İddiaya göre o döremde Aydın Doğan ve Dinç Bilgin'i gözden çıkaran Yılmaz, Korkmaz Yiğit'e şu talimat veriyor:
Abone olKorkmaz Yiğit, Nesim Malki, Hayyam Garipoğlu gibi isimlerin de içerisinde yer aldığı bir grubun ilişkilerini Mali Suçları Araştırma Kurumu (MASAK) adına araştıran Hesap Uzmanları Kurulu Başkan Yardımcısı Serkan Özyurt, inceleme döneminde Korkmaz Yiğit`in kendilerine ``İspat ederseniz cezamı çekerim. Ama hayatta altına imza atmam`` koşuyla yaptığı itirafları TBMM`de Mesut Yılmaz ve Güneş Taner`le ilgili iddiaları soruşturan komisyona anlattı. Korkmaz Yiğit`in her türlü ilişkilerini araştırmak üzere Eylül 1998`de görevlendirilen Serkan Özyurt, incelemeler sırasında Korkmaz Yiğit`in herşeyi açıklıkla gelip söylediğini, ancak, ``aleyhine olabilecek hiçbirşeyin altına imza atmayacağını``da açık bir şekilde beyan ettiğini ifade etti. Özyurt, inceleme döneminde Korkmaz Yiğit`le olan diyaloglarını ``...Her türlü şeyi konuşuyorduk ve ben inanıyorum ki inceleme süresi içerisinde bize hiçbir şeyi yanlış aktarmadı. Aktarmadığı, gizlemiş oduğu şeyler vardı; ama aktardığı şeylerin hiç birisi yanlış değildi, yalan değildi. Tabii bunları açıkça da söylüyordu; ama, `hayatta ben de altına imza atmam` diyordu. `Ben size söylüyorum, siz ispat edebilirseniz, varsa cezamı çekerim` diyordu. Böyle bir ilişkimiz vardı Korkmaz Yiğit`le`` sözleriyle açıkladı. Özyurt, Korkmaz Yiğit`in ``şifahi dolarak anlattıklarına`` dayanarak, dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz ile Korkmaz Yiğit arasındaki ilişkilerle ilgili olarak komisyona şu bilgileri verdi: ``Mesut Yılmaz, Aydın Doğan ve Dinç Bilgin`den büyük bir rahatsızlık duyuyor ve yeni bir medya patronu bulmak istiyor, bunun için de Korkmaz Yiğit`i uygun kişi olarak görüyor, çağırıyor. Diyor ki, `Ben seni yeni medya patronu yapmak istiyorum, git radyo, televizyon ne bulursan al.` Korkmaz Yiğit bunun üzerine gidiyor ve Yeni Yüzyıl Gazetesi`ni alıyor, uzun araştırmalar yapıyor, tahliller yapıyor, işte parasal şeylerini kontrol ediyor ve büyük bir mutluluk içerisinde satın aldıktan sonra Mesut Yılmaz`a gidiyor ve Yeni Yüzyıl`a aldığını söylüyor. Hatta çok üzüldüğünü de beyan etmişti; çünkü, `maddi gücüm içerisinde alabileceğimin en iyisini almıştım, büyük bir heyecan yaşıyordum; ama gittiğim zaman beni fena halde fırçaladı, (sen bununla mı medya patronu olacaksın, git Hürriyeti al, Milliyet`i al, Sabah`ı al, onları al) şeklindeydi. Ama benim gücüm ancak buna yetiyor diye ifade ettiğim zaman, `küçük düşünme, biz hallederiz` şeklinde bir ifadesi vardı.`` Özyurt, komisyona, Korkmaz Yiğit`e, ``sen ticari anlamda çok başarılı bir insanken, niçin böyle bir şeye girdin, görmedin mi, buna gücün zaten yetmezdi`` şeklinde bir soru yönelttiğinde, ``Size dönemin Başbakanı, bütün ileri gelenleri `koçum seni yeni bir medya patronu yapacağız, hiç merak etme, arkanızdayız` dese siz gaza gelmez misiniz?`` yanıtını aldığını anlattı. Serkan Özyurt, Korkmaz Yiğit`in o dönemde ATV`yi de aldığını ileri sürerek, ``Yani, bilinenlerin haricinde, medyaya yansımayan ya da insanların bilmediği bir alımı daha vardı. ATV`yi almıştı; ancak 1998 Eylülü`ydü yanılmıyorsam, bu olaylar patlak verdiği zaman görüşmeler tamamlanmış; ancak resmi protokol imzalanmamıştı, bu olaylar patlak verildiğinde hiç medyaya yansımadan ATV alımından vazgeçildi`` dedi. Özyurt, Türkbank`ın alınması sırasında Alaattin Çakıcı`nın devreye girip girmediğini de Korkmaz Yiğit`e sorduğunu belirterek Yiğit`in verdiği yanıtı komisyona şu sözlerle aktardı: ``Korkmaz Yiğet`e sorduğum zaman, `benim kesinlikle Alaattin Çakıcı`yla özel diyalogum yoktu; o tarihte banka ihalesine giren herkesin, aynı görüşmeleri, medyaya yansıyan, benimle Alaattin Çakıcı arasındaki görüşmelerin aynısınıın yapıldığını, bu banka üzerinde Alaattin Çakıcı`nin yüzde 5 ipoteği olduğunu, kim alırsa alsın bu yüzde 5 ipoteği Alaattin Çakıcı`ya ödemeyi göze alarak zaten ihaleye girdiğini` söylemişti. `Yani Alaattin Çakıcı o ihalede benim yanımda olduğu gibi, diğer ihaleye girenlerin yanındaydı da; çünkü yüzde 5 hissesini alabilmek için kimde kalacağını bilemeyeceği için herkesle aynı diyaloga girmiş` şeklinde bir ifadesi vardı.``