Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun son veliaht prensi olan Otto von Habsburg'un vücudu Avusturya'da, ama kalbi Macaristan'da defnedildi.
Abone olOtto von Habsburg, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun son veliaht prensiydi.
Fakat saraylarda ihtişamlı bir hayat geçirecekken, araya Birinci Dünya Savaşı girdi. Ailesi, savaşın ertesinde tahttan düştü.
Otto von Habsburg, geçen hafta toprağa defnedilirken, babasının taşıdığı ünvanlardan yoksundu.
Fakat cenaze törenine hakim olan tarihte bir sayfanın kapandığı hissi, bu günü çok özel kıldı.
Viyena, tarihi her an yanıbaşınızda hissettiren bir kent.
St Stephen Katedrali'nin önünden Otto von Habsburg'un naaşı geçerken, sanki Avusturya-Macaristan İmparatorluğu sadece bir öğleden sonralığına Viyena'ya geri dönmüş gibiydi.
Üniformalı, kürk şapkalı adamlar bandonun arkasında ciddi adımlarla yürürken, imparatorluk yıllarından kalma Hofburg Sarayı önündeki görkemli meydanda subaylar son Habsburg'u top ateşiyle uğurluyordu.
Otto von Habsburg'un naaşı Viyena'nın merkezinde yer alan Kapuçin Kilisesi'nde Habsburg ailesine ait bölmede gömülmeye getirildiğinde, bando ekibi imparatorluğun Kaiser Marşı'nı çalmaya başladı.
Bir cumhuriyet olan modern Avusturya'da duymaya alışık olmadığınız bir şey.
Sürgün
Birinci Dünya Savaşı'nda monarşinin ortadan kalkmasından bu yana, Avusturya'nın Habsburg ailesi ile ilişkileri karmaşık bir seyir izledi.
Otto'nun babası Karl von Habsburg 1919'da tahttan çekilmiş ve ailesi Avusturya'dan sürülmüştü.
Bundan dört yıl sonra ölen Karl von Habsburg'un Viyena'da gömülmesine, o zaman daha yeni kurulmuş olan Avusturya Cumhuriyeti müsade etmemişti.
Karl, sonunda Portekiz'in Atlantik Okyanusu'ndaki adası Maderia'da toprağa verildi. Ve mezarı da hala burada.
Otto von Habsburg'un kendisi de Avusturya'ya 1960'lı yıllara kadar geri dönemedi. Nihayetinde geri dönüş iznini alması, uzun bir hukuk mücadelesiyle mümkün olabilmişti.
Cenaze töreninde, eski gelenekler yerine getirildi. İlginçtir ki, Habsburg'ların kalpleri, mumyalanıp saklanan vücutlarından farklı bir yere gömülüyor. Kalplerin birçoğu, Viyena'nın Augustiner Kilisesi'nde bakırdan kaplarda muhafaza ediliyor.
Fakat Otto von Habsburg, kalbinin başka bir yere gömülmesini vasiyet etmişti.
Otto'nun kalbi, çocukluk yıllarında veliaht prensken Macarca öğrenmek için gönderildiği Pannonhalma'daki Benediktin manastırında gömüldü.
Bu manatırda görevli Rahip Albin, ''O bizim öğrencimizdi.'' diyor. ''O, Macar tahtının varisiydi. İmparatorluk halkının dilini konuşması çok önemliydi.''
Macar edebiyatı
Manastırdan bir grup rahip Otto von Habsburg'la birlikte sürgüne gitmiş, son veliaht prense sürgünde Macar edebiyatı dersleri vermişlerdi.
Otto, 1980'lerin sonlarında Demir Perde'de ilk çatlaklar açılmaya başladığı zaman doğru Macaristan'a giderek manastırını ziyaret etmişti.
Manastırın Gotik şapelinde Otto von Habsburg'un kalbini bulunduran kap kürsüye yerleştirildi. Kabı çevreleyen beyaz, yeşil ve kırmızı çiçeklerden oluşan çelenk, Macaristan bayrağını simgeliyordu.
Protestan ve Katolik rahiplerin yanısıra bir hahamın da hazır bulunduğu törende, Otto'nun kalbini en güzel şekilde muhafaza edecekleri sözünü veren rahipler, ruhu için dualar okuyacaklarını söylediler.
Rahip Albin, Otto von Habsburg'un kalbinin gömüleceği yer olarak Pannonhalma'yı seçmesinin nedenini şöyle açıklıyor:
''Macaristan onu hiçbir zaman kovmadı.'' deyip, ekliyor: ''O da kalbini kendisini hep sevmiş olan bir ülkeye emanet etti.''
ÖNCEKİ HABERLER
