Sermaye Piyasası Kanunu'na muhalefetten kızının da aralarında bulunduğu 3 kişiyle birlikte yargılanan Aydın Doğan, duruşmaya gelemedi.
Abone olSermaye Piyasası Kanunu'na muhalefet ettikleri iddiasıyla kızı Hanzade Vasfiye Doğan Boyner'in de aralarında bulunduğu 3 kişiyle birlikte 8 yıl 9 aya kadar hapis cezası istemiyle yargılanan Aydın Doğan, dün ilk kez görülen duruşmaya yurtdışında olduğunu mazaret göstererek katılmadı. Avukatları, Doğan'ın Avrupa'daki kül bulutu nedeniyle uçuşların iptal edilmesinden Türkiye'ye dönemediğini, dönmüş olsaydı duruşmada hazır bulunacağını bildirdi. Doğan'ın kızı Hanzade Doğan Boyner ise, "Bu iddiaların amacının itibar kaybettirmek olduğuna inanıyorum. Doğan Grubu'na yönelik bir karalama kampanyası olduğunu tüm Türkiye biliyor" dedi.
İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz yargılanan sanıklar Hanzade Vasfiye Doğan Boyner, İmre Barmenbek, Ali Rıza Temuroğlu ile avukatları Köksal Bayraktar, Şehnaz Yüzer ve Eren Turgut Yücel ile SPK avukatları Ökkeş Şahan, Alper Onaran katıldı. Aydın Doğan ise duruşmaya gelmedi. Avukat Köksal Bayraktar, müvekkili Aydın Doğan'ın yurtdışında bulunduğunu belirterek mazeret dilekçesi ve uçak bileti örneğini mahkemeye sundu. Hanzade Doğan Boyner, yurtdışındaki şirketlerin grubun Türkiye'deki gazetelerine stok maliyetlerini azaltmak ve rekabetçi güçlerini artırmak amacıyla çok bilinçli bir şekilde kurulduğunu belirtti. Bunda başarı gösterildiği kanaatinde olduğunu ifade eden Boyner, "2001'deki krizde gazete kağıdı konusunda büyük sıkıntı yaşanırken bu sistem sayesinde kağıtta büyük tasarruf yapılabilmiştir. Bu iddiaların kasıtlı olduğuna inandığımı söylemek istiyorum. Bu iddiaların amacının itibar kaybettirmek olduğuna inanıyorum. Doğan Grubu'na yönelik bir karalama kampanyası olduğunu tüm Türkiye biliyor. Doğan ailesinin 49 milyon dolar sermaye yatırarak kurduğu bu şirketler, gazetelerin stok maliyetine katlanmak zorunda kalmasını engellemiştir. Ve bu kadar bariz bu durum çarpıtılarak buraya kadar getirildi. Bu noktaya gelinmesi şaşırtıcı, üzücü. Yurtdışında ekonomi eğitimi ve finans lisansı yaptım. Ve maliyet analizlerinde hem tecrübeliyim, hem de akademik bilgiye sahibim. Bu bilgiler ışığında çok doğru bir şey yaptığımıza inanıyorum" diye konuştu.
"BARİZ FİYAT UYGULANDIĞINA DAİR HERHANGİ BİR TESPİT YOK"
Sanık İmre Barmenbek ise yurtdışındaki şirketlerde direktör olarak görevli bulunduğunu belirterek bu şirketlerin Hürriyet ve Milliyet gazetelerine daha ucuz kağıt sağlamak için Doğan Ailesi tarafından 49 milyon dolar sermaye artırımında bulunularak kurulduğunu ifade etti. Sözkonusu şirketlerin 2007'de tasfiye edildiğini belirten Barmenbek, "Söz konusu iddia o dönem Uzanlar'ın sahibi olduğu Star gazetesinde ortaya atıldı. Bunun üzerine Maliye Bakanlığı'nca tüm gazetelere yönelik fiyat incelemeleri yapıldı. Hürriyet ve Milliyet gazetelerinin diğer gazetelere oranla yüzde 96'lık kısmının daha ucuza mal edildiği tespit edilmesi üzerine işlem sonlandırıldı. Ayrıca Almanya'da yapılan incelemede de suç unsuru oluşturabilecek herhangi bir tespit yapılamadı. SPK, direktörler hakkında önce emniyeti suistimalden suç duyurusunda bulundu. Bunun takipsizlik alması üzerine Sermaye Piyasası Kanun'unun 15/son maddesi gereğince bariz fiyat uygulandığına ilişkin suç duyurusunda bulundu. Oysa SPK raporlarında ve diğer kurumların incelemelerine göre, Hürriyet ve Milliyet Gazetecilik Anonim Şirketleri'nde bariz fiyat uyguladığına ilişkin herhangi bir tespit bulunmamaktadır. Vergi ve SPK kanunlarına vakıf biriyim. SPK fiyat farkı olduğu iddiasında bile bulunamamaktadır. Ben daha ucuza mal edildiğini düşünüyorum. Suçun unsurları oluşmamıştır. Beraatımı talep ediyorum" dedi.
"DAVA HATALI OLARAK AÇILMIŞTIR"
Sanık Ali Rıza Temuroğlu da Miliyet gazetesinde 1992'ye kadar Genel Müdür Yardımcılığı yaptığını, yurtdışındaki danışmanların ithal kağıdın alımına ilişkin tavsiyesiyle sözkonusu firmaların kurulduğunu anlattı. Temuroğlu, Doğan Ailesinin sermaye ayırarak Hürriyet ve Milliyet gazetelerine malzeme ve gazete kağıdı temini amacıyla firma kurduğunu, böylece önemli oranda avantaj sağlandığını anlattı. Aydın Doğan'ın avukatı Köksal Bayraktar mazeretlerini tekrar ettiklerini belirterek, davanın hatalı olarak açıldığını savundu. Bayraktar, "Doğan ailesinin yurtdışında kurmuş olduğu şirketlerle ilgili 49 milyon dolarlık sermaye artırımı Türkiye Cumhuriyeti devletiyle, dış ticaret müsteşarlığının izin ve denetiminde kurulmuştur. Bu şekilde bir uygulama olmasaydı fiyatların daha da artacağı ortadadır. Atılı suçun unsurları oluşmamıştır" dedi. Avukat Şehnaz Yüzer ise asıl SPK'nın görevi kötüye kullandığını savunarak davaya katılan olarak kabul edilmemesini talep etti. SPK avukatları ise savunmaları inceleyip haklarındaki iddialara karşı beyanda bulunmak için süre istedi. Hakim, savunması alınan sanıkların duruşmalardan vareste tutulmalarına ve mazeret bildirerek duruşmaya katılmayan sanık Aydın Doğan'ın mazeretinin kabulüyle bir dahaki celse hazır bulundurulması için hakkında çağrı kağıdı çıkarılmasına karar verdi. Hakim, sanık avukatlarının SPK'nin katılan sıfatının kaldırılması yönündeki taleplerini ise SPK'nin katılan sıfatının kanuna uygun olduğu gerekçesiyle reddetti. Bu arada bir dahaki celse için tarih belirlenmesi sırasında Aydın Doğan'ın avukatları, müvekkillerinin Avrupa'daki uçak krizi nedeniyle duruşmaya gelemediğini ifade ettiler. Duruşma, 23 Haziran'a ertelendi.