TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, ATV ve Sabah'ı, Star TV'deki gibi satışa arz edecek durumda olmadıklarını belirterek, iki kanal arasındaki farkları anlattı.
Abone olTasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, ATV ve Sabah'ı, Star TV'deki gibi satışa arz edecek durumda olmadıklarını belirterek, ''bugün Star'ı, şu anki içeriğiyle, bir televizyonu satıyoruz. Orada ise bizim sattığımız, elimizde satabileceğimiz şey, sadece bir frekans ve logoydu'' dedi. Ertürk, CNN Türk'te katıldığı programda soruları yanıtladı. Ertürk, TMSF'nin herkese, borçlunun ve kamunun menfaatini üst düzeyde koruyucu ve kollayıcı bir politikası olduğunu gösterdiklerini söyledi. Ertürk, Ciner Grubu'yla yapılan anlaşma ve Star TV ihalesinde elde edilen rakama ilişkin soru üzerine, bu konunun kamuoyunda çok tartışıldığını söyledi. İki satış arasındaki modellerin ve hukuki durumun çok farklı olduğunu anlatan Ertürk, bu durumu iyi izlemek gerektiğinin altını çizdi. Kendilerinin ATV ve Sabah'ta, Star TV'deki pozisyona gelmelerinin çok zor bir hukuki süreç gerektirdiğini ifade eden Ertürk, şöyle devam etti: ''ATV ve Sabah'ı Star'daki gibi satışa arz edecek pozisyonda değildik. Hukuken değildik. Bugün Star'ı, şu anki içeriğiyle, bir televizyonu satıyoruz. Orada ise bizim sattığımız, elimizde satabileceğimiz şey, sadece bir frekans ve logoydu. Alıcılar ise bir işleyen televizyon almak istiyorlardı. O işleyen bir televizyon ve gazeteyi oluşturmak için dağılmış parçalar vardı. Onu oluşturabilmek bir takım hukuki müdahalelerle, bazı varlıklara el koymamızı gerektiriyordu. Bu içinden çıkılmaz bir hukuki ihtilaflar zinciri doğuracaktı. O nedenle buradaki 306 milyon dolar ile oradaki 433'ün değeri aynı değil. Bir elma ile armut durumunda, onları karşılaştıramayız. Orada biz, çok büyük bir hukuki ihtilafa kendimizi atacaktık. Alıcılar da bu ihtilaftan arındırılmış bir şekilde bu malı almak istiyorlardı. O nedenle aradaki fark buradan doğuyor. Arada büyük bir fark da yok.'' TMSF'nin başından beri süreci dizayn ettiği olayın Star olduğunun altını çizen Ertürk, ancak ATV ve Sabah'ın devraldıkları bir olay olduğunu anlattı. Ertürk, ''yani biz devraldık ve onu bozarak başka bir şey oluşturduk. Star'a ise kendimiz tamamen sıfırdan dizayn ettik, böyle bir fark var'' dedi. UZAN GRUBU'NUN İHTARNAMELERİ Ertürk, Uzan Grubu'nun bu süreçte şirketlere gönderdiği ihtarnamelere ilişkin soruyu da, şöyle yanıtladı: ''Borçlular, her türlü hukuki girişimlerine devam ediyorlar. Burada elbette haklarıdır, bir şey demiyorum ama bunun adaletli olması lazım. Bazen o sınırları aşan tarafı da oluyor. Ama hukuki girişimlerin pratik değeri yok şu anda. Neticede bunlar, hukuki olarak dava edilebilir işlemler, bunların her biri hakkında dava açılabilir elbette. Ama sonuçta biz Standart Alüminyum'u sattık. Standart Alüminyum bizim bir ön satış modeliydi. Onu gerçekleştirdik ve ona karşı açılan davaların hepsini biz kazandık. Dolayısıyla satışın meşruiyeti, yasalara uygunluğu mahkeme tarafından da tasdik edildi. O nedenle artık benzer davalar da bizim için emsal teşkil edecektir. Herhangi bir hukuki pürüz, problem beklemiyoruz. Süreç normal yolunda devam ediyor.'' MOTOROLA'DA SON DURUM... Ertürk, Motorola ile yapılan görüşmeler konusundaki son durum hakkında da bilgi verdi. Uzan Grubu'nun son olarak basına yansıyan girişiminin bir hukuki değeri olmadığını belirten Ertürk, Motorola'nın iki ayrı davası olduğunu, bunlardan birinin Telsim'le olan ticari ihtilaf, diğerinin ise Uzan ailesine olan bir tür tazminat davası olduğunu kaydetti. TMSF'nin çözmeye çalıştığı davanın Telsim ile ilgili olduğunu belirten Ertürk, diğer davanın kendilerini ilgilendirmediği söyledi. Basına yansıyan girişimin, Uzan Grubu'nun kendisini ''Rico davasındaki takipten kurtarmak için yaptığı bir hukuki atraksiyon'' olduğunu kaydeden Ertürk, şunları söyledi: ''Bunun, Telsim'in satışıyla ilgisi yok. Biz doğrusu henüz Motorola ile anlaşma noktasına gelemedik. Nokia ile anlaştığımız gibi bir anlaşma noktasına gelemedik. Görüşmelerimiz çok uzun süredir devam ediyor. Biz bitirme konusunda iyi niyetliyiz, istiyoruz, umudumuz da var. Burada geldiğimiz son nokta kısmi peşin ödeme ama bütün hukuki ihtilafların sona erdirilmesi ve bunun karşılığında daha sonra satışa bağlı yüzde 20'yi tamamlayıcı bir ek ödeme... Biz son aşamaya geldik. Artık karşılıklı birbirimizden teyit, olumlu haberler bekliyoruz. Ama şuna söyleyeyim, bizim satışımız Motorola anlaşmasına bağlı bir satış değil. Biz her şartta burayı (Telsim'i) satacağız. Motorola ile uzlaşşak da uzlaşmasak da satacağız. Motorola ile uzlaşmama durumunun, bizim satışımız üzerinde bir etkisi olmayacak.'' ''SATIŞLARDAN BORÇLARIN ÖNEMLİ BİR BÖLÜMÜNÜ ELDE EDECEĞİZ'' Son ihalelerde alınan sonuçlardan memnuniyetini dile getiren Ertürk, satış trendinin böyle devam etmesi halinde Uzanlar'ın borçlarını karşılama durumunun söz konusu olduğunu söyledi. Ertürk, bu artış oranlarının diğer satışlarda da gerçekleşmemesi için bir sebep olmadığının altını çizdi. Ertürk, bunların, satışların düşündükleri rakamın üstünde olacağını gösterdiğini belirtirken, ''TMSF'nin Uzan Grubu'ndan alacağı 6 milyar dolardı. Önemli bir bölümünü elde edeceğiz gibi görünüyor. Uzanlar'ın borçlarının silinmesine en çok sevinmesi gereken onlar. Bize teşekkür etmesi gerekenler... Çünkü bütün bu satış süreçleri tabii mide kramplarına, strese yol açıyor. Niye yapıyoruz, Uzan Grubu'nun borçlarını ödetmek için yapıyoruz'' diye konuştu. Ertürk, satış sürecinin zorlu olduğunu anlatırken, ''bugüne kadar hissetmiyordum ama son zamanlarda açıkçası aşırı stres mide kramplarına, sancılara yol açıyor'' dedi.