Avrupa Konseyi, hapisteki milletvekili ve yerel yöneticileri “siyasi tutuklu” kategorisinde değerlendirmeye başladı.
Abone olÜyeleri arasında Türkiye’nin de bulunduğu Avrupa Konseyi’nin Parlamenter Meclisi, beyanları nedeniyle hapiste olan seçilmiş vekilleri “siyasi tutuklu” kategorisinde gören bir kararı oyladı.
Fransa’nın Strasbourg kentinde devam eden Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) genel kurul oturumu sonunda oylanan kararda, Türkiye ve İspanya’da görevleri sürerken yaptıkları konuşma veya beyanlar nedeniyle hapiste olan vekillerin dosyalarının gözden geçirilip, serbest bırakılmaları istendi.
"Sosyalistler-Demokratlar ve Yeşiller Grubu” üyesi Letonyalı parlamenter Boriss Cilevics tarafından hazırlanan “Politikacılar hakkında görevleri boyunca yaptıkları beyanlardan ötürü kovuşturma başlatılmalı mı?” başlıklı karar metni, 28’e karşı 70 oyla kabul edildi. Oylamada 12 parlamenter çekimser kaldı. Oylamaya katılan CHP ve HDP’li üyeler karar lehinde oy kullanırken, AKP, MHP ve İP’li üyeler aleyhte oy kullandı.
Oturumda konuşan raportör Boriss Cilevics, “Türkiye ve İspanya’nın iki ayrı yasal kültür ve sorunlara sahip olduklarını ancak yıllardır çok sayıda siyasinin beyanları nedeniyle bu ülkelerde hapiste yattığını, Avrupa’nın geri kalanında benzer bir durum gözlemlenmediğini” söyledi.
Hristiyan Demokrat Grup adına konuşan Yunan parlamenter Dora Bakoyannis, raportörün bu tespitine katılmadığını belirtip, Türkiye ve İspanya’nın kıyaslanamayacağını, Türkiye’nin İspanya’ya nazaran “hukukun üstünlüğü problemi yaşadığını” ifade etti. Bu görüş Liberal, Muhafazakar ve Sol gruplar adına yapılan konuşmalarda da dile getirildi. Sosyalistler-Demokratlar ve Yeşiller Grubu adına konuşan İzlandalı parlamenter Thorhildur Sunna Aevarsdottir ise İspanyol hükümetinin hapisteki Katalan siyasilere af öngören planının Türk makamlarına örnek olmasını istedi.
AKPM Türk heyeti başkanı AK Parti milletvekili Ahmet Yıldız, karar metninde “Türkiye’de siyasilerin Güneydoğu’da yaşayanları sadece Kürt olarak tanımladıkları için suçlandığı” şeklindeki ifadeye tepki gösterdi. Kendisinin “hiçbir zaman böyle bir şey duymadığını” söyledi.
AKPM'nin CHP'li üyelerinden Ünal Çeviköz ise Türkiye’de siyasi iktidarın HDP ve CHP’yi “terör örgütleriyle işbirliği yapar göstermeye çalışmasını” eleştirdi ve HDP İzmir İl binasındaki Deniz Poyraz cinayetini gündeme taşıdı. Çeviköz, "siyasilerin yaptıkları beyanlar için değil ama kendi güçlerini pekiştirmek için bazı kişi ve gruplara karşı ırk, etnik köken, din veya siyasi görüş temelinde nefret söylemiyle masum insanlara karşı potansiyel cinayet provoke etmelerinin kovuşturulması gerektiğini” söyledi.
Kararda neler var?
Kararda AKPM'nin "siyasi tutuklu” tanımı hakkında 2012 yılında aldığı bir diğer karar hatırlatılıyor. Bu karar gereği, ifade özgürlüğü konusunda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde belirtilen kısıtlamalar çerçevesinde, söylem veya beyanlarından ötürü hapiste olan her seçilmiş siyasinin “siyasi tutuklu” kapsamına girdiği ve derhal serbest bırakılması gerektiği belirtiliyor.
Terörle mücadele mevzuatı
PKK terörü kınanmakla birlikte, terörle mücadeleye ilişkin Türk yasal mevzuatının “çok geniş yorumlandığı” not ediliyor. Siyasi makamların halka açık konuşmalarında dile getirdikleri suçlamalar sonrasında kimi siyasiler hakkında kovuşturma başlatılmasının “yargı bağımsızlığı bulunmadığı hissini teyid edici olduğu” kaydediliyor.
Türk hükümetinden; AİHM kararı ve bu kararın uygulanmasının denetleyicisi olan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin çağrısı kapsamında Selahattin Demirtaş’ı ivedilikle serbest bırakması isteniyor. Siyasi makamlar tarafından mahkemelere talimat olarak agılanabilecek her türlü imadan kaçınılması ve yargı bağımsızlığını sağlayacak önlemler alınması talep ediliyor. Kürt sorunuyla ilgili beyanlarda bulunan siyasiler hakkında sistematik olarak kovuşturma başlatılmasından kaçınılması gerektiği de not ediliyor.
Şiddete çağrı kriteri
Kararda, vekillik görevleri süresince beyanları nedeniyle haklarında kovuşturma başlatılmış veya mahkum edilmiş siyasilerin, “demokratik düzeni devirme ve şiddet çağrısında bulunmamış ve bu çağrıları desteklememiş olmaları koşuluyla”, dosyalarının gözden geçirilmesi, haklarındaki kovuşturmalardan vazgeçilmesi ve bu nedenle hapiste iseler tahliye edilmeleri isteniyor.
AKPM Türk makamlarına, cezai yaptırımdan veya siyasilere cezai yaptırım tehdidinden kaçınarak, barışçıl biçimde görevini icra eden muhalefeti yaşayan demokrasinin gerekli bir unsuru olarak görmesi ve politik alanda en hassas konular dahil “açık tartışma kültürünü” yerleştirme çağrısında da bulunuyor.
Kararda Türkiye dışında İspanya’daki ayrılıkçı Katalan siyasilerin durumu dile getiriliyor. Ekim 2017'de Katalunya bölgesinde anayasaya aykırı biçimde düzenlenen referandumdaki rolleri nedeniyle mahkum edilen Katalan siyasi sorumlular hakkında af çıkarılması veya serbest bırakılmaları talep ediliyor. İspanyol hükümeti AKPM kararının tartışıldığı sırada, yaklaşık 3,5 yıldır tutuklu olan 9 ayrılıkçı Katalan siyasi için af kararı çıkarmaya hazırlandığını duyurdu.