BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

Ateistlerden zarar gelmez!

Gerçekten bir ateistse, neye neden inanmadığını biliyorsa, bir dini inancın, bir dini öğretinin karşısında kendi fikirleriyle durabiliyorsa, en önemlisi neden inanmadığını konusunda kendi kalbine ve beynine o da bir köprü kurabilmişse zarar gelmez ondan.

Hep şunu düşündüm, gerçekten inanan, inancını yüreğinde hisseden, merhameti ve vicdanı söz konusu olduğunda kalbiyle beyni arasına köprü kurabilmiş insandan, bir zulüm karşısında, gösteriş olsun diye değil, hakikaten, sessiz duramayan, karşı olduğu haksızlıkları, hukuksuzlukları başkasının yapmadıklarına söylendikten sonra aynı adaletsizliği kendi de yapmayan, duanın gücüne kalpten inanan, inancını reklam malzemesi yapmayan gönülden inançlı bir insandan asla zarar gelmez.

 Ama bir ateistten de hiç zarar gelmez. 
 
Gerçekten bir ateistse, neye neden inanmadığını biliyorsa, bir dini inancın, bir dini öğretinin karşısında kendi fikirleriyle durabiliyorsa, en önemlisi neden inanmadığını konusunda kendi kalbine ve beynine o da bir köprü kurabilmişse zarar gelmez ondan.
 
Ama inandığını sanan, inancını reklam malzemesi yapan, inancını üstünlük olarak kullanan, hatta kendi inandığına inanmayanları ötekileştiren insanların oluşturduğu "inandığını sananlar" grubu, ve inanmadığını sanan, sırf inanmıyorum demek için çırpınan, "inanca küfredip adını ateizm koyanlar" grubu var ki... 
 
İşte en büyük zarar onlardan gelir.
 
Bu tipler, namaz kılan-kılmayan, oruç tutan-tutmayan, türbanlı-türbansız, alevi-sünni, Kürt-Türk gibi ayrımlara tabii tutarlar ki insanları, bence işte asıl onlar inançlarını satıyorlardır.
 
Özellikle, inandığını, tek Tanrılı bir dine mensup olduğunu uluorta bağıran insanlar var. Sanki diğerlerinin kalbini görebiliyormuş gibi inanan-inanmayan diye ayırabilen, kimin ne kadar Müslüman, kimin ne kadar Gayrimüslim olduğuna karar verebilen bu insanlar, iddia ediyorum, aslında kendilerinden başka kimseye tapmıyorlardır.
 
Aksi olsa, bir tek Allah'a ya da Tanrıya (adına ne dediğiniz önemli değil) inanan bir insan için evrendeki canlı-cansız bütün varlıkları o yaratmıştır. Onun yaratırken şundan bundan diye ayırmadıklarını sen hangi akla, hangi kalbe, hangi dine hizmet ayırabiliyorsun diye sorarlar adama.
 
Çünkü iman şöyle bir şeydir. 
 
İman, İnsanın yüreğinde olması gereken Allah korkusudur. 
 
Ama bu korku, onun zarar vereceğinden duyulan bir korku değildir. 
 
Onu incitmekten, onu üzmekten duyulan bir korkudur.
 
Hani en sevdiğini düşün, en değer verdiğini.
 
Anneni düşün mesela bırak diğerlerini.

Hiç insan annesini bile isteye üzebilir mi?
 
Yaratandan ötürü sevmek vardır neredeyse bütün dinlerde.
 
Allah'ın yarattıklarını sevin derler o dinler.
 
Kedisini, köpeğini, ağacını, çiçeğini, içine çektiğin havayı, bakıp bakıp iç geçirdiğin doğayı, yağmurunu karını sevmektir inanmak.
 
Şikayet etmemektir.
 
Twitter'dan, Facebook'tan Allahın yarattıklarına küfretmemektir.
 
İnanmak öyle sıradan bir şey değildir.
 
İnanç, yüreğinin derinlerine öyle bir işler ki insanın, gücüne inanarak, gerçekten hissederek, istersen olacağını bilerek, gerçekleşeceğinden emin olarak edersen duayı...
 
Allah çok büyük bir kapı açar sana...
 
O kapıdan geçmek çok kolaydır...
 
Eğer gönül gözün açıksa.
 
Bu yüzden neye ve neden inandığını bilen, neye ve neden inanmadığını bilen insanlardan zarar gelmez.
 
Zarar gelecek olan tipler, inandıkları şeyin başkalarının öğrettiklerinden fazlası olduğunu bilmeyenlerdir.
 
Neye inandığını öğrenmek için çabalamayanlardır.
 
Okumak yerine, kulaktan dolma bilgileri beyinlerine doldurup ona buna dinsiz diyenlerdir.
 
Dini şekle sokmuş, şemale bürümüş tiplerdir.
 
Uzak durun derim..
 
Ama yaratandan ötürü yine de sevin...
 
Günün sözü: "Size doğrusunu söyleyeyim, kim şu dağa: "Kalk, denize atıl!" der ve yüreğinde kuşku duymadan dediğinin olacağına inanırsa, dileği yerine gelecektir." (Hz. isa) 

 twitter.com/nsrnylmz