BIST 9.660
DOLAR 34,58
EURO 36,25
ALTIN 2.925,26
HABER /  GÜNCEL

Atatürk'e düello teklif eden adam

Milli Mücadeleye katılan isimlerden Ahmet Rüstem Bey'in Atatürk'e düello teklif ettiği ortaya çıktı.

Abone ol

Babası Polonyalı, annesi İngiliz, asıl adı Alfred Bielinski olan Ahmet Rüstem Bey, Osmanlı'nın Washington Büyükelçiliği görevini yürütürken ABD Başkanı Wilson'a "İ..." diyecek kadar çılğın bir isim.

Sofrada yemek arasında sigara yakan Rüstem Bey, Atatürk'ün "içmeyin" uyarısına fena halde bozulmuş. İtibarının sarsıldığını düşünen Rüstem Bey, Atatürk'ü düelloya davet etmiş. Bu ilginç olayın ayrıntılarını Takvim yazarı Emin Pazarcı köşesine taşıdı.

(...)Bir gün yemekte et yenildikten sonra Mustafa Kemal'in karşısında oturan Rüstem Bey sigara yakıyor. Mustafa Kemal müdahale ediyor:
- Acele etmeyin, yemek devam edecek.
Aynı masada oturan Mazhar Müfit'in anlatımına göre Rüstem Bey, Paşa'ya sert bir şekilde cevap veriyor:
- Sizden müsaade almadan sigara içmeyi adaba aykırı görerek bana ihtarda bulunuyorsunuz. Yemek arasında hep sigara içilirken, bugün neden ayrıca müsaade almama lüzum görüyorsunuz?
Mustafa Kemal, yumuşak bir ses tonuyla Rüstem Bey'i sakinleştirmek istiyor:
- Yemek arasında sigara içilmesini, iştihamızın kapanması ve az yemek yememiz için usul haline getirmiştik.
Oysa, bugün etten başka helvamız da var. O yüzden sigara içmekte acele etmemenizi söyledim.
Aldığı cevap Ahmet Rüstem'i tatmin etmiyor. Hiddetle kalkarak sofrayı terk ediyor.
Dönem, Milli Mücadele yılları.
Anadolu'da sıkıntı diz boyu. Sofra, Atatürk'ün sofrası da olsa, orada bakanlar ve milletvekilleri de bulunsa, genellikle tek çeşit yemek yeniyor. Masadan yarı aç, yarı tok kalkılıyor.
Ama, o gün Atatürk'ün bir sürprizi var. Et yemeğinden sonra helva da gelecek. Bu sürprizi örtülü olarak anlatmak için "sigara içilmekte acele edilmemesini" istiyor. Ahmet Rüstem Bey ise bu uyarıyla kendisini aşağılanmış hissediyor!
* * *
Mazhar Müfit, odasına gittiğinde, Ahmet Rüstem Bey'i bir kağıda resimler yapıp çizgiler çizerken buluyor. Ahmet Rüstem, "Bu işin şakası yok" diyor:
- On beş kişilik bir sofrada beni adaptan habersiz bir insan gibi aşağıladı.
Şimdi, Paşa'yı düelloya davet etmek ve bu suretle haysiyetimi muhafaza etmek mecburiyetindeyim. Sizi vekil tayin ediyorum. Paşa'ya bildiriniz.
Mazhar Müfit hayretle soruyor:
- Düelloya mı? Paşa'yı öldürmek mi istiyorsunuz? "Hayır" cevabını alıyor:
- Bilakis, ben ona zarar vermeyeceğim.
Ben öleceğim veya yaralanacağım. Bu suretle haysiyetimi muhafaza edeceğim.
Silahı Paşa seçsin.
Talep, Mustafa Kemal'e aktarılıyor. O da çevresindekilerin kahkahaları arasında "modern bir silah" tercih ediyor:
- Süpürge sopası.
Ahmet Rüstem Bey, bir süre daha direniyor, günlerce ortalıkta görünmüyor.
Ardından da vaziyet eski halini alıyor. Mustafa Kemal'le dirsek teması hep sürüyor. Yurt dışına giriyor, yine önemli görevlerde bulunuyor. Milli Mücadele'ye destek veriyor.
Şimdi düşünüyorum da!.. Acaba bugün kaç kişi Ahmet Rüstem gibi davranır?
Zedelendiğini düşündüğü haysiyetini korumak için kaç kişi ölmeyi göze alabilir? Mutlaka vardır, ama ortalık genellikle yüzüne tükürülse "Yarabbi Şükür" diyecek adamlarla dolu!"

Yazının tamamı için tıklayın