Manavgat ve Alanya ilçelerinde bazı açılış törenlerine katılmak üzere Antalya'ya gelen Devlet Bakanı Bakanı Mehmet Aydın, Brüksel zirvesiyle ilişkin sorularını yanıtladı.
Abone olDevlet Bakanı Mehmet Aydın, AB'nin Türkiye'nin üyeliğiyle ilgili kararını, konunun tüm boyutlarını dikkate alarak vereceğini umduğunu belirterek, ''Türkiye'nin AB'ye girmesi sadece Türkiye meselesi değildir. Bence bir AB meselesi de değildir. Onun ötesinde ifade ettiği anlamları, küresel düzeyde ifade ettiği anlamları vardır'' dedi. Manavgat ve Alanya ilçelerinde bazı açılış törenlerine katılmak üzere Antalya'ya gelen Bakan Aydın, AK Parti İl Başkanlığı'nı ziyaret ederek, İl Başkanı Hamza Taş ve partililerle görüştü. Bakan Aydın, görüşmeden önce gazetecilerin, Başbakan Erdoğan ile Brüksel'de gerçekleştirdiği temaslara ilişkin sorularını yanıtladı. AB Projesi'nin, Türkiye için çok önemli bir proje olduğunu vurgulayan Bakan Aydın, dün Brüksel'de Başbakan Erdoğan'a, ''Siz zaten 2 yıldır yaptıklarınızla AB tarihinde çok önemli bir yere sahip oldunuz. AB tarihine büyük katkınız oldu'' denildiğini hatırlattı. AB'nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Günter Verheugen'in de, ''Artık masada Türkiye'nin yapması gereken hiç bir şart kalmadığını'' söylediğine değinen Aydın, şöyle konuştu: ''Türkiye'de insan hakları konusunda en küçük müsamahaya yer yoktur. İşkenceye karşı sıfır toleranslıyız. AB konusu, olabileceği en iyi noktadadır. Türkiye, üzerine düşeni yapmıştır. Bu da zaten takdir ediliyor. Brüksel'de de gözlemledik. Türkiye ile ilgili son derece olumlu bir hava var. Belki şimdi (Uygulamada bir takım eksiklikler var) denebilir ama uygulamada eksikliği olmayan hiç bir ülke yok. Müzakerelerin başlamaması için hiç bir sebep görmüyoruz. Türkiye ödevini yapmıştır.'' AB'nin Türkiye ile ilgili konuda bütün boyutları dikkate alarak karar vereceğini umduğunu ifade eden Bakan Aydın, şöyle devam etti: ''Bütün boyutlar dikkate alındığında görülecektir ki, Türkiye'nin AB'ye girmesi sadece Türkiye meselesi değildir. Bence bir AB meselesi de değildir. Onun ötesinde ifade ettiği anlamları, küresel düzeyde ifade ettiği anlamları vardır. Türkiye'nin coğrafik, stratejik konumunu, ekonomik potansiyelini, genç, dinamik nüfus politikasını, hepsini birden düşünürseniz, ülkemizde olup bitenleri bütünlüğüyle ele alırsanız, dünyanın içinde bulunduğu sıkıntıları dikkate alırsanız, Türkiye'nin AB'ye girmesinin küresel anlam ifade eden bir boyutu vardır.'' ZİNA TARTIŞMALARI Devlet Bakanı Aydın bir gazetecinin, Başbakan Erdoğan'ın Türkiye'de, zina tartışmaları ve Türk Ceza Yasası'nın Komisyon'a çekilmesi tartışmalarıyla ilgili olarak ''AB bizim iç işlerimize karışamaz'' dediğini ama Brüksel'de başka gelişmeler olduğunu söylemesi üzerine şu cevabı verdi: ''Ortada bir ceza yasası var. O yasada olmayan bir konuydu zina meselesi. Olur mu olmaz mı, önerge verilir mi verilmez mi? Önerge veren de olmadı zaten. Daha önceki çalışma sistemimizde de vardı bu. Yürütme maddesine kadar geldikten sonra tekrar komisyona çekiyoruz. Gözden kaçan bir şey var mı diye bakıyoruz. Kendimizi yanlış anlattık. Hükümet'i kastetmiyorum. Çünkü biz böyle bir şey söylemedik. Halkın konuşup tartıştığı bir konuydu. Tartışması gereken kurumların tartıştığı bir konuydu. Bu gayet normaldir. Bu konu, bizim Brüksel'de tartıştığımız bir konu olmadı. Bizim konuştuğumuz, Türkiye'nin bugüne kadar yaptıklarıdır. Açık açık (Tamam mı, yerine getirildi mi? Söyleyin masada ne kaldı, masada şart olarak, Kopenhag kriterleri bağlamında?) dedik. Konuştuklarımız bunlardı.'' ''PAZARTESİ GÜNÜ MASADA HİÇBİR ŞEY KALMAYACAK'' Bakan Aydın bir başka soruyu yanıtlarken, 6 Ekim'deki rapor olumlu çıktığında, Verheugen'in dün söylediği gibi, 'Masada artık bir şey kalmadı' dediğinde, Türkiye'nin artık görevini yapmış olacağını bildirdi. Dolayısıyla müzakerelerin vakit geçirilmeden başlaması gerektiğini kaydeden Aydın, şöyle devam etti: ''Türkiye'nin bugün beklediği budur. Mesela, (Türkiye ile müzakereler başlar ama Türk Ceza Yasası geçtiği takdirde) denilebilirdi. İşte o yüzden TBMM toplanıyor. Pazartesi günü bizim, masanın üzerinde yapmamız durumunda olan bir şey kalmayacak. Pazar günü bu iş bitecek ve pazartesi gününden itibaren Türkiye olumlu raporu bekleyecektir. Bu, Türkiye'nin hakkıdır. Bu hakkımızı da biz sonuna kadar, her mahfilde savunuruz. Savunmak bizim milli ve insani görevimizdir. Türkiye'nin Avrupa projesini çok geniş boyutta düşünmek lazım. Türkiye bugün dünya ölçeğinde bir siyaset yürütüyor, dünya ölçeğinde bir iş yapıyor. Dünyanın da bunun kıymetini bilmesi lazım.''