Robert Schuman İleri Araştırmalar Merkezi Orta Doğu Direktörlüğünde Araştırma Görevlisi Fahmi, "Avrupalı politika yapıcılar, Trump yönetimini geçici ve istisnai görüyor" dedi.
Abone olİtalya'daki Avrupa Üniversitesi Enstitüsüne bağlı Robert Schuman İleri Araştırmalar Merkezi Orta Doğu Direktörlüğünde Araştırma Görevlisi Georges Fahmi, Avrupalı politika yapıcıların ABD'nin mevcut yönetimini 'geçici' olarak gördüğünü söyledi.
Carnegie Uluslararası Barış Vakfı Orta Doğu Merkezinin yayın organı Diwan'ın Baş Editörü Michael Young, kurumun internet sitesinde yayımladığı makalesinde, uzmanlara Orta Doğu ve Kuzey Afrika politikası ve güvenliğine ilişkin "ABD, Orta Doğu'da Avrupa'yı kayıp mı ediyor?" sorusunu yöneltti.
Makalede görüşlerine yer verilen Fahmi, geçen ay Almanya'da düzenlenen Münih Güvenlik Konferansı'nda eski ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın 'geri dönüş' sinyaline dikkati çekerek, Avrupalı liderlerin bir başka ABD yönetimi göreve gelene kadar 'politikasız' davranacağını öne sürdü.
Fahmi, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin, Orta Doğu stratejisini Avrupa devletleri ile tartışmaya açmak istemediğini iddia etti.
"İran nükleer anlaşması örneğinde olduğu gibi ABD, Avrupa'nın kendi liderliğini takip etmesini istiyor" ifadesini kullanan Fahmi, ancak birçok Avrupa ülkesinin bunu reddettiğini kaydetti.
"Yakında yerine bir başka yönetim gelir"
Avrupa'nın alternatif bir strateji önerisi de bulunmadığını belirten Fahmi, Avrupalı politika yapıcıların Trump'ın yönetimini geçici ve istisnai gördüğüne işaret etti.
Fahmi, şu değerlendirmelerde bulundu:
"'Yakında yerine bir başka yönetim gelir' diye düşünülüyor. Gelirse bu ABD ve Avrupa'yı bölgeye yönelik ortak bir politika izlenmesi konusunda yeniden bir araya getirebilir. Joe Biden'ın Münih'te 'Biz geri geleceğiz' ifadesi Avrupa'nın arzularına karşılık geldi ancak o zamana dek bölgede ABD politikalarının izlenmesinde de kendi siyasetlerini oluşturmalarında da Avrupa isteksiz olacaktır."
Fransız yayın kuruluşu La Croix'nın muhabiri François D'alançon da Orta Doğu konu olduğunda Avrupa ve Amerikalıların 'aralarının açık' olduğunu belirtti.
Avrupa tarafının bölgedeki jeopolitik rekabeti şekillendirme açısından alternatif yöntem sunmadığını vurgulayan D'Alançon, ABD'nin desteği olmayan Avrupa'yı 'siyaseten bölünmüş ve askeri kapasitesi yetersiz' olarak niteleyerek, şunları kaydetti:
"Suriye'den Trump'ın aniden 2 bin askerini çekeceği manevrasını takiben sahada askeri bulunan Fransa ve İngiltere şu an ABD ile konuşlanma şartlarını görüşüyor. ABD'nin Avrupa'dan, Tahran ile nükleer anlaşmayı terk etmesi ve İran ile ticareti sağlayan mekanizmayı lağvetmesine yönelik talebi de Avrupalı müttefiklerin kafasını bulandırdı."
"Otoriter rejimler Brüksel ve Washington'dan destek görüyor"
Carnegie Vakfı, Avrupa'nın yayın organı Stratejik Avrupa'nın Baş Editörü Judy Dempsey de Orta Doğu söz konusu olduğunda ABD'nin hiçbir zaman Avrupa'ya 'güvenilir ve bağlı' bir aktör olarak bakmadığını belirtti.
Bölge ile baş edilme konusunda Avrupalıların sürekli Washington'a güvendiğini kaydeden Dempsey, "Bu değişebilir. Suriye'ye bakın. Trump, ABD askerleri çekildiğinde Avrupalılardan güvenliği sağlamalarını isteyebilir" ifadesini kullandı.
Dempsey, Avrupalıların bu talebi karşılayabilmeleri için baskı altında olması gerektiğini vurgulayarak, aksi takdirde transatlantik ilişkilerde tansiyonun tırmanabileceğini ileri sürdü.
Avrupa'da göçmen sorununa da değinen Dempsey, şu görüşlere yer verdi:
"AB-Arap Birliği Zirvesi ne getirecek? Avrupa'da göçmenlik bir zehir ve AB şu an Orta Doğu'daki istikrarı öncelik haline getiriyor. Değer edebiyatı, hukukun üstünlüğü ve özgür basın reel politiğe boyun eğdi ki bu tam da Arap Baharı öncesi gibi. Bölge liderleri özellikle de Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, otoriter rejimlerin Brüksel ve Washington'dan destek gördüğünün farkında. Bu açıdan belki de ABD Avrupa'yı kaybetmiyor."