Bu kavga büyüyecek. Aydın Doğan'dan öyle bir yanıt geldi ki... Canlı yayında serbest atış yapan Doğan bakın neler dedi.
Abone olİNTERNETHABER/ÖZEL
Bahar GİRTİ
Başbakan Tayyip Erdoğan ile Aydın Doğan arasındaki tartışma giderek büyüyor. Doğan Yayın Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dün grubu ve doğrudan şahsını hedef alan suçlamaları üzerine bir açıklama yapmıştı, Aydın Doğan bugün de Kanal D'de canlı yayında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın iddialarına ve suçlamalarına yanıt verdi.
Aydın Doğan'ın ruh hali çok karışıktı. Hilton oteli mevzusu açıldığında öfkeden tir tir titredi. Bir ara ise Erdoğan'ı öven sözler etti. Haberin ayrıntıları için TIKLAYIN! |
İşte Aydın Doğan'ın konuşmalarından satır başları;
BENİ NEDEN SUÇLUYOR KENDİSİ?
"Tayyip Bey'in tutumuna hayret ettim. Muhattap ben değilim ki neden benimle uğraşıyorsun? Alman medyası bir takım yolsuzlukları bulmuş. Alman medyası ve mahkemeleri iddianame hazırlamış ve dava açmış. Bizim oradaki gazetecilerimiz de bu davayı takip edip onu yazıyor. Ben bir şey söylemiyorum ki, beni neden suçluyor kendisi?"
O MESELEYİ BAYKAL YAYINLADI
"Başbakan'a seninle ilgili meseleyi ben yayınlamadım diyorum, seninle ilgili meseleyi NTV canlı yayında CHP Lideri Deniz Baykal yayınladı, diyorum. Ben bunu açıklayınca Erdoğan, bugün dediki, 'Deniz Baykal da senden aldığını söylüyor'... Başbakan Erdoğan gündemi değiştirmek istiyor."
HİLTON İÇİN YASAL OLMAYAN BİR ŞEY İSTEMEDİM
"Hilton konusu ise beni son derece rahatsız etti. Bu çok ucuz bir polemik. Hilton da ne var? Benim de bu ülkede yaşayan 24 bin adam çalıştıran biri olarak, her gün devletle işimiz müracatlarımız var. Ben Hilton için yasal bir şey istemedim. Ben Hilton için Başbakan'a gitmedim."
BAŞBAKAN'A GİTTİM AMA HİLTON İÇİN DEĞİL
"Velevki ben ona gittim, ama ben ona Hilton için gitmedim. Ben ona, 'Sayın Başbakan iki buçuk milyon dolar paramız var. Biz bu ülkede yatırım yapmak istiyoruz. Ben sizden ruhsat istiyorum, ben o ruhsatla yatırım yapıcam. Rafineri kuracağım' dedim. 'Nerede kuracaksın' dedi? 'Ceyhan'da' dedim. 'Hayır olmaz orayı Çalık Grubu istiyor' dedi. Ben de 'Çalık da kursun ben de kurayım' dedim ama kabul etmedi.
Belediye Başkanı'na da 'ben burada inşaat yapmak istiyorum. Ama siz bana çevreyi altüst edecek bir izin verirseniz de ben zaten bunu kabul etmem' dedim. Ne İstanbul'un Belediye Başkanı ne de bir ülkenin Başbakanı böyle ucuz polemikler yapmaz. Ucuz bir şantaj yapıyor, bunun adı şantajdır. Siz devletsiniz, siz hükümetsiniz, ben sizden her gün bir şeyler isteyeceğim tabii ki. Biz bir medya grubuyuz. CNN Türk için karasal yayın hakkı istedik, suç mu işledik bunu isteyerek?
BU YAPILANLAR SİYASİ ŞANTAJDIR
Kendisi bana sordu, 'Hilton'u ne yapacaksın?' diye, Ben de 'Hilton demode olmuş, yanına ilave birşeyler yapılması lazım' dedim. Ben Başbakan'dan bir şey istemedim. Benim Hilton'u yıkıp da yerine gökdelen yapma gibi bir planım yok. Sayın Başbakan sapla samanı karıştırıyor. Ülkenin Başbakan'ın böyle ucuz şantaj yollarına gitmesi çok üzücü. Başbakan'ı anlamakta zorluk çekiyorum. Bu yapılanların sonucu siyasi şantajdır"
BENİM SUÇUMU ELİNDE TUTUYORSA O DA SUÇ İŞLİYOR
"Bu olanlara üzülüyorum. Ben 50 yıldır bu memlekette iş yapıyorum. Başbakan bir hafta sonra neyi açıklayacak? Benim eğer suçum varsa ve elinde tutuyorsa onun yaptığı da suçtur. Bu dosyaları elinde tutuyorsa, Başbakan bana şantaj yapıyor demektir. Eğer benim bir şeyim varsa hemen açıklasın. Hemen açıklayacak ve beni gerekiyorsa tutuklattıracak."
YOLSUZLUKLAR DAHA DA ARTTI
"Bu öfkenin sebebi, Tayyip Bey 2002 yılında geldi ve 'Ben yolsuzlukların üzerine gideceğim' dedi. Ama daha çok yolsuzluklar çıktı ortaya. Dişli olayı, Deniz Feneri olayı arka arkaya patlak verdi. Tayyip Beyin amacı gündemi değiştirmek. Bunun içinde Doğan Grubu hedef aldı. 'Seni susturacağım' diyor.
BEN BU ÜLKENİN YANSIZ MEDYASIYIM
"Ben ne CHP'nin ne AKP'nin adamıyım, ben bu ülkenin yansız medyasıyım. Tayyip Beyin benimle övünmesi lazım. Ben doğruyu da yazmak zorundayım. Ben burdan Tayyip Bey'e diyorum ki, 'Bırak bizimle böyle uğraşmayı da Avrupa Birliğine Türkiye'yi götür, biz de sana yardımcı olalım. Benim yakama niye yapışıyorsun? Ne kadar vurguncu, soyguncu varsa gel yakalarına beraber yapışalım. Senin benim yazdığım haberleri alıp, bana destek çıkmak gerekirken, sen beni susturuyorsun. Kasımpaşa'dan çıktın Başbakan oldun, şapka çıkarıyorum ama demokrasi olmasaydı sen bunu yapamazdın. Eğer bir ülkede demokrasi varsa medya da özgür olmalı. Senin bu olanları da içine sindirmen lazım. Ben sana neden hasım olayım ya, ben siyasetçi değilimki sana rakip olayım"
TÜRKİYE KRALLIKLA MI YÖNETİLİYOR?
"Türkiye krallıkla mı yönetiliyor, yoksa demokrasiyle mi? onu merak ediyorum. Dua ediyorum Tayyip Bey de demokrasiyi içine sindirsin. Bağımsız basını içine sindirsin. Parti kongrelerinde git rakiplerini eleştir. Medyayla ne işin var! Yalan yanlış ne varsa düzeltmeye amadeyiz ama böyle tehditle şantajla iş yürütülmez, bunun adı demokrasi değildir. Bunun adı olsa olsa diktatörlük rejimidir."