Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, ''Başbakan'ın yerinde olsam, bu ihaleyi iptal ederim, şeffaf bir ihale açarım,'' dedi.
Abone olAnkara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, ''Temizlik Hizmetleri ve Ürünleri Satıcılar Komitesi''nce Ankara Ticaret Odası'nda düzenlenen ''Ato Temizlik Fuarı''nın açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin gazetelerde yer alan Bülent Ersoy, Hülya Avşar, Gamze Özçelik haberleriyle uyutulduğunu, ülkenin gerçek gündemini bu haberlerin yansıtmadığını söyledi. Yeni sezonda televizyonlarda 56 dizi başlayacağını, haberlerin adeta ''televole''ye döndüğünü belirten Aygün, bunların Türk insanının örf ve adetlerine de uygun olmadığını ifade etti. Bu tip programların verdiği hiçbir şey olmadığına işaret eden Aygün, kaçınmak için üretmek ve çalışmak zorunda olunduğunu kaydetti. SORULAR Açılış konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Aygün, dün Bilgi Üniversitesi'nde başlayan ''Ermeni Konferansı''nı, ''tek yanlı'' bir konferans olarak niteledi. Aygün, şöyle dedi: ''Eğer o konferansa bizler, Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu çağrılsaydı, bir taraf değil de iki taraf da çağrılmış olsaydı bu, konferans olurdu. Bu ancak (kendin çal, kendin oyna konferansı) olur. Oradaki insanların Ermeni sorununa bakış açısı belli. Oradaki insanların tamamı (Türklerin Ermenilere soykırım yaptığını) iddia eden insanlar. Düzenlenen konferans değil, sadece tek yanlı bildiri okumaktır. Bu, Türkiye'nin aleyhine tek yanlı konuşmaktan başka birşey değildir.'' AB İLE MÜZAKERELER Aygün bu arada, 3 Ekim'de müzakereler başlayınca ''Türkiye'nin kurtulacağının, herkesin cebine para gireceğinin'' zannedildiğini ifade ederken, Türkiye'nin bundan sonra önünde 30 yıllık bir sürecin başlayacağını belirtti. 3 Ekim'de müzakerelerin başlayacağını, ancak uzun bir süreci kapsayacağını dile getiren Aygün, şunları kaydetti: ''Avrupa 3 Ekim'de kapılarını Türkiye'ye kapatamaz, kapatması mümkün değil. Kapatırsa Türkiye'den alacağı hiçbir şey kalmaz. Kıbrıs Rum Kesimi, Fransa, Avusturya ve Yunanistan'ın tavrı burada net olarak belli. Maalesef 1995'de Gümrük Birliği'ndeki hava, Türkiye'ye egemen olmuştur, yine aynı hava estiriliyor. Ama göreceksiniz kırk yıllık maceranın sonu olacak. Ermeni Konferansı da bunun bir parçası. Avrupa böyle bir konferansa izin verir miydi? Yahudiler toplanıp Hitler'in yaptıklarını söylese, Almanya kabul eder miydi? Cezayirliler toplanıp böyle bir konferans yapsa Fransa bunu kabul eder miydi? Bu konferansın amacı bellidir.'' GALATAPORT İHALESİ Aygün ayrıca, son günlerde Galataport ve Tüpraş ihalelerinde dönük eleştirilerin hatırlatılıp ''ihalede (Galataport) en yüksek teklifi veren korsorsiyumda yer alan Sami Ofer'in, Başbakan ile görüşüp görüşmediği tartışılıyor, böyle bir ödeme planıyla siz Galataport ihalesine girer miydiniz'' şeklindeki soruyu yanıtlarken, ''aynı ödeme planına 2 milyar dolar koyun, ATO ve üyeler olarak biz de talip olalım oraya'' dedi. Bu ihalede kamunun menfaatinin söz konusu olduğunu belirten Aygün, şunları söyledi: ''Ben Başbakan'ın yerinde olsam, bu ihaleyi iptal ederim, şeffaf bir ihale açarım, herkes buraya girer. Rahmi Koç, (Ben olsam ben de kaçırmazdım bu ihaleyi) diyor. Ofer yiyeceğine, Koç yesin, ATO'nun 125 bin üyesi yesin. Onların aldığı fiyatın 2 milyar üstüne almaya hazırız. Bu ihale, şaibeli bir ihaledir. Tüpraş'ın yüzde 14.76'lık satışına da şaibe karışmıştır. Bunların iptal edilmesi lazım.'' Başbakan Erdoğan'ın ''çelişkili ifadeler kullandığını'' da iddia eden Aygün, ''Başbakan, o gün öğlen kameralar önünde (Ofer ile) görüşmediğini söylerken, akşam bir televizyon kanalında (ben görüştüm) dedi. On iki saat içinde ne değişti'' dedi. Ofer ile ilişkilerin gözden geçirilmesi gerektiğini dile getiren Aygün, Ofer'in ''aşırı Yahudi milliyetçisi olduğunu ve Türkiye'yi çok sevmediğini'' öne sürdü.