Kuzey Kutbu'ndaki ozon deliğinin bu yıl Güney Kutbu'ndaki kadar büyüdüğünü söyleyen bilimadamları kuzey boylamlarında yaşayanların zararlı ışınlara hedef olmuş olabileceğini düşünüyor.
Abone olBilimadamları, bu yıl ozon tabakasının Kuzey Kutbu üzerine denk gelen bölümünde güneydeki kadar büyük bir delik oluştuğunu belirtiyor.
Bu nedenle senenin başlarında bir kaç ay süreyle, Avrupa, Rusya ve Moğolistan'ın Kuzey Kutup Dairesi'ne yakın bölgelerinin zararlı ışınlardan daha az korunduğu duyuruldu.
Bunun da bu bölgelerde yaşayanların cilt kanseri ve katarakt gibi sorunlara yol açan ultraviyole (mor ötesi) ışınlara maruz kalmasına neden olduğu düşünülüyor.
Deliğe normal değerleri aşan soğuk havanın yol açtığı, insanların ürettiği kimyasal maddelerin de soruna katkıda bulunduğu belirtiliyor.
Söz konusu bölgelerde, yüzeyden yaklaşık 20 km irtifada ozon tabakasının yüzde 80 oranında kayba uğradığı açıklandı.
Bu gibi bir deliğin aynı bölgede yeniden oluşup oluşmayacağını kestirmenin mümkün olmadığı, değerlerin izlenmesi gerektiği ifade ediliyor.
Uzmanlar, Nature dergisinde yer alan çalışmalarına dair .
Aradan geçen sürede, ellerindeki tüm verileri incelemeyi tamamladılar.
Aşırı ve uzun süreli soğuklar
Ozon tabakası ile soğuk havanın bağlantısı uzun süredir biliniyor.
NASA'nın Jet İtiş Gücü Laboratuvarı (JPL) uzmanlarından Michelle Santee, son yıllarda kışların soğuk geçtiğini, atmosfere zararlı klorin maddesinin yoğun olduğu ortamlarda aşırı soğuk yaşanması halinde, başka yerlerde de benzer şekilde ciddi ozon kayıpları yaşanabileceğini söyledi.
İlk olarak Güney Kutbu'nda tespit edilen ozon deliği, her kış yeniden oluşuyor.
Kuzey Kutbu'nda sıcaklıklar ise genellikle Güney Kutbu'nda kaydedilen düzeylere düşmüyor.
Aslında bu yıl içinde de Kuzey'de sıcaklıklar rekor düzeye düşmedi. Buna karşılık soğukların alışılmadık kadar uzun süre etkili olduğuna dikkat çekiliyor.
Ozon tabakasına zarar veren kloroflorokarbon (CFC) gazları, son yüz yılda buzdolabı, deodorant ve yangın söndürücülerde kullanılmaya başlandı, ancak tehlikeleri anlaşılınca hızla yasaklandı.
Bununla birlikte klorin içeren bileşikler uzun süre atmosferde kaldığı için ozon tabakasının sanayi devrimi öncesindeki dönemlerine dönebilmesinin en erken 2050'lerde mümkün olabileceği düşünülüyor.