Düşük faizli konut kredisi nedeniyle tüccarlar arasındaki ev alım-satımın ciddi boyutlara ulaştığını kaydeden ATO Başkanı Aygün, hükümetin önlem almasını istedi.
Abone olAnkara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, 2001 krizinde kredi faizlerinin yüzde 50'lerden yüzde bin 500'lere fırlaması nedeniyle büyük darbe yiyen tüccarların, anlaşmalı olarak kendi aralarında emlak alım-satımı yapıp konut kredisi çektiklerini ve bu krediyi ticari amaçlı kullandıklarını belirtti. ATO Başkanı Aygün, yaptığı yazılı açıklamayla düşük faizli konut kredisi nedeniyle tüccarlar arasındaki ev alım-satımının ciddi boyutlara ulaştığını açıkladı. "Dayı-yeğen ya da hala-yeğen gibi soyadı tutmayan yakın akrabalar, kuzenler, komşular ve şirket ortakları kağıt üzerinde birbirlerine ev satmış gibi yaparak konut kredisi çekiyor. Alım-satımı yapılan evlerin sahipleri değişmiyor, sadece tapu değişiyor. Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer. Krizde ticari krediden ağzı yanan tüccar da bu tür yöntemlere başvurarak konut kredisine yöneliyor" diyen Aygün, 2005 yılının ilk 9 ayında toplam 140 bin kişinin konut kredisi kullandığını, 2005 yılı başında 2 katrilyon 790 trilyon lira olan konut kredisi miktarının Ekim ayı ortasında 9 katrilyon 494 trilyon liraya ulaştığını hatırlattı. 2003 yılında yüzde 14 olan konut kredilerinin tüketici kredileri içindeki payının, Eylül 2005 itibariyle yüzde 36'ya yükseldiğine işaret eden Aygün, konut kredilerindeki patlamada, tüccarlar arasındaki anlaşmalı emlak alım-satımının da payı olduğunu bildirdi. Ticari kredilerin konut kredilerinden 3 kat daha pahalı olması nedeniyle tüccarın bu yola başvurduğunu ifade eden Aygün, şunları söyledi: "Türkiye'de ticaretin önündeki en büyük engellerden birisi, ticari kredi faiz oranlarının yüksek olması. Konut kredilerinin faiz oranı ortalama yüzde 1.2 iken, ticari kredilerin faiz oranı yüzde 300 daha fazla. Özellikle son dönemde bankalar tüccarı unutup konut kredisine ağırlık vermiş durumda. Böyle olunca tüccarlar da kendi aralarında ya da soyadı tutmayan yakın akrabalar arasında anlaşmalı emlak alım-satımı yaparak konut kredisi alıyor ve bu krediyi ticari amaçlı kullanıyor. Al gülüm ver gülüm." Vade süresinin ticari krediye göre uzun olması ve kredi çekme prosedürün kolaylığı gibi etkenlerin de tüccarı konut kredisine yönelttiğini söyleyen Aygün, "Kefilsiz, 10-20 yıl vadeli konut kredisi veren bankalar var. Ticari kredilerin geri ödemesi süresi genellikle 3 yıl Üstelik prosedürü de uzun" diye konuştu. Ticari kredilerin ekonomiyi canlandırıcı ve istihdamı artırıcı bir kredi olduğunu vurgulayan Aygün, bankaları ticari kredi faiz oranlarını düşürmeye çağırdı. Konut kredisindeki artışın tehlike sinyalleri verdiğine de dikkati çeken Aygün, şunları söyledi: "Günde ortalama bin 200 kişi konut kredisi kullanıyor. Uzun vadeli konut kredileri ekonomi ve bankacılık sektörü için tehlike yaratıyor. Bazı bankalar 25 yıla kadar vade yapıyor. Bol keseden dağıtılan bu krediler geri dönmezse bankaların elinde onbinlerce hacizli konut olacak. Bu durum, Türkiye ekonomisini derinden sarsacak bir krize yol açabilir. Uzakdoğu, İsveç ve Japonya'da bunun örnekleri yaşandı." Vatandaşların ev sahibi olma hayaliyle ödeme güçlerini aşan miktarlarda kredilerin altına imza attıklarını anlatan Aygün, hükümetin konut kredilerini kontrol altında tutacak önlemler alması gerektiğini bildirdi.