Ayrıldığı eşi Kaya Çilingiroğlu'nu 'kardeşi gibi' görmediğini itiraf eden Hülya Avşar çocuk istedi.
Abone ol Ayrıldığı eşi Kaya Çilingiroğlu'nu 'kardeşi gibi' görmediğini itiraf eden Hülya Avşar: Yaşlılık dönemlerimde uğraşabileceğim çocuklar istiyorum. Hayatımda kimse yoksa tabii ki Kaya'dan olacaktır. Bunu 15 gün önce Kaya'yla konuştum; 'Seve seve' dedi.Hülya Avşar ile Antalya'da buluştuk. Galiba da bu yılın son röportajını yaptık... Onu ben geçtiğimiz yazda, boşanma günlerinde bırakmıştım. Nasıldı o günlerde? Biraz tedirgin. Çünkü geleceğinin nasıl şekilleneceğini, bu yeni süreci nasıl yaşayacağını bilmiyordu. En çok Zehra ile ilgili korkuları vardı... Sonra müthiş bir rahatlama geldi üzerine. Ya da öyle göründü. Yine içinde bulunduğu durumla dalgasını geçti, zaman zaman şaşırtan, bazen birilerini kızdıran açıklamalar yaptı. Ama o Hülya'ydı işte... Buluştuğumuzda, "Çok konuştuğunu düşünüyorum. Umarım bunca konuşmanın sonu olur bu röportaj" dedim. "Haklısın, ben de zaten o umutla buradayım" dedi. Evet, Hülya Avşar yeni hayatının eşiğinde, yeni heyecanlarla dolu. Kıpır kıpır. Yine kendine çok güvenli, yine birilerini kızdırabilir...
'ŞİMDİ ÇOK MUTLUYUM'
* Ayrıldıktan sonra Kaya Çilingiroğlu ile böyle bir ilişki kurabileceğinizi tahmin edebiliyor muydun?
Ben böyle olmasına karar vermiştim. Kaya'ya da "Bizim ilişkimizin bu şekilde devam etmesi gerekiyor" dedim. Zehra için böyle olması gerekiyordu. Kaya ile bir gün hayatıma başka birinin girebileceğini, öyle bir şey olunca ne yapacağımızı konuşuyorum. Artık bu noktalara geldik. Hayatımız boyunca birlikte olmak zorundayız. Olacağız da... Önemli olan Zehra'nın sağlığı. Yani ayrılıklar insanları bu kadar üzmesin demek istiyorum. Yeter ki başlarına gelen olayları iyi değerlendirebilsinler. Ben bunu çok iyi değerlendirdim. Şimdi çok mutluyum. Hatta uzun süren evliliklere bakıp; 'Allah'ım ne monoton hayatları vardır, hiç heyecan da kalmamıştır aralarında' diyorum. Bak ben şimdi 'aşık bile olabilirim' diyorum.
* Evliliğinizin monotonluğunu dışarıdan bakınca mı görebildin?
Herhalde. Bu ayrılığı Allah'ın bana verdiği bir lütuf olarak düşünüyorum. Hayatımda başka bir kapı açılıyor. Kendimi yeniden doğmuş gibi hissediyorum. Kendimi çok daha güzelleşmiş hissediyorum. Düşünsene evlenmişsin, çocuk sahibi olmuşsun, yıllar geçmiş. Her şey monotonlaşıyor. Bir insan evliliğini niçin sürdürür? Çocuk sahibi olmak için ve sonra da çocuğu için. Aslında boşandıktan sonra olaylara böyle bakabiliyorsun.
'BİLEREK KONUŞUYORUM'
* Sanki bu özgürlük seni çok mutlu etmiş gibi?
Bundan mutluyum ama daha iki ay öncesine kadar bir şey yaparken, sokağa çıkarken hâlâ Kaya'nın baskısını üzerimde hissediyordum. Fakat Kaya'nın şu anda hayatında başka bir kadının olması ve bir çocuğunun doğacak olması benim çok daha çabuk özgür olmamı sağladı. Eğer Kaya böyle bir şey yapmıyor olsaydı, ben hâlâ bu ağırlıkla yaşıyor olacaktım. Bu nasıl bir aile terbiyesiyse, ben o birini bulup evleninceye kadar hayatıma kimseyi sokamazdım.
* Özel hayatını bu kadar çok konuşman bir rahatlama biçimi olabilir mi? Ya da doğru mu?
Bilerek konuşuyorum. Çünkü ben konuşmamaya inanmıyorum. Konuşmamanın asillik olduğuna da inanmıyorum. Çünkü ben okuyan, çalışan, düşünen, üreten biri olarak konuşmalıyım.
* Ama burada söz konusu kendi hayatın? Kimi ilgilendirir...
Evet, kendi hayatım. Ama ben konuşmazsam, insanlar yorumlara başlayacaklar ki o daha kötü. Ne zaman konuşmaya başladım, ne zaman ben kendimi anlatmaya başladım; o zaman karşımdaki insan susmak zorunda kaldı! 'HANGİSİNİ DÜŞÜNEYİM Kİ'
* Konuştukların sadece seni bağlamıyor. Kaya Çilingiroğlu ile onun hayatındaki yeni insanı da içine alıyor bütün bu konuşmalar.
Başkaları beni hiç ilgilendirmiyor. Başka kadınları düşünecek olsam benim kendimi düşünecek halim kalmaz. Hangi kadını düşüneyim ki? Bir tane olsa düşüneyim ama bir tane değil ki!
* Aslında bu ilişkide bir kadın savaşı yaşanıyor gibi geliyor bana. Feraye Tanyolaç'ı kabullenebiliyor musun? İçinde ona karşı kızgınlık, öfke var mı?
Hayır. Kesinlikle böyle bir şey yok. Çünkü ben bu ilişkide hiçbir zaman kendimi yüzde yüz haklı görmüyorum. Benim de çok hatalarım oldu. Sevgi ve aşka o kadar zor rastlanıyor ki; bulunca bunu yaşamak kadar da güzel ve doğal bir şey yok. Aslında belki de birçok şeyden o kadar bunalmıştım ki ben, teşekkür bile edebilirdim bu durumdan dolayı. Çünkü öyle bir yapıya sahibim ki; biri bana bir şey yapmadan benim karşı tarafı istememek gibi ya da kırmak gibi bir şeyim yoktur. Bırakamazdım Kaya'yı.
'ARKAMI DÖNÜP GİDERİM'
* Yani o çapkınlık yapar yapar geri gelirdi ve kabullenirdin öyle mi?
Evet gelirdi. Ama her zaman 'eğer birini severse o zaman bırakırım' demiştim. Sevgi olursa işin içinde, arkamı dönüp giderim. Ama 'aldatma için böyle bir şey yapmam' dedim. Çünkü bütün erkekler aldatıyor. Bence aldatmaları da faydalı.
* Peki ya kadınlar?
Kadınları Allah anaç yaratmış. Çocuğuna baktığı zaman başka her türlü duyguyu unutuyor kadın.
* O zaman iyi ki Zehra doğmuş diyebilir miyiz?
Kesinlikle...
* Zehra olmasaydı bu evlilik daha önce biter miydi?
Kesinlikle biterdi. Hatta evliliğimiz bile olmayabilirdi. Biliyorsun ben 3-4 aylık hamileyken evlendim. Şimdi amacımız bundan sonraki ilişkimizde dost ve arkadaş olabilmek. Zehra'nın bir kardeşi olacak. Bunu da Allah istedi ve oluyor diye düşünüyorum.
Söyleşi: Şengül Balıksırtı
Kaynak: www.sabah.comb.tr