcamalarım var. Ona bile bakıyor İtalyan konsolosu . B Bu mudur insan hakları'' dedi.

Aygün, işadamlarına yeşil pasaport verilmesini de istedi.

Kaynak: www.milliyet.com