BIST 9.470
DOLAR 34,42
EURO 36,41
ALTIN 2.839,51
HABER /  GÜNCEL

Ayçiçek yağı yerine aspir yemeyin!

BYSD Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil "Vatandaşlarımız yağ alırken dikkat etmeli. Aldığı yağın etiketindeki içeriğe mutlaka bakmalı, çok ucuz yağları sorgulamalı." dedi.

Abone ol

Büyükhelvacıgil,yaptığı açıklamada, tağşiş edilmiş ürünlerin sektörün en büyük sorunlarından olduğunu söyledi.

Uyarılara rağmen hem iç piyasaya hem de ihracata yönelik ürünlerde tağşişin yaygınlaştığını dile getiren Büyükhelvacıgil, özellikle ayçiçeği ham yağı ile kanola, aspir tohumlarından elde edilen ham yağlar arasındaki fiyat farklılıklarının tağşiş sorununa yol açtığının altını çizdi.

Sektörün bu yılın ilk 5 ayına ilişkin rakamlar değerlendirildiğinde ayçiçeği ihracatının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20 düştüğünü ifade eden Büyükhelvacıgil, buna karşın kanola, aspir gibi diğer yağlı tohum ithalatında ise artış yaşandığını kaydetti.

Suriye'ye yapılan ve son 5 yılda 10 misli artan sektör ihracatında tağşişten şüphe ettiklerini anlatan Büyükhelvacıgil, "Diğer taraftan sıfır gümrük vergisiyle ithal edilen ham yağlar da iç piyasada haksız rekabete sebep oluyor." diye konuştu.

Piyasada ayçiçeği yağı olarak satılan bazı yağların içinde ciddi oranda aspir yağı karışımı olduğunu düşündüklerine dikkati çeken Büyükhelvacıgil, "Vatandaşlarımız yağ alırken dikkat etmeli. Aldığı yağın etiketindeki içeriğe mutlaka bakmalı, çok ucuz yağları sorgulamalı." ifadelerini kullandı. 

Tağşiş ile mücadelede sonuç alınabilmesi amacıyla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yapılan denetimlerin ve gümrük kapılarındaki kontrollerin artırılması ve caydırıcı cezalar uygulanmasına ilişkin taleplerini daha önce dile getirdiklerini anımsatan Büyükhelvacıgil, taleplerinin hükümet tarafından dikkate alınmasından memnun olduklarını söyledi. Büyükhelvacıgil, yaptırımların etkili şekilde uygulandığını belirterek, gösterdikleri gayret dolayısıyla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'e teşekkür etti.

"BOSNA HERSEK'TEN İTHALATTA CİDDİ ARTIŞ YAŞANDI" 

Geçmiş yıllarda 60 bin tonlara kadar yükselen sıfır gümrüklü teknik ve sınai amaçlı ayçiçeği yağı ithalatının bu yıl uygulamaya konulan yüzde 22,5 gümrük vergisi ile büyük ölçüde düştüğünün altını çizen Büyükhelvacıgil, "Bu olumlu gelişmeye karşın sektörde haksız rekabete sebep olan ve sektörün önemli sorunlarından olan sıfır gümrükle Bosna Hersek'ten ithal edilen ham ve rafine yağlarında geçen yılın aynı dönemine göre ciddi düzeyde artış yaşandı." dedi.

Bosna Hersek'ten ithal edilen sıfır gümrük vergili ham ve rafine ayçiçeği yağı ithalatındaki artışın piyasada fiyat dengesizliği yarattığını belirten Büyükhelvacıgil, "Dernek olarak bu tür uygulamaların gözden geçirilmesi ve sektörümüzün korunması için gerekirse kaldırılmasını talep ediyoruz." diye konuştu.

Dahilde İşleme Rejimi kapsamında sıfır gümrükle ithal edilen ayçiçeği ham yağlarının iç piyasaya verildiği endişesini taşıdıklarını kaydeden Büyükhelvacıgil, sorunun daha da büyümemesi için Suriye'den ithal edilen ayçiçeği yağlarının gümrük kontrollerinin sıkılaştırılması gerektiğinin altını çizdi.

"HAM MADDEDE DIŞA BAĞIMLIYIZ" 

Sektörün ham madde sorununa ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Büyükhelvacıgil, 2015 yılında Türkiye'deki yaklaşık 3 milyon ton yağ arzının 750 bin tonunun yerli üretimle karşılandığını söyledi. Bunun ham madde ihtiyacının yüzde 75'inin ithalatla karşılanması anlamı taşıdığına dikkati çeken Büyükhelvacıgil, "Bitkisel yağ sektörü özellikle ayçiçeğinde ham madde yetersizliği nedeniyle dışa bağımlı hale geldi. Türkiye olarak 12 milyar dolar tarım ürünleri ithal ediyoruz. Bunun 4,3 milyar dolarını bitkisel yağlar, yağlı tohum ve türevleri kapsıyor. Sektör olarak bizim yıllık 2 milyon ton ayçiçeği tohumuna ihtiyacımız var. Türkiye'deki üretim ise 1-1,2 milyon ton arasında." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin ham madde ihtiyacını karşılayabilmesi için yılda en az 2 milyon ton ayçiçeği tohumu üretmesi gerektiğini belirten Büyükhelvacıgil, bu açıdan bakıldığında yağlı tohum üretiminin artırılmasının stratejik önemi olduğunu kaydetti.

"YAĞLI TOHUMLU BİTKİLER HUBUBATLA REKABET EDEMİYOR" 

Bu yıl için açıklanan "Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar" ile başta ayçiçeği olmak üzere yağlı tohumlu bitkilerin prim desteği kilogramda ortalama 10 kuruş artırıldığını anımsatan Büyükhelvacıgil, bunu sektör adına olumlu bir gelişme olarak değerlendirdiklerini ve prim desteğinin ayçiçeği üreticisinin ayçiçeği ekimine yönelmesine katkı sağlayacağını düşündüklerini söyledi. Büyükhelvacıgil, buna karşın ayçiçeğindeki destekleme kilogramda 40 kuruş iken kütlü pamukta 75, soyada 60, aspirde 55, kanolada 50 kuruş olarak belirlendiğinin de göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtti.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca yapılan desteklemelere rağmen üretimde istenen artışın sağlamadığına dikkati çeken Büyükhelvacıgil, şunları kaydetti:

"Yağlı tohumlu bitkiler devlet alım garantisi olan, müdahale alım fiyatının uygulaması yanında primle de desteklenen hububatla rekabet edemiyor. Bu nedenle yağ sanayicileri olarak biz ayçiçeği üretiminde destekleme politikalarının yeniden düzenlenmesini talep ediyoruz. Sektörümüz ve sektörün temsilcisi olan derneğimizin görüşü; prim desteklerinin iki aşamada yapılması ve ayçiçeği hasadından sonra oluşacak fiyatlara göre gerektiğinde telafi edici prim desteğinin uygulanmasıdır. Böylece üreticimizin fiyatların düşme endişesini yaşamadan tercihini ayçiçeği ekimi yönünde yapacağına inanıyoruz. Desteklemenin iki aşamada yapılması ile ayçiçeği diğer alternatif ürünlere karşı avantajlı duruma getirilebilecek."

Büyükhelvacıgil, ilk desteklemenin ürün ekimi döneminde üreticinin karar verme aşamasında yapılarak, primlerin alternatif ürünlere göre parite dikkate alınarak belirlenmesi gerektiğini söyledi.

İkinci aşamadaki desteklemenin ise hasat sırasında düzenleyici fark ödemesi primi olarak belirlenmesi önerisinde bulunan Büyükhelvacıgil, bunun yağlı tohum üreticisinin mağduriyetini önleyecek düzeyde olması gerektiğini kaydetti.