BIST 9.900
DOLAR 34,10
EURO 38,09
ALTIN 2.875,03
HABER /  GÜNCEL

Aydın Doğan Fethullahçı mı oldu?

Emin Çölaşan'a bakılırsa Namık Kemal Zeybek'in DP'nin başına geçmesi Gülen operasyonu. Aköz cephesinde ise durum farklı... Peki öyleyse!

Abone ol

İNTERNETHABER.COM- Aydın Doğan da Fethullah Gülenci mi oldu? Namık Kemal Zeybek'in Demokrat Parti Genel Başkanlığı koltuğuna oturması bu sorunun anahtarı gibi...

Emin Çölaşan'a bakılırsa Zeybek'in DP'nin başına geçmesi tastamam Fethullah Gülen operasyonu.

Şimdi sıkı durun...

Sabah yazarı Emre Aköz'ün teorisi ise Çölaşan'la taban tabana zıt görüşte. Aköz'e göre Zeybek'i o koltuğa atayan Aydın Doğan...

Bu iki zıt teori karşısında kafası karışınlar 'Ne yani Aydın Doğan da Fethullahçı mı oldu?'veya tersinden sorarsak 'Fethullah Gülen Aydın Doğan'ı mı destekleme kararı aldı?' diye sormadan edemiyor....

Şimdi gelelim her iki yazarın teorisine...

ÖNCE EMİN ÇÖLAŞAN'IN YAZISI

Bundan bir yıl önceydi. Namık Kemal Zeybek ve Başbakanlık eski Müsteşarı Birkan Erdal bir ABD gezisi yapıp Fethullah Hazretlerinin ellerini öptüler. Kendisiyle uzun sohbetlerde bulundular.

Sonra Namık Bey, bu gezide Fethullah'la yaptığı konuşmaların bir bölümünü, o zaman yazarı olduğu Radikal gazetesinde öyle bir anlattı ki, parmaklarınızı yalardınız! (Namık Kemal Zeybek, Aydın Doğan'ın bacanağıdır, Radikal gazetesinin sahibi Aydın Doğan'dır)

Demokrat Parti'de Fethullah operasyonu mu yapıldı? Bu parti artık ABD'de yaşayan o adamın eline mi geçti?

Seçim öncesinde AKP'ye katılır, ya da AKP'ye destek vereceğini açıklar mı? Cumhuriyetçi, ulusalcı merkez sağ tavrını yitirir mi?

Bu soruların yanıtını henüz bilemiyorum. Bildiğim tek şey şu:

Bu partinin yeni genel başkanı sırf Fethullah'ın elini öpmek ve ona övgüler düzmek için ABD'ye gitti ve yaşadıklarını gazetede yazı dizisi yapıp İmam efendiye büyük övgüler düzdü.

Böyle biri o partinin başına geçerse, o parti Fethullah'ın emrine, hizmetine, yörüngesine girer mi, girmez mi?

Göreceğiz bakalım...

AYDIN DOĞAN İŞİNİ ŞANSA BIRAKMIYOR!
Emre Aköz'ün Emin Çölaşan'la taban tabana zıt teorisini okumak için ikinci sayfaya geçiniz

[PAGE]


Doğrusunu isterseniz Namık Kemal Zeybek'in Demokrat Parti başkanlığına aday olduğunu duyduğum anda, üzerinde fazla durmamıştım ama yine de olay tuhafıma gitmişti.

Garip bir durumdu: Aydın Doğan'ın bacanağı Zeybek, dertsiz başına dert alıyordu.
Çünkü ahı gitmiş, vahı kalmış bir partiydi DP.

2007
seçimlerinde yüzde 5.4 alabilen DP'nin oyları, geçen üç buçuk yıl içinde daha da düşmüştü. (Yok artık, Hüsamettin Cindoruk'un DP oylarını artırdığını düşünmüyorsunuz herhalde; değil mi?) Asıl tuhaf olan bu değildi ama... Mesele şuydu:
Madem operatörlüğünü Aydın Doğan'ın yaptığı İstanbul sermayedarlar grubunun hayalinde bir CHP-MHP koalisyonu vardı...
Nasıl oluyordu da, Namık Kemal Zeybek gibi MHP'den oy çalacak bir tescilli milliyetçinin, DP'nin başına geçmesi destekleniyordu?

AYDIN DOĞAN
KOMPLOSU MU?
Aydın Doğan'ın en güvendiği yazarlardan biri olan Taha Akyol yazdı. Okumak için bu linki tıklayın

Biraz düşündükten sonra parçalar bir araya gelerek cevabı oluşturdu:
Namık Kemal Zeybek, MHP ile yarışmayacaktı ki! Çünkü bunu yapmaya çalışırsa, hem başında olduğu DP, hem de MHP kaybeder; ikisi de Meclis dışında kalırdı.
O halde? Cevap belliydi:
Zeybek, DP'nin başına MHP'ye destek olsun diye getirilmişti. 2011 seçimlerinde DP ile MHP güç birliği yapacaktı. Plan buydu...
Böylece, DP'nin 3-5 puanlık oyu sayesinde yüzde 10 barajı çevresinde dolanan MHP rahatlayacak; ayrıca DP'nin kırık dökük oyları da çöpe gitmeyecekti.
İşte hesap, bunun hesabıydı.
Deniz Baykal'ı görevden aldılar...
CHP'nin başına Kemal Bey'i, DP'nin başına da Namık Kemal Zeybek'i atadılar...
(Kemallerle oynamak kolay galiba!) Parçalar bir araya gelip bulmacayı şekillendirdikçe, başka sözlerin de anlamı ortaya çıkıyor:
Örneğin, DP'ye başkan olması istenen Tansu Çiller'in "Amaç barajı geçmekse ben yokum" demesi.
Bu lafı, "Sizin amacınız lider bulmak değil, MHP'ye baraj atlatmak" diye okumak gerekiyor.

***

Özetinözeti: Aydın Doğan işi şansa bırakmıyor.
Parti başkanlığından, il başkanlığına, çeşitli siyasi pozisyonlara kendisine "bir telefon kadar yakın" adamlarını yerleştiriyor.
Bu plan AKP'yi yenmeye yeter mi? Göreceğiz...
Zaten ben, genel seçimden daha fazla, Yeni Anayasa ve Cumhurbaşkanlığı meselesini önemsediklerini tahmin ediyorum.
Şimdilik manzara şöyle: Onlar okeye dördüncü ararken, Başbakan Erdoğan müttefiklerini üzmekle meşgul.