BIST 9.448
DOLAR 34,42
EURO 36,38
ALTIN 2.835,26
HABER /  GÜNCEL

ATOdan vize çilesi raporu

ATO'nun yeni hazırladığı rapora göre Türk işadamlarının vize çilesi işkenceye dönüyor.

Abone ol

Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) "Vize Çilesi" adlı son raporu, Türk işadamları ve serbest meslek mensuplarının ticari amaçla yurtdışına yapacakları seyahatlerin, başta ABD ve Avrupa Birliği olmak üzere çok sayıda ülkenin uyguladığı vize prosedürü nedeniyle adeta işkenceye dönüştüğünü ortaya koydu.

Rapora göre, Büyükelçilikler, vize başvurusunda bulunan Türk işadamlarından 26 çeşit belge istiyor. İşadamları, günlerce uğraşarak istenen belgeleri tamamladıkları halde bile hiçbir gerekçe belirtilmeden 'hayır' yanıtıyla karşılaşabiliyor. İthalat veya ihracat yapmak amacıyla yurtdışına seyahat etmek isteyen işadamlarının, ülkelere göre bazı değişiklikler gösterse de büyükelçiliklerden veya konsolosluklardan vize alabilmeleri için öncelikle kendilerini davet ettirmeleri gerekiyor. Gidilecek ülkedeki bir şirket "davet mektubu" göndermediği sürece Türk işadamı vize alamıyor. Bir işadamının vize başvurusunda bulunmak için, belirtilen saatler arasında büyükelçiliği arayarak randevu alması gerekiyor. Hollanda Büyükelçiliği bu saatleri 08.45 ile 09.15 arasındaki yarım saati belirlemiş durumda. Diğer büyükelçilikler de işadamlarının vize başvurusu için sınırlandırılmış saatlerde hizmet veriyor. Bu saatler dışında arayanlara randevu verilmiyor.

Vize başvurusunda bulunacak işadamlarının, randevu saatinde, istenen tüm belgeleri eksiksiz bir şekilde yanlarında bulundurmaları gerekiyor. Büyükelçilikler'in vize başvurusu için istedikleri belgeler şunlar:
"Vize tarihinin bitiminden itibaren 6 ay süreyle geçerli olacak pasaport ve fotokopisi, gidilecek ülkedeki şirketten gelecek davetiyenin aslı, müracaat formu, arkası beyaz fon olan vesikalık fotoğraf, otel rezervasyonu belgesi, uçak, otobüs veya tren bileti, ticaret odası sicil kayıt sureti, vergi levhası, imza sirküleri, ticaret sicil gazetesi fotokopisi, tapu fotokopisi, banka hesap cüzdanı fotokopisi ve üç aylık hesap hareketini gösterir belge, SSK'dan belge, Bağ-Kur'dan belge, 4 aylık sigorta bildirgesi fotokopisi, son üç aylık bordro fotokopisi, kredi kartı ekstresi, seyahat süresini kapsayan 30 bin Euro'luk teminatlı seyahat sağlık sigortası yer alıyor."

VİZE İÇİN PIN NUMARASI

Vize işkencesi ülkeden ülkeye farklılıklar gösteriyor. Örneğin, ABD vizesi için öncelikle elçilikten randevu almak gerekiyor. Ancak randevu için de 16 Amerikan Doları karşılığında bir PIN numarası almak gerekiyor. Vize başvurusu yapacak olan işadamı, PIN numarası ile vize servisini arayıp, randevu isteyebiliyor. Bu görüşmeden sonra vize işlemleri sürdürülüyor. Çin vizesi alabilmek için de Çince bilmek ya da Çince bilen birinden yardım almak gerekiyor. Çünkü, Çin Büyükelçiliği'nin vize talep formuna, vize almak isteyen kişi adını Çince karakterde yazmak zorunda. Fransa Büyükelçiliği'nin vize talep formu da Fransızca hazırlanmış. Bu formu doldurmak için de Fransızca bilmek ya da bilen birinden yararlanmak gerekiyor. İtalyan vizesi alacaklar için, İtalyan şirketinin davetine ek olarak bu şirketin İtalya'daki ticari sicil kayıt (visura camerale) belgesinin de elçiliğe fakslanması gerekiyor. İlgili ülkelerin büyükelçilikleri veya konsoloslukları, işadamlarından her zaman yeni belge isteme hakkına sahip olduklarını da vize bilgilerini içeren bilgi metinlerinde yer veriyorlar. İşadamı, istenen tüm belgeleri tamamlasa da büyükelçilikler vize vermeme veya ilgili ülke sınırından içeri sokmama hakkına sahip. Ve bu ülkeler vize vermeme nedenini açıklamak zorunda olmadıklarını da bilgi metinlerinde belirtiyor.

ABD Büyükelçiliği vize başvurusunda bulunanlara 9 maddelik bir fotoğraf kriteri dayatıyor. İşte ABD'nin fotoğraf kriterleri:
"Başvuru sahibi son 6 ay içinde çekilmiş tüm yüzü kaplayan bir fotoğraf getirmelidir. Tüm yüzü kaplayan fotoğraf direkt kameraya bakar şekilde çekilmiş olmalıdır. Yüz, fotoğrafın yaklaşık yüzde 50'sini kapsamalıdır. Fotoğrafta 2 kulak birden açıkça görülmelidir. Fotoğraf kişinin gözlerinin açık ve ağzının kapalı olduğu yüz ifadesini (gülümseme olmamalıdır) göstermelidir. Koyu renk gözlükler, sağlık nedenleri haricinde kabul edilemez. Fotoğrafın arka fonu beyaz renkte olmalıdır. Fotoğrafın boyutları 50x50 mm olmalıdır ve baş fotoğrafın ortasında yer almalıdır. Saçın üst kısmından çenenin alt kısmına kadar olan baş mesafesi/ uzunluğu 25-35 mm olmalıdır. Göz seviyesi de fotoğrafın alt hizasından itibaren 28-35 mm olmalıdır. Fotoğraf başvuran kişiyi açık şekilde tanımlamalıdır. Başvuru sahipleri düzgün giyinmiş olmalı ve şapka ve benzeri aksesuarlar takmamalıdır. Üniforma ya da başvuru sahibinin saçını veya başka özelliklerini kapsayacak eşarp, baş örtüsü giyilmemelidir. Eğer başvuru sahibi baş örtüsü giymek zorunda ise, fotoğrafta iki kulak ve alın açıkça görülmelidir. Fotoğraf çerçevesiz basılmalıdır. Arka fonu desenli veya koyu renkli fotoğraf kabul edilemez. Hızlı çekim fotoğraflar ya da dijital kalite fotoğraflar kabul edilmemektedir. Fotoğraflar, standart muamele gerektiren film kullanılarak, standart tek lens refleks tipi fotoğraf makinesiyle çekilmelidir."

26 YILDIR HAKSIZLIK YAPILIYOR

Rapora göre, AB ülkelerinin Türk işadamlarını ve serbest meslek mensuplarını vize işlemlerine tabii tutması haksız bir uygulama ve bu uygulama 1980 yılından bu yana yapılıyor. AB-Türkiye ilişkilerinin hukuki temelinin esaslarını, 1963 tarihli Ankara Anlaşması, 1973 tarihli Katma Protokol ve çeşitli tarihlerde gerçekleşen Ortaklık Konseyi Kararları hükümleri belirliyor. Avrupa Toplulukları Adalet Divanı kararları gereği, AB üye ülkeleri yukarıda sözü edilen anlaşma hükümlerini uygulamakla yükümlü ve söz konusu hükümlerin uygulanması için üye ülke parlamentolarının ayrıca düzenleme yapmasına gerek yok. Türk işadamları açısından da bu anlaşmalarda mevcut durumun kötüleştirilemeyeceğine ilişkin bir kural mevcut. Mevcut durumun kötüleştirilemeyeceğine ilişkin kuralın dayanağı, Ankara Anlaşmasının 13.ve 14. maddeleri, 1973 tarihinde yürürlüğe giren Katma Protokolün 41/1 maddesi ve 1/80 sayılı Ortaklık Konseyi Kararının 13. maddesinde yer alıyor.

ATO'nun raporuna göre, elçiliklerin istedikleri belgeler arasında Türkiye'de gizliliği yasayla hüküm altına alınan vergi beyanı, mal beyanı, banka hesap bilgileri de yer alıyor. Elçilikler, işadamlarının kredi kartı ekstresini talep ederek, özel hayatın gizliliği ilkesine aykırı hareket ediyorlar. Vergi Usul Kanunu'nun 5. maddesi vergi mahremiyetini düzenliyor. Vergi mahremiyeti konusundaki düzenleme bununla da kalmıyor., Türk Ceza Kanunu'nun 198'inci maddesinde de kanuna aykırı hareket edenler hakkında cezai düzenleme öngörülüyor. Türk yasaları vatandaşlarına, bu hakları verdiği halde, işadamları ticari amaçla yapacakları seyahatlerde yasalara aykırı davranmak zorunda bırakılıyor. Türkiye'de varolan vergi mahremiyeti yurtdışında aleniyete dönüşüyor.

KRİBATİ BİLE TÜRK VATANDAŞINA VİZE KOYUYOR

Rapora göre, 50 ülke Türkiye'ye vize uygulamazken, aralarında Türkiye'nin üye olmak için can attığı AB üyesi ülkelerinin de bulunduğu 139 ülke, Türk vatandaşlarından vize talebinde bulunuyor. Türkiye'den vize isteyen ülkeler arasında, pek çoğunun haritadaki yerini hatta adını bile bilmediğimiz Laos, Cape-Verde, St. Cristopher Nevis, St Vincent-Grenadines, Soa Tome-Principe, Kribati gibi ülkeler yer alıyor. Türk vatandaşları başka ülkelere gitmek için vize işkencesine tabii tutulurken, Türkiye, vize konusunda yabancılara karşı son derece esnek uygulamalar ortaya koyuyor. Türkiye'nin vize uyguladığı ülke vatandaşları, dış temsilciliklerimizden vize alabilecekleri gibi sınır kapılarından bandrol alarak da Türkiye'ye giriş yapabiliyor.

ATO Başkanı Sinan Aygün, Türkiye'nin üyesi bulunduğu Gümrük Birliği'ne dahil ülkeler başka olmak üzere, çok sayıda ülkenin vize şartlarının, Türk işadamlarına karşı işkenceye dönüştüğünü belirterek, "AB Türkiye'deki en ufak bir konuya müdahalede bulunarak haktan hukuktan bahsediyor. Ancak konu Türk işadamının Ankara Anlaşması, Katma Protokol ve Ortaklık Konseyi'nden doğan haklarını kullanmalarına gelince, şahin kesiliyor. Türk vatandaşlarına ve işadamlarına uygulanan vize prosedürü insan haklarına aykırıdır" dedi. 1995 yılında Gümrük Birliği anlaşması imzalandığını hatırlatan Aygün, haksız uygulamanın bu anlaşmanın imzalanmasından sonra da devam ettiğini kaydetti. Aygün, "Türkiye 10 yıldır Gümrük Birliği üyesi, malların serbest dolaşımı var. İşadamları mallarını satmak için dolaşamadıktan sonra malların serbest dolaşımı ancak Türkiye'nin ithalatını patlatır" dedi. Elçiliklerin vize vermek için işadamlarından istedikleri belgeleri de eleştiren Aygün, şunları kaydetti:

"Türkiye'de mal beyanını açıklamanın yasalara aykırı olduğu tartışılırken, iş adamlarımız ticaret yapmak istedikleri ülkelere mecburi mal beyanında bulunuyorlar. Hasan'a mahremiyet olan, Hans'a aleniyete dönüşüyor. Vize işkencesi daha en baştan yurtdışına ticaret amaçlı ziyaret için caydırıcı etki yapıyor. Diğer taraftan da AB üyesi ülkelerin işadamları ellerini kollarını sallayarak Türkiye'ye girip çıkabiliyor, istedikleri gibi mal satabiliyorlar. Şartlar böyleyken rekabetten söz etmek de mümkün olmuyor. Türk vatandaşlarına yönelik bu haksız uygulamaya bir an önce son verilmesi için tüm mercileri üzerlerine düşeni yapmaya çağırıyorum."