BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  GÜNCEL

Avrupa'da dinleme sistemi nasıl?

Dünya'da ve Türkiye'de dinleme kayıtlarının gündemi oldukça meşgul ettiği sıralarda dinleme sisteminin Avrupa'da nasıl işlediği araştırıldı.

Abone ol

İngiltere'de, "dinleme" konusunda 14 yıl önce "araştırma yetkileriyle" ilgili çıkarılan yasaya göre hareket ediliyor. Ülkede sadece istihbarat servislerinin ve güvenlik biriminin başındaki kişiler, dinleme talebinde bulunabiliyor. Onay ise devlet bakanı tarafından veriliyor. Devlet bakanı onayı ancak ulusal güvenlik tehdidi ve ağır suçları tespit ile önleme gibi durumlarda verebiliyor. Dinleme için gerekçeler uygunsa Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "gizlilik hakkı" maddesinin ihlal edilmemesine dikkat ediliyor.

Dinleme konusunda verilen yetki üç ay geçerli oluyor. Ağır suçlar konusundaki dinleme talepleri üç ay, ulusal güvenlik konusundaki talepler ise altı ay daha uzatılabiliyor.

Ancak ülkede bir kişi kasten ve yasal yetkisi olmadan dinleme yapıyorsa bu suç kabul ediliyor. İngiltere'de "yasa dışı dinleme" konusu son olarak 2011 yılındaki telekulak skandalıyla gündeme geldi. Avustralyalı medya patronu Rupert Murdoch'ın sahibi olduğu "News of the World" isimli tabloid gazetesinin sansasyonel haber için birçok kişinin telefonunu yasa dışı olarak dinlediği ortaya çıktı. Skandalın ardından 168 yıllık gazete, Temmuz 2011'de kapatıldı ve gazetenin editörleri aleyhine davalar açıldı. Bazı gazetecilerin, telefon numaralarını edinmek için polise para ödediği de basına yansıdı.

ONAYI "G10 KOMİSYONU" VERİYOR

Almanya’da güvenlik birimleri, ağır suç soruşturmalarında ancak hakim kararıyla şüphelilerin telefonlarını dinleyebiliyor. İstihbarat birimleri ise terör gibi ülke güvenliği için tehdit oluşturan durumlarda, Federal Meclis (Bundestag) bünyesindeki bağımsız “G10 Komisyonu’nun” onayıyla telefon ve internet haberleşmesini takip edebiliyor.

Adalet Bakanlığı verilerine göre, 2012 yılında yaklaşık 6 bin soruşturmada hakimlerin onayıyla şüphelilerin telefon ve internet haberleşmeleri izlendi. Hakimler, suç unsurları bulunması, somut şüphelerin ortaya koyulması kaydıyla dinleme taleplerine onay veriyor.

Adalet Bakanlığı’nın istatistiklerinde, istihbarat birimlerinin “önleme amaçlı” yaptıkları dinlemeler bulunmuyor. Bu faaliyetler, yargı tarafından değil, Bundestag'daki özel “G10 Komisyonu” tarafından denetleniyor. Komisyon adını, anayasanın mektup, posta ve telefon haberleşmelerinin gizliliğini düzenleyen 10'uncu maddesinden alıyor.

G10 Komisyonu’nun açıkladığı son rapora göre, federal istihbarat birimleri 2012 yılında, yaklaşık 30 bindinleme talebi için komisyondan onay aldı. Bu kapsamda başta terör tehlikesi, silah kaçakçılığı ve uluslararası yaptırımların ihlalini önleme amaçlı olmak üzere 850 bin telefon görüşmesi, elektronik posta ya da cep telefonu mesajı izlendi.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI'NIN İZNİ GEREKİYOR

Alman yasalarına göre istihbarat birimleri, dinleme talepleri için önce İçişleri Bakanlığı’ndan izin talep ediyor. İçişleri Bakanlığı’nın yeşil ışık yakması durumunda bu talepler Federal Meclis’teki “G10 Komisyonu’nun” onayına sunuluyor.

Anayasanın “ mektup, posta ve telekomünikasyon gizliliği” başlıklı 10'uncu maddesinde güvence altına alınan haberleşme gizliliği ancak belirli durumlarda sınırlandırılabiliyor ve dinlemeler için izin verilebiliyor. Bu istisnai durumlar, vatana ihanet suçu, demokratik hukuk devleti için tehlike oluşturan suçlar, dış güvenliği tehlikeye sokabilecek suçlar, ülke savunmasına karşı suçlar, ülkede konuşlu NATO kuvvetlerine karşı suçlar, İkamet Kanunu’nu ihlal suçları olarak sıralanıyor.

Alman yasaları, “stratejik iletişim istihbaratı” başlığı altında, Alman dış istihbarat teşkilatı BND'ye, yabancı ülke vatandaşlarının yurt dışıyla yaptıkları telefon ve internet haberleşmelerini izleme hakkı tanıyor. BND yasalar çerçevesinde, Almanya’dan yurt dışı ile yapılan internet ve telefon iletişiminin en fazla yüzde 20’sini takip edebilme hakkına sahip bulunuyor. Yasalar, dış istihbarat servisi olan BND’ye Alman vatandaşlarının iletişimini izleme hakkı ise tanımıyor.

Dinlenme veya izlenme bittikten sonra, soruşturmayı tehlikeye düşürmeyeceği ve ülke çıkarlarına karşı olmaması durumunda dinlenen kişiye dinlendiğine dair bir bildirim yapılması zorunluluğu bulunuyor.

FRANSA'DA SORUMLULUK BAŞBAKANDA

Fransa’da dinleme ve izlemeler yargı ya da devlet izniyle gerçekleşebiliyor. Yargı kararıyla yapılan dinlemeler ve elektronik belge takibinde sulh ya da sorgu hakimi izni gerekiyor. Dinlemelerin ya da takibin süresi 4 ayı aşamıyor, aşması halinde kararın yenilenmesi gerekiyor.

Devlet izniyle yapılan dinlemelerde tüm sorumluluk başbakana veriliyor ve başbakan emriyle hareket ediliyor. Dinlemeler devlet ve ulus çıkarının öne çıktığı terör, ulusal güvenlik, ekonomik, bilimsel konularda yapılıyor. Devlet kanalıyla yapılan dinlemelerde başbakan haricinde bağımsız bir güvenlik komisyonu da dinleme için yetkilendirme hakkına sahip bulunuyor.

Fransa’da terörle mücadelede yılda ortalama 20 bin dinleme müracatının yapıldığı biliniyor. Bankacılık alanında yapılan dinlemelerde elde edilen bilgiler, 6 ay ila 5 yıl arasında saklanabiliyor. Ülkede 2011-2012 arasında gelen 197 bin elektronik takip talebinden yüzde 70’nin işleme konulduğu belirtiliyor.



ERDOĞAN VE OĞLU BİLAL'İN KAYDINDAKİ KUŞKU UYANDIRAN NOKTA