BIST 9.916
DOLAR 35,19
EURO 36,64
ALTIN 2.961,49
HABER /  GÜNCEL

Ateist idiler, şimdi dine sarıldılar

Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turgut'un dine döndüğünü açıklaması geniş yankı uyandırdı. Şimdi akıllara maneviyata sarılan diğer ünlüler geliyor..

Abone ol

Geçirdiği beyin kanamasına kadar ateist (Tanrı tanımaz) olduğunu belirten Akşam gazetesi Genel Yayın Müdürü Serdar Turgut, Almanya'daki hasta yatağında Kuran okuduğunu belirtti ve ekledi: Dindarlığımı destekleyen bilgi istiyorum. Duanın gücünü keşfettim. Hidayete erdiler En ünlü ateist İngiliz felsefeci Flew, 81'inde "Tanrı vardır" dedi. Dünya bunu tartışırken Serdar Turgut da "artık ateist değilim" dedi... İman yolunda huzur bulanlar arasında birçok ünlü isim de bulunuyor. Onlar inkârcı değildi ancak şimdi manevi yönden daha güçlüler. Dünyanın en ünlü ateistlerinden İngiliz profesör Antony Flew'un 81 yaşında Allah'a inanmaya başladığını açıklamasından sonra şimdi de Türkiye'deki bir başka ünlü ateist, Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turgut dine döndüğünü açıkladı. Turgut un bu açıklaması geniş yankı uyandırdı. İngiliz bilimadamı Flew'ün sözlerinin ardından, Serdar Turgut'un açıklamaları akıllara ateistken ya da dini inançları kuvvetli değilken maneviyata sarılan ünlüleri getiriyor. Müzikle uğraşırken bir anda yıldızı İslami çevrelerde parlamaya başlayan Engin Noyan, Türk müziğinin ünlü ismi Cem Karaca, mankenlerden Reha Yeprem ve Gülay Pınarbaşı manevi dünyalarında bu değişimi yaşayan ünlü isimler bazıları. DUAYI KEŞFETTİ Geçirdiği beyin kanaması nedeniyle bir süre Almanya'da tedavi gördükten sonra yurda dönen Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turgut, Zaman Gazetesi'nden Nuriye Akman'ın sorularını yanıtlarken, artık ateist olmadığını açıkladı. Hastalığından sonra duanın gücünüve Tanrı'yı keşfettiğini söyleyen Turgut, hayatında ilk kez kurban kestiğini, beyin kanamasından sonra Almanya'da bulunduğu dönemde Kuran'ı Kerim okuduğunu söylüyor. Bu değişim sürecinden dolayı mutlu ve huzurlu olduğunun altını çizen Serdar Turgut, laik kesime ise kendi Tanrı'sını anlatabileceğini ifade ediyor. Verdiği röportajda dini anlamaya çalışmanın huzur verici olduğunu belirten Turgut, yürüyemediğini anladığı an içinde esen fırtınanın onu iç dünyasına döndürdüğünü ve manevi değerleri tanıttığını söylüyor. ALGILAMA FARKI Serdar Turgut, Allah'ın gücünü yanında hissettikten sonra artık herşeyi O'ndan istediğini gazete yaparken de adım atarken de Allah'ı andığını söylüyor. Röportaj sırasında sık sık gözyaşlarına boğulan Turgut, sol elinde hastalıktan dolayı biraz zayıflık olduğunu ve zamana ihtiyaç duyduğunu söylüyor. Ateist olduğu dönemde de hiçbir inanana itiraz etmediğini ifade eden Turgut, din hakkında daha çok bilgi sahibi olmakistediğini belirtiyor. Dinci kesimle arasında bir duvar olabileceğini, dine bakışını toplumsal bir proje olarak görmediğini ifade eden Turgut, laiklerde spiritüel eksikliği olduğunu savunuyor. Turgut'a göre tuhaf şeylere inanma dine inanma ihtiyacının göstergesi. İnsanların dini inanç deyince eli tesbihli, sakallı adamlar ve örtünmüş kadınlar algıladıklarını söylüyor. İLERİYE GİTTİM Eşi Eser Noyan'la beraber müzikle uğraşırken keskin bir dönüş yaparak İslami çevrelerde yıldızı parlayan isimlerden biri haline gelen Engin Noyan bu durumu 'Dönüş yapmadım, ileri doğru gittim' diye açıklıyor. Yaptığı açıklamalarda eskiden de dinden kopuk olmadığını dile getiren Noyan, sakalını sorgulayarak ağarttığını söylüyor. Röportajlarında bir tarikat ya da cemaate bağlı olmadığını dile getiren Noyan, kitaplarının bir Müslüman'ın samimi duyguları olduğunu belirtiyor. MANKENDİ AMA... Gülay Pınarbaşı mankenlik yaparken tesettüre girdi ve hayatını İslami kurallara göre yaşamak istediğiniaçıkladı. Adı sık sık Adnan Hocacılar ile anılan Pınarbaşı, bir süre kapatılan Refah Partisi'nin yayın organı Milli Gazete'de yazarlık yaptı. İslami yaşam tarzını benimsedikten sonra dünyaya ve olaylara bakış açısının değiştiğini ifade eden Pınarbaşı'nın adı podyumlara veda edip tesettüre geçtiği dönemde Adnan Hoca'nın müritlerinden Altuğ Berker ile anıldı. ACILARA KARŞI KOYDU Cem Karaca'nın solculuktan liberalizme oradan İslami kesime çark ettiği öne sürüldü. Fethullah Gülen'in elini öpmesi, Fehmi Koru ile tam sayfa röportaj yapması hep tartışıldı. Karaca çocukken de iyi bir Müslüman olduğunun altını çizdi hep. Ancak ateist olduğunu ifade ettiği dönemler de oldu. Annesi Toto Karaca için 'Hasbelkader Hıristiyan oldu' sözü ile hafızalarda yer aldı uzun süre. Yurtdışındayken babası ve dönüşte annesini yitirmesinin ona derin acılar yaşattığını ve bunlara karşı koyabilmek için dine sarıldığınıifade etti röportajlarında. İNTİHARDAN DÖNDÜ Babası, MÜ İlahiyet Fakültesi profesörlerinden Mustafa Saim Yeprem. Reha Yeprem 1986'da Kelebek Sinema Kralı seçildi. Mankenlikten 5 yıl sonra sinemaya başladı. Dizilerde oynadı, manevi duyguların ağırlıkta olduğu 'Sır Kapısı' adlı programı sundu. Zehirli Bal isimli bir kitap yazdı. Manevi sıkıntıları yüzünden intihar etmek isteyen ancak daha sonra vazgeçen Yeprem, dine dönüşünü bu olayla açıklıyor. İNANCIM HEP VARDI Türk sinemasının en gözde oyuncularından olan Necla Nazır da son yıllarda dini inançları ile öne çıkan ünlülerden. Ancak Nazır olağanüstü bir olay ya da başına gelen kötü bir durum nedeniyle Allah inancına sahip olmadığını söylüyor. Nazır, "Ben Eyüp Sultan çocuğuyum ve Allah'a karşı olan görevimi yerine getiririm. Ama medya bunu bilmiyordu. Bu nedenle sonradan Müslüman olanlardan sanıyorlar" diyor. Sabah