Ayasofya'da 87 yıl sonra ilk bayram namazı! Tüm yurtta sosyal mesafeye uygun bayram namazı
İSTANBUL'un 1453'teki fethinden müzeye çevrildiği 1934'e kadar cami olarak kullanılan ve 86 yıllık müze fonksiyonunun ardından 24 Temmuz 2020'de yeniden ibadete açılan Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nde, ilk Ramazan Bayramı namazı heyecanı yaşandı. Yurdun dört bir yanında Ramazan Bayramı sebebiyle camilere gelenler, bayram namazını sosyal mesafe ve maske kurallarına uyarak kıldı
Yurdun dört bir yanında Ramazan Bayramı sebebiyle camilere gelenler, bayram namazını sosyal mesafe ve maske kurallarına uyarak kıldı. Vatandaşlar, bayram namazını kılmak için evlerine yürüme mesafesinde olan camilere gitti. Cami içinde ve avluda seccadelerini sosyal mesafe kuralına uygun şekilde sererek saf tutan cemaat, bayram namazını kıldı. Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nde 87 yıl sonra ilk Ramazan Bayramı namazı kılındı. Ayasofya'da ilk Ramazan Bayramı namazını, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş kıldırdı.
Ayasofya'da 87 yıl sonra ilk bayram namazı
İstanbul'un 1453'teki fethinden müzeye çevrildiği 1934'e kadar cami olarak kullanılan ve 86 yıllık müze fonksiyonunun ardından 24 Temmuz 2020'de yeniden ibadete açılan Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nde, ilk Ramazan Bayramı namazı heyecanı yaşandı.
Sabah namazı ve Ramazan Bayramı namazını kılmak isteyen vatandaşlar erken saatlerden itibaren Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'ne geldi. Kovid-19 tedbirleri kapsamında içeriye sınırlı sayıda kişi alınırken vatandaşların bir bölümü de cami avlusu ve meydanda saf tuttu. TBMM Başkanı Mustafa Şentop ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, Fatih Belediye Başkanı Ergün Turan da bayram namazını Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nde kıldı.
Sabah namazı sonrası Kur'an-ı Kerim okunurken, İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Mehmet Emin Maşalı, dua yaptırdı. Bayram namazını ise Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş kıldırdı. Erbaş, gelenek üzerine minbere kılıçla çıktı. Ali Erbaş, hutbede bayramların, aynı inanç, aynı tarih ve aynı medeniyet mensuplarının müşterek sevinç ve coşku günleri olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: