BIST 9.627
DOLAR 35,25
EURO 36,71
ALTIN 2.967,60
HABER /  GÜNCEL

ATO'dan çarpıcı af raporu

ATO'nun hazırladığı 'Gizli Af, Zamanaşımı Raporu'nda, Türkiye'nin kanayan yarasına parmak basıldı. Rapora göre, her yıl 400 bin dosya zamanaşımına uğruyor.

Abone ol

Raporda batık bankalar ile ilgili davalarda zamanaşımından faydalanmak için çok sık avukat değiştirildiği ve davaların uzatıldığına dikkat çekiliyor. Rapora ilişkin ATO'dan yapılan yazılı açıklamada, 80 yıllık Cumhuriyet tarihi boyunca çeşitli adlar altında 100'ü aşkın affa imza atan Türkiye'nin, her yıl ortalama 400 bin dosyanın düşmesine neden olan ve adına 'zamanaşımı' denilen “sinsi ve gizli affın pencesinde kıvrandığı” ifade edildi. Adalet Bakanlığı verilerinden hazırlanan rapora göre, sadece 1986-99 yılları arasında ülke genelinde kapanan dosya sayısı yıllık ortalama 200 bini buldu. 1999 yılında yaklaşık 407 bin dosya zamanaşımı engeline takıldı. En çarpıcı sonuç ise 2000 yılına ait. Buna göre, 2000 yılında savcılık evresinde 117 bin 941, ilk derece mahkemelerde 365 bin 174, Yargıtay'da 10 bin 728 olmak üzere toplam 493 bin 843 dosya zamanaşımı nedeniyle düştü. Öte yandan Adli Sicil İstatistik Genel Müdürlüğü'nün 2001 yılı verilerine göre, ceza mahkemelerinin verdiği kararların yüzde 24.8 gibi oldukça büyük bir kısmı, başta zamanaşımı olmak üzere çeşitli nedenlerle düşüyor. ADALET ZAMANI AŞAMIYOR “Adalet zamanı aşamıyor, çünkü davalar biriktikçe birikiyor, uzadıkça uzuyor” denilen rapora göre, Türkiye'de ceza mahkemelerinde bir davanın ortalama yargılama süresi 2002 yılı verilerine göre 232 gün olmasına rağmen, DGM'lerde bu süre 364, Çocuk Mahkemelerinde 557, Ağır Ceza Mahkemelerinde 347, Asliye Hukuk Mahkemelerinde 427 günü buluyor. Raporda Türkiye'nin “yolsuzluk kıskacında kıvrandığı”, ancak siyasetçi, işadamı, bürokrat üçgeninde kimsenin ceza görmediğine vurgu yapılıyor. Kimi suçlarda 5 yıl olan zamanaşımının bir hükümetten diğer hükümete geçene kadar dolduğu, gelen hükümetin yapılan yolsuzlukların farkına vardığında ise “iş işten geçmiş” olduğu ifade ediliyor. Rapora göre, bu sürede bürokrat ya zamanaşımı ya da “milletvekili zırhına” bürünerek davalardan kurtuluyor. BATIK BANKALARLA İLGİLİ DAVALARDA ZAMANAŞIMI Raporda, TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu'nun bile, görev süresinin sınırlı oluşu ve zamanaşımı engeli ile karşılaşma ihtimali dolayısıyla son 5 yılı mercek altına almak zorunda kaldığı belirtiliyor. Rapor, Araştırma Komisyonu'nun, önceki hükümet döneminde görev yapan ve haklarında suç duyurusunda bulunduğu 40'tan fazla bürokrat hakkında açılan 19 davanın düşmesini zamanaşımına çarpıcı bir örnek olarak veriyor. Diğer taraftan raporda, özellikle batık bankalar ile ilgili davalarda zamanaşımından faydalanmak için çok sık avukat değiştirildiği ve dava dosyası incelemek adı altında davaların uzadıkça uzadığına dikkat çekiliyor. MÜKELLEF DE NASİPLENİYOR Vergi Denetmenlerinin “Vergi Denetiminin Yeniden Yapılandırılması” adlı raporuna da atıfta bulunan ATO raporunda, vergi kaçıran bir mükellefin 5 yıllık zamanaşımı süresinde hiç incelenmeme olasılığının yüzde 85, bir kez incelenme olasılığının ise yüzde 13 olduğu vurgulandı. Dolayısıyla mükelleflerin yüzde 85'i incelenemediği için zamanaşımı için öngörülen 5 yıllık süre içerisinde vergi kaçıranlar da bu durumdan nasiplenebiliyor. Ancak zamanaşımı sürelerinin dolmasıyla vergi alacağı ortadan kalkmıyor. Sadece vergi idaresinin artık bu alacağı talep yeteneği ortadan kalkıyor. ZAMANAŞIMINDAN KAZANÇLI DA ÇIKILABİLİYOR Rapora göre, zamanaşımı nedeniyle devlet hep kaybetmiyor, bazen de kazanıyor. Bankalarda mevduat sahipleri tarafından unutulan paralar 10 yıllık zamanaşımı dilimleri halinde gelir kaydediliyor. 2002 yılında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun bu nedenle elde ettiği gelir 6 trilyonu buluyor. Benzer bir durum, Milli Piyango İdaresi'nde yaşanıyor. Kazandıkları ikramiyeleri 1 yıl içerisinde almayan talihlilerin ikramiye tutarları gelir kaydediliyor. Milli Piyango İdaresi bu bir yıllık zamanaşımı süresini 3 aya düşürmeye hazırlanıyor. Rapora göre Türk hukukunda bütün suçlar zamanaşımına tabii. Ancak zamanaşımı suçların niteliğine göre 6 ay ile 20 yıl arasında değişiyor. Zamanaşımını kesen nedenler devreye girmesi halinde mevcut süreler yarısı kadar daha uzayabiliyor. Türk yasaları “dava zamanaşımı” ve “ceza zamanaşımı” olarak iki tür zamanaşımını tanımlıyor. ATO BAŞKANI AYGÜN: AFLARIN EFENDİSİ ZAMANAŞIMIDIR Rapora ilişkin değerlendirmelerde bulunan ATO Başkanı Sinan Aygün, Türkiye'de ceza davalarında zamanaşımına uğrama oranlarının çok yüksek olduğunu işaret ederken, “Türkiye'de gizli bir af müessesi çalışıyor ve vicdanlar sızlıyor. Kim ne derse desin, afların efendisi zamanaşımıdır” dedi. Zamanaşımı sürelerinin artırılmaya çalışıldığını ifade eden Aygün, şunları kaydetti: “Ancak bu da yeterli olmayabilir. Çünkü davalar çok uzun sürüyor. Bunun önü alınmazsa, düzenleme bir işe yaramayabilir. Bir davanın mevcut zamanaşımı sürelerinde bitirilememesi, hukuk ayıbıdır. Davalar az sayıda da olsa, 20-30 yıl sürebiliyor. Ceza davalarında çoğu dava 4-5 yılı buluyor. Bu sürenin 1.5 yıla kadar düşürülmesi gerekiyor. Zamanaşımına uğrayan davalarla ilgili olarak, davaya bakan hakimler hakkında da soruşturma açılabilmelidir.”