Hollanda Başbakanı Mark Rutte, 24 Haziran seçimleri öncesi skandal bir açıklamaya imza attı. Rutte, "Dışarıdan sorun ithal etmek istemiyoruz" diyerek ''Erdoğan seçim için buraya gelmesin'' ifadelerini kullandı. Türkiye'den sert tepki geldi.
Abone olAvusturya ve Hollanda’nın skandal kararlarının ardından AB Bakanı Ömer Çelik’ten yanıt geldi. Çelik açıklamasında “Avusturya Başbakanı ve Hollanda Başbakanı açıktır ki bu kararları alırken demokratik değerlere yaslanmıyorlar, Türkiye düşmanı ve ırkçı siyasal hareketlere selam gönderiyorlar” dedi.
Bakan Çelik, 24 Haziran'da yapılacak olan seçimlerle ilgili Avusturya ve Hollanda Başbakanlarının ülkelerindeki propaganda faaliyetlerine getirmiş oldukları kısıtlamalara tepki gösterdi. Sosyal paylaşım sitesi Twitter üzerinden açıklamalarda bulunan Çelik, "Avusturya’yı Hollanda takip etti. 24 Haziran seçimleriyle ilgili oralarda yaşayan vatandaşlarımıza dönük seçim konuşmalarına ve toplantılarına izin vermeyeceklerini açıkladı. Bir yandan en temel demokratik hakların kullanımını engelliyorlar bir yandan da 'Türkiye’deki demokratik gelişmeler olumsuz yönde gidiyor' diyorlar. Demokrasinin kendisine karşı yapılan ikiyüzlülüğü şikayet hakkı olsaydı ilk bu tavırları üreten siyasetçilere dava açardı" ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE'DEN SERT CEVAP
"Avusturya Başbakanı ve Hollanda Başbakanı açıktır ki bu kararları alırken demokratik değerlere yaslanmıyorlar, Türkiye düşmanı ve ırkçı siyasal hareketlere selam gönderiyorlar" diyen Çelik, şu paylaşımlarda bulundu:
"Avusturya ve Hollanda bu yaklaşımlarıyla kendi ülkelerindeki demokratik değerleri zehirliyorlar. Böyle yaparak Avrupa Birliği değerlerine düşman olan ırkçı siyasi hareketlerin büyümesine katkı sağlıyorlar. Avusturya ve Hollanda sağduyulu davranmalıdır. Demokratik değerlerin zedelenmesine kapı açılırsa bunun sonu gelmez. Açılan kapıdan önce popülizm girer, sonra ırkçı siyaset meydanı ele geçirir ve en sonunda da nefret siyaseti her yere hakim olur. Avusturya ve Hollanda başbakanları bu kararları alarak kendi ülkelerine kötülük ediyorlar. Her iki ülkede de ırkçı siyasi hareketler bu yaklaşımlar yüzünden güçleniyor. Avrupa’nın içine bir türlü dışına başka türlü demokratik yaklaşım olmaz. Demokrasi konusunda sözlerinin itibarı olsun istiyorlarsa önce Türkiye karşıtlığından uzak kararlar almalılar."
RUTTE: HOLLANDA'DA GÖRMEK İSTEMİYORUZ
Hollanda Başbakanı Rutte, Cuma günü geçen yıl yapılan anayasa değişikliği referandumunda olduğu gibi, erken seçim öncesi Türk hükümet üyelerini Hollanda'da görmek istemediklerini vurguladı. Bunun 2017 Mart'ında olduğu gibi kamu düzenini bozacağını söyleyen Rutte, Hollanda'daki Türkiye kökenli seçmenlere baskı uygulanmasını da önlemek istediklerini dile getirdi.
''DIŞARIDAN SORUN İTHAL ETMEK İSTEMİYORUZ''
Seçim kampanyasının Türkiye odaklı yürütülmesi gerektiğini savunan Rutte, "Dışarıdan sorun ithal etmek istemiyoruz" dedi. Türkiye kökenli göçmenlerin yoğunlukta olduğu ve Türk politikacıların ziyaret etmek isteyebileceği kentlerin belediye başkanları ile görüşeceğini açıklayan Rutte, "Gerçek şu ki, konuşma ve toplanma özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğümüz var, ama bu sınırsız değil."
GEÇEN YIL NELER OLMUŞTU ?
Hollanda, geçen yıl Mart ayında anayasa değişikliği referandumu için propaganda çalışması yapmak isteyen Türk hükümet üyelerine izin vermemişti. Almanya ve Avusturya hükümetleri de, Türk hükümet üyelerinin referandum kampanyası yapmasına izin vermemişti.
AVUSTURYA DA BENZER BİR ÇIKIŞ YAPTI
Dün Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz da Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine karşı çıkan sağcı koalisyon hükümetinin, Türk politikacıların Haziran ayında yapılacak seçim öncesinde Avusturya'da kampanya yapmalarının engelleneceğini söylemişti.
Hollanda hükümetinin, bu konuda Türkiye'ye henüz resmi bir bildirimde bulunmadığı belirtiliyor.
ÇAVUŞOĞLU'NUN UÇAĞINA İZİN VERİLMEMİŞTİ
11 Mart 2017 tarihinde de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun uçağına iniş izni verilmemiş, Almanya'dan karayoluyla Rotterdam'a geçen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya da, "istenmeyen kişi" ilan edilerek, polis eşliğinde sınır dışına çıkarılmıştı ve bu durum Hollanda ile ilişkilerde diplomatik krize yol açmıştı.