AB Birliği Genel Sekreteri Büyükelçi Murat Sungar'ın Eylül itibarıyla görevden ayrılacağı açıklaması şok etkisi yaptı. Peki Murat Sungar neden istifa edecek?
Abone olSungar’ın eylül itibarıyla ayrılacağını açıklaması, bomba etkisi yaptı. 1 Ağustos tarihli dilekçesinde özel nedenlerden söz eden Sungar, ‘Siyasi otoriteye istediği kadrolarla çalışma imkánı vereceğime inanıyorum’ dedi. TÜRK diplomasisinin en tecrübeli diplomatlarından biri sonunda havlu attı. AB Genel Sekreteri Büyükelçi Murat Sungar istifa etti. Hem de AB’yle müzakerelerin başlamasına 2 ay kala. Ve müzakerelerin başlaması için büyük savaş verildiği en kritik dönemde. Sungar, Dışişleri’nin ağır toplarından biri. İstifası tam anlamıyla şok yarattı. Peki AB cephesinde neler oluyor? Size kapalı kapılar ardındaki havayı aktarayım. Tablo pek iç açıcı sayılmaz. Sungar, istifa dilekçesini 1 Ağustos’ta Dışişleri’ne ve Babacan’a gönderdi. İŞTE DİLEKÇE Dilekçesinde şöyle diyor: ‘3 yıldır onurla yürüttüğüm AB Genel Sekreterliği görevimden istifa ediyorum. Eylül 2005 itibariyle de emekliliğimi istiyorum. Bu kararı almamda özel nedenlerin yanı sıra, AB’yle 3 Ekim 2005’te başlayacak olan tam üyelik müzakerelerini yürütecek heyetin oluşmasında siyasi otoriteye gerekli imkánı sağlama arzum rol oynamıştır.’ Bu sözlerde burukluk ve hayal kırıklığı yok mu? BABACAN YALNIZ Müzakereler için hazırlıklar öyle ağır oldu ki, Erdoğan aylar ve aylar sonra Ali Babacan’ı başmüzakereci olarak atadı; ama Babacan’ın kadrosu yok. 38 milyonluk Polonya ve 10 milyonluk Macaristan, 200-300 kişilik uzman kadrolarla hazırlandı. 4 milyonluk Hırvatistan bile AB Bakanlığı kurdu. Ya 70 milyonluk Türkiye? Genel Sekreterlik’te sadece 80 kişi çalışıyor. Bakanlıklar arasında koordinasyon da kurulamadı. Ankara, tam üyelik müzakerelerine başlayacak bir ülkenin başkentine hiç benzemiyor. Ve 3 yıldır AB işinin başındaki büyükelçi, emekliliğine 2 yıl kala ayrılıyor. Ve Brüksel’den de büyük krizin işaretleri geliyor. 48 SAATLİK ALARM Son 48 saattir Dışişleri koridorlarındaki ‘alarm’ havasını da aktarayım. Dışişleri üst yönetimi, Kıbrıs Rum Yönetimi’nin de içinde olduğu 10 yeni ülkeyle protokol imzalanmadan önce neredeyse 30 saat ayaktaydı. Gece protokol imzalanıp Rum Yönetimi’nin tanınmayacağı dünyaya ilan edilince herkes derin bir nefes aldı. Gerçi, AB Komisyonu limanların ve havaalanlarının Rum gemi ve uçaklarına açılmasında ısrar ediyordu; ama pek önemli değildi. KRİZİN SİNYALİ Bir diplomatın deyimiyle hükümette, ‘Önce müzakereler başlasın, sonra bakarız’ görüşü ağır basıyordu. O andan itibaren her şey İngilizlerin diplomasi ustalığına kaldı. Ama hesaplar tutmadı. Önce Fransa Başbakanı Villepin, ‘Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımadan müzakereler başlayamaz’ dedi. Ardından da Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın bu görüşü desteklediği söylendi. Yani büyük krizin sinyali Paris’ten geldi. Chirac, Türkiye yüzünden koltuğunu iyice tehlikeye sokmak mı istemiyor? Müzakerelerin başlaması tehlikeye mi giriyor? 3 EKİM ISRARI Bu sorulara henüz kimse yanıt veremiyor. Ama Dışişleri alarmda... AB’deki bütün Türk büyükelçilerinden, 22 Ağustos’ta görevlerinin başında olmaları istendi. Çünkü 22-23 Ağustos’ta Brüksel’de AB büyükelçileri, Türkiye’nin deklarasyonunu masaya yatıracaklar. 1-2 Eylül’de de AB Konseyi’nin gayri resmi bir toplantısı var. Bu toplantıda 3 Ekim’in kaderi çizilecek ve toplantıya Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de gidecek. Fransa son dakikada, ‘Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımadan üye olamaz’ gibi bir ara formüle ‘evet’ derse, buna Ankara’nın itirazı yok. Ama ya ‘3 Ekim’den önce tanımalı’ diye ısrar ederse? HÜKÜMET KARARLI Erdoğan ve Gül kesin kararlı gibi... Ne limanlar ve havaalanları açılacak, ne de Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanıma yolunda bir adım atılacak. Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımayı şart koşarlarsa köprüler atılır mı? Şimdilik restleşme havası vermek istemiyorlar. Ama köprülerin her an atılabileceğinden söz ediliyor. 37 yıllık diplomat 1942 Ankara doğumlu Murat Sungar, önce TED Ankara Koleji’ni ardından da Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdi. ABD’de Uluslararası İlişkiler alanında yüksek lisans yapan Sungar, mesleğe 1968’de Müşterek Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü’nde Aday Meslek Memuru olarak başladı. Sungar, 1972’de NATO Daimi Temsilciliği’nde II. Katip ve Başkatiplik görevlerinde bulundu. 1975’te İslamabad Büyükelçiliği’nde Başkatip olduktan sonra 1977’de Müşterek Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü’nde, Bakan Özel Kalemi’nde, Şube Müdürü, Genel Sekreter Müşaviri olarak görev yaptı. 1979’da Washington Büyükelçiliği’nde Müsteşar, 1983’de Çok Taraflı Uluslararası Kuruluşlar Dairesi’nde Daire Başkanı (Müsteşar Özel Danışmanı) oldu. Sungar, 1985’te New York Başkonsolosluğu’nda Başkonsolos, 1989’da Enformasyon Dairesi Başkanlığı’nda Elçi, Daire Başkanı olarak görev yaptı. Dışişleri sözcülüğünün ardından Sungar, 1991’de Hindistan Büyükelçiliği’ne atandı. Sungar, 1998’den sonra BM Cenevre Ofisi nezdinde Türkiye Daimi Temsilciliği yaptı.