Tüketici Hakları Derneği'nden artan kredi ve kredi kartı harcamalarına ilişkin uyarı geldi.
Abone olTüketici Hakları Derneği ( THD ) Genel Başkanı Turhan Çakar , Türkiye'de 65 milyon dolayında kredi kartı olduğunun söylendiğini belirterek, ''Bilinçsiz alışveriş, bilinçsiz alışverişi körükleyen reklamlar ve bankalarında yeni doğacak çocuğa da kredi ve kredi kartı vermeye çalışması nedeniyle insanlar, tam anlamıyla bir tuzak içerisinde ve toplum ipotek altında'' dedi.
Çakar, THD Bozüyük Şubesi tarafından Belediye düğün salonunda düzenlenen ''Tüketici Hakları'' panelindeki konuşmasında kredi kartı yokken toplumda ''ayağını yorganına göre uzat'' anlayışının hakim olduğunu söyledi.
''İnsanlar, kredi kartı yokken kendi gelir durumuna göre harcama yapıyordu. Çok zor durumda kaldığında ise yakınlarından borç para isteyebiliyorlardı'' diyen Çakar, kredi kartıyla bunun kalktığını kaydetti.
İnsanların büyük bir çoğunluğunun bu kredi kartını nakit para gibi, son derece bilinçsizce ve gerekli gereksiz alışverişlerde kullandıklarına dikkati çeken Çakar, şöyle konuştu:
''Bir de aileye giren para sınırlı olduğu için, bilinçsiz alışveriş, bilinçsiz alışverişi körükleyen reklamlar ve bankalarında yeni doğacak çocuğa da kredi kartı vermeye çalışması nedeniyle insanlar tam anlamıyla bir tuzak içerisinde ve toplum ipotek altında. Türkiye'de 10 milyonlarca insan bankaların ipoteği altında.''
AYAĞINIZI YORGANINIZA GÖRE UZATIN
Tüketicilerin zor duruma düşmeleri için kredi kartını bilinçli bir şekilde, birden fazla kredi kartı kullanmamaları ve zorunlu ihtiyaçları olmadıkça alışveriş yapmaları konusunda uyaran Çakar, şöyle devam etti:
''İnsanlar, ayaklarını yorganına göre uzatmaları gerekiyor ancak bu da yeterli değil. Türkiye'de 65 milyon dolayında kredi kartı olduğu söyleniyor. Gittikçe kredi sayısı hızla artıyor ve kredi kartı nedeniyle borçlu sayısı artıyor. Ödeyemeyen insan sayısı artıyor. İnsanlar, nakit paraları olmadığından, yoksulluğun gittikçe artmasıyla en basit ihtiyaçlarını bile kredi kartıyla alıyorlar. Çünkü yorgan küçük. Diğer taraftan da insanlar alım gücünün yükseltilmesi için ve haksız vergi politikalarıyla da mücadele etmeleri gerekiyor. Bunun için de insanların örgütlenmesi gerekiyor. Tüketici Hakları Derneği olarak bilim insanları ve vergi uzmanlarıyla yaptığımız bir araştırmada gördük ki, toplanan gelir vergisinin yüzde 68,6'sı dolaylı vergiler. Dolaylı verdiler de bir tüketici vergisidir. En doğal ihtiyaçlardan alınıyor bu vergi ve Cumhuriyet tarihinin en yüksek dolaylı vergisi.''
YÜZDE 85 DAR GELİRLİ
Bunun üzerine çalışan insanların bordrolarından peşin olarak kesilen vergilerin de eklendiğinde toplanan tüm bu gelirlerin yüzde 85'ten fazlasının dar gelirli, yoksul ve emekçi insanların üzerinden alındığını savunan Çakar, ''Büyük sermayenin vergi vermediğini, 2013 yılı bütçesinde rantiyelere ve sermaye kesimine faiz adı altında 53 milyar lira para verildiğini biliyoruz. Bir taraftan hükümet, hükümet yetkilileri, ekonomiden ve maliyeden sorumlu kişiler kayıt dışı ekonomiden şikayet ederken, vergi toplama konusunda üzerine gideceğiz derken, ne vergi toplanıyor, ne de vergi kaçağının üzerine gidiliyor'' ifadelerini kullandı.