BIST 9.662
DOLAR 35,22
EURO 36,74
ALTIN 2.963,71
HABER /  SAĞLIK

Avrupa Cerrahi Kongresi Türkiye'de

Avrupa Cerrahi Kongresi ilk kez Türkiye'de

Abone ol

Türkiye'de ilk kez düzenlenen Avrupa Cerrahi Kongresi'nde konuşan Dernek Başkanı Prof. Dr. Cem Terzi, "Kamusal sağlık hizmeti ellerimizin arasından kayıp gidiyor. Biz cerrahlar buna izin vermemeliyiz. Bizler öncelikle sağlık hizmetinin kalitesinden sorumluyuz." dedi.

16'ncı Avrupa Cerrahi Kongresi, bugün Harbiye Askeri Müzesi'nde başladı. Üç gün sürecek olan kongreye, Türk cerrahların yanı sıra Arjantin, Mısır, Azerbaycan, Suriye, Filistin, Pakistan, Çin, Gürcistan, Tayland ve Güney Kore?nin de aralarında bulunduğu toplam 41 ülkeden cerrahlar katıldı. Müzik dinletisiyle başlayan kongrenin açılışında konuşan Avrupa Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Cem Terzi, "Kamusal sağlık hizmeti ellerimizin arasından kayıp gidiyor. Biz cerrahlar buna izin vermemeliyiz. Bizler öncelikle sağlık hizmetinin kalitesinden sorumluyuz. Hastalar dışında belki de bu konuya gerçekten önem veren yalnızca bizleriz. Cerrahi harika, gurur verici ve muhteşem bir tarihi olan uzmanlık alanıdır. Bu tarihe değer vermeli ve yaşatmalıyız. Bunu duygusal ve geriye dönük bir şekilde değil, sağlam temellere dayalı olarak inşa etmeli ve ileriye götürmeliyiz" dedi.

Açılış konuşmalarından ardından kongre kapsamında sınav jürisi yarı yarıya Türk ve Avrupalı hocalardan oluşan "Mesleki yeterlilik sınavı" olarak bilinen "AB Cerrahi Board Sınavı"nda başarılı olan yerli ve yabancı 19 doktora diploma verildi. 15 Türk doktora ise ayrıca onursal diploma verildi. Diploma alan doktorlar Dernek Başkanı Cem Terzi ile birlikte toplu fotoğraf çektirdi.

KOLON VE REKTUM KANSERİ TARAMA PROGRAMI BAŞLATILIYOR

Kongreye katılan Başbakan Erdoğan?ın ameliyatını gerçekleştiren Prof. Dr. Dursun Buğra, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Buğra şunları söyledi: ?Sağlık Bakanlığı?nın istatistikleri doğrultusunda kolon ve rektum kanserleri hem erkeklerde hem de kadınlarda üçüncü sırayı almış durumda sıklık açısından, ama kanserden ölüm nedenleri açısından ikinci sıraya yerleşmiş durumda. Demek ki çok önemli bir husus. Buna istinaden Sağlık Bakanlığı çok önemli bir adım attı. Zannediyorum Ocak ayından itibaren uygulamaya sokacaklar. Kolon ve rektum kanserini vaktiyle fark etmek amacıyla aile hekimleri üzerinden giderek bir tarama programı başlatıyorlar. Nasıl meme kanseri, prostat kanseri ve akciğer kanseri için tarama programı varsa. Kolon ve rektum kanserleri içinde bu tarama programı başlatıyorlar. Çok önemli adım ülkemiz adına. Çok açık ve net bir şekilde söyleyebilirim ki, kolon ve rektum kanserlerinin tedavisi adına Dünya?da yapılması gereken ne varsa hepsini yapıyor ve çokta başarılı sonuçlar elde ediliyor. Bunu gururla söyleyebilirim. Bir sürü ülkedeki tedavi sonuçlarını bildiğim için ve oralarda hem çalışmış olmak hem de toplantılardan elde ettiğimiz veriler doğrultusunda bunu söyleyebilirim." dedi

Kolon kanserinin sebepleriyle ilgili soruya Prof. Buğra, ? Kolon kanserinin sebepleri listesini sıralamaya kalktığımızda onlarca, yüzlerce neden sıralamamız gerekir. Bunların içinde modern yaşam tarzının getirdiği hareketsizlik sayılabilir en önemlisi. Sigara kullanımı, beslenme tarzımızdaki değişiklikler, fazla fast food tüketmemiz, sebze meyve tüketiminin ve lifli gıda tüketiminin azalması, genetik sayılabilir. Yani ailede kanser öyküsünün bulunması: Özellikle kolon kanseri sayısının öyküsünün bulunması sayılabilir.Yani bu listeyi uzatmak o kadar çok mümkün ki. Nelere dikkat etmek lazım. Nasıl farkına varılabilir. Bu kolon rektum kanserinin birçok belirtileri var. Şimdi burada saymaya kalkarsam kişiler kendi üzerlerinde ?eyvah acaba bende kanser miyim? kuşkusuna kapılıp sıkılıp üzülebilirler. Nasıl medeni toplumlarda ülkemizde dahil olmak üzere meme, akciğer ve prostat kanseri taraması yapılıyor. Lütfen halkımızda belirli bir yaş grubuna geldiğinde kolon ve rektum kanserinin önlenmesi adına gerekli hassasiyeti göstersinler ve lütfen hekimlere başvursunlar. Dışkıda gizli kan testleri, kolonoskopi incelemeleri, sanal kolonoskopi incelemeleri hastalığı çok vaktiyle fark edip erkenden tedavi etme imkanı bizlere tanıyacaktır ve onlarda sağlıklı hayatlarını sürdüreceklerdir" dedi.

HER YIL YARISI ÇOCUK 18 MİLYON İNSAN ÖLÜYOR

Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Avrupa Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Cem Terzi ise Avrupa Cerrahi Kongresinin ilk defa Türkiye?de yapıldığını ifade ederek, ?Ben geçen yıl dernek başkanı seçildiğim için kongreyi İstanbul?a buraya aldık. Bugün gördük ki çok isabetli karar vermişiz. Kongremize yaklaşık 1000 kadar 41 farklı ülkeden katıldı. Sadece Türk ve Avrupalı cerrahlar değil, Arjantin, ABD, Çin, Ortadoğu?dan ve Tayland?tan insanlar geldi. Bu tabiki kongrenin Türkiye?de yapılmasıyla doğrudan ilgili. Türkiye Batı?nın Doğu?ya açılan penceresi. Bunu bir kez daha gördük. Bundan büyük mutluluk ve gurur duyuyoruz. Zengin kuzey ülkelerindeki durumla yoksul güney ülkelerindeki durumu karşılaştırdığımda 21?inci yüzyıl için kabul edilemeyecek durumlar söz konusu. Her yıl 18 milyon insan, dünyanın yoksul ülkelerinde açlıktan, önlenebilir hastalıklardan, yeterli ilaç ve tedaviye ulaşamadığı için ölüyor. Bu 18 milyon yıllık kaybın hepsi önlenebilir hastalıklar, yani bizim hekim olarak yada politikacıların ekonomik olarak yapacakları katkılarla kurtarabileceğimiz insanlar. Bu tabiki kabul edilemeyecek derecede olumsuz bur durum. Çünkü ölen bu 18 milyonun yarısı da çocuk" dedi.

PEK ÇOK AKADEMİSYON ÖZEL SEKTÖRE GEÇTİ

Tam gün yasasıyla ilgili soruları cevaplayan Prof. Dr. Terzi, ?Ben tam gün yasasıyla ilgili aslında pek çok doktorda benzer düşünüyor.Her hekim tam gün çalışmak ister. Bunda hiçbir anormallik yok. Bizler sekiz saat çalışıp.O sekiz saatin karşılığında normal geçinebileceğimiz iyi bir ücret alıp boş zamanlarımızda da daha olumlu şeyler yapmak isteriz. İnsanları fazla çalışmaya iten şeyler genellikle ekonomik nedenlerdir. Buda hem hekimlerin aşırı yıpranmasına yol açıyor hem de birçok probleme. Ama hükümetin uygulamaya çalıştığı Tam gün yasasının bizim anladığımız tam günle doğrudan alakası yok. Hükümet tam günü performans geliri üzerine kuruyor. Performans geliri demek, daha çok ameliyat yaparak daha çok gelir demek. Buda hastaları, insanları sayı yada rakam gibi görmek demek. Pek çok etik probleme yol açıyor, hizmet kalitesini düşürüyor. Hekimlerde cerrahlarda tükenmişlik sendromuna yol açıyor. Sayamayacağım kadar sakıncaları var. Dünyada bu yaygınlıkta uygulanan bir performans sistemi yok. Hekim gelirinin yarısı yada yarısından çoğunun bu yolla kazanılması bekleniyor. Bu uzun vadede bizim mesleğimiz de ciddi dejenerasyonlara yol açacak bir yaklaşımdır. Böyle yaptığın kadar para muayene ettiğin kadar para gibi bir yaklaşım. Aslında istenirdi ki, bizim maaşımıza ve emekliliğimize yansıyan tam gün yasasıyla beraber ciddi bir maaş ücretlerde gelir artışı olsun. Bu yalnız hekimler için değil bu bütün sağlık çalışanları olsun. İnanın herkes bundan memnun olacaktı herkes çalıştığı kamusal hastanede kalacaktı. Bu böyle olmadığı için ve döner sermaye üzerinden ve zorla tam gün uygulanmaya çalışıldığı için birçok pek çok akademisyen üniversitelere, sağlık bakanlığı araştırma hastanelerini bıraktılar özel sektöre geçtiler." dedi.

HÜKÜMETİN PARA HARCAYABİLECEĞİ EN ANLAMLI ALAN SAĞLIKTIR

Hükümetin sağlık politikaları ilgili olumlu gelişmelerinde yaşandığını söyleyen Terzi, ?Son 10 yılda sosyal güvencesi olmayan birçok insan başta yeşil kart aracılığıyla olmak üzere sağlık güvencesine kavuştu. Bu yoksul insanları sağlık hizmeti alabilmesi demektir. Bunu biz çok olumlu karşılıyoruz. Bunun artmasını da istiyoruz. Bir hükümetin para harcayabileceği en anlamlı alan sağlıktır. Sağlığa harcanan para eğer akıllıca harcanıyorsa bundan hepimiz mutluluk büyük bir duymalıyız. Sağlık demek sağlıklı nesiller yetiştirmek demektir. O yüzden her insanın nüfus cüzdanı olan vatandaşlık bağıyla Türkiye?ye bağlı olan her insanın eşit ulaşabileceği bir sağlık hizmetinin devlet güvencesinde olması son derece iyi bir şey. Bu hükümetinde bu anlamda yaptığı olumlu." dedi.