Atatürkçüler ve Dinciler üzerine…
Dini bayramlar ve Milli bayramlar gibi halkımız da Atatürkçü ve Dinci olmak üzere ikiye ayrıldı.
Dini bayramlar ve Milli bayramlar gibi halkımız da Atatürkçü ve
Dinci olmak üzere ikiye ayrıldı. Atatürkçü olan Dinsiz, Dinci olan
da Atatürk düşmanı. İşte tam bu noktada başlıyor tartışmalar,
hoşgörüsüzlükler, taşlamalar ve daha birçok şey.
Ramazanda oruçlu/oruçsuz tartışmaları ardından Ramazan bayramı mı,
şeker bayramı mı polemiği, ve bu hafta kurban bayramında katliam
olacağını savunan sözde hayvanseverlerin çığlıkları ve 29 Ekim’in
kutlanmayacağının açıklamasının ardından bayrak asma merasimlerinin
başlaması yine Atatürkçü ve Cumhuriyetçi denilen tarafın
veryansınları…
Ahmet Hakan’ın ’’kurbana güzelleme, kurbanımızı keseceğiz
inşallah’’ başlıklı son yazısının altına yorum yapan bir
zat bakın ne demiş: ’’Ben ilerici ATATÜRKÇÜ biriyim, kurban
kesmeye, can yakmaya karşıyım, et yemeği de sevmem. ATATÜRKÇÜYÜM
sonuna kadar, beni 29 Ekim ilgilendiriyor, vatan elden gidiyor, biz
neyin derdindeyiz’’.
Aslında bu yorum dahi halkın nasıl ikiye ayrıldığının altını çok
güzel çiziyor. Atatürkçü isen Dinsizsin, darbecisin, at gözlüğü
takıyorsun. Dinciysen, yani AKP li isen, Atatürk düşmanısın,
gericisin, yobazsın bu böyle uzayıp gidiyor. Artık hem Atatürkçü
hem de dinine bağlı olma gibi bir seçeneği kimse kimseye tanımak da
istemiyor, birinden birisin net.
En çok okunan köşe yazarlarının yazılarının altına yapılan
yorumlara dikkat ederseniz, ülkemizde şucusun/ bucusun diye ikiye
ayrılan zavallı insanımızın gelmiş oluğu son durumu çok net
görebilirsiniz. Ve bu tartışmalarda şovenist köşe yazarlarının
etkisi de oldukça büyük. Ahmet Hakan ve Ertuğrul Özkök’ün son
yazıları da tamamen taraf zihniyeti…
Diğer taraftan Dini ve Milli bayramların artık bu kadar çok
tartışılıyor olması ve bu yolda yapılan revizyonlar gösteriyor ki,
ciddi bir kabuk değiştirme söz konusu. Milli bayramlarımızda
merasimlerin kaldırılması, Kurban bayramında ’’katliam
yaşanıyor ve bu bayram benim bayramım değil’’ diyen büyük
bir güruh şunu gösteriyor ki, bayramlarımız yok olmaya mahkum.
Sosyal medyada kurban bayramı ve 29 Ekim’e dair rastladığım
başlıklar ve yorumlara bakıp şöyle bir kanıya vardım; Avrupa’da,
dininizi sorduklarında ‘’’Müslümanım’’ cevabının
ardından mutlaka bir ’’AMA’’ olur, cümle şöyle
devam eder; ‘’’Ama, diğer dinlere inanıyorum ve
hoşgörülüyüm vs. vs.’’ Mutlaka bunu belirtmek ihtiyacı
hissedebilirsiniz, İslamofobinin varlığından dolayı.
İşte ülkemizde de , Dinci ve Atatürkçü diye ayrılan iki tarafın da
provokatörleri oldukça fazla, zaten ortalığı karıştıran da
bunlar.
Atatürkçüyüm diye geçinen ünlü bir şahıs da face sayfasından, aynen
şöyle seslenmiş ’’pazar günü bayraklarınızı alıyorsunuz, x meydana
geliyorsunuz, ha bu arada inananların bayramı (kurban) kutlu
olsun’’ .Avrupa’da bir Müslümanın, İslamofobinin varlığından
çekinip kurduğu yan cümle gibi değil mi bu ünlü zatın bayram
kutlaması ?
Netice itibariyle, artık ya Atatürkçüsün ya da, Dinci ! İkisi bir
arada olmuyor…
Ben, bu iki kesimi kalın çizgilerle ayıran herkese karşıyım ve
onları hiç samimi bulmuyorum. Atatürkçüyüm diye orda burda
yırtınanı da samimi bulmuyorum, dini yaşam şekline alet edeni de.
Aptalca ve gereksiz tartışmalar olarak addediyorum.
’’Kurban bayramında hayvan kesmekle ibadet olmaz’’
diyen sözde Atatürkçü’ye soruyorum; ’’bayrak sallamakla
Cumhuriyetçi mi oluyorsun, vatansever mi oluyorsun?’’
Kurban bayramına karşı çıkarlar en lüks restoranlarda etleri
hüpürdetirler diyen Ahmat Hakan’a soruyorum; ’’karşı çıkan
neden karşı çıkıyor, vejeteryan olduğu için mi, kuralsız kurban
kesimlerini protesto etmek için mi? Yazını yazarken halk
yorumlarına kulak verdin mi, ezber mi geçtin?’’
Yine Sayın Süleyman Özışık son yazısında; "Ayyy hayvan mı
boğazlanıyor. Ay kıyamam ya" diyen kadınlara ne demeli?
diyor
En son kürtaj tartışmalarında "Çocuğumu keserim, doğratırım,
kıyarım, bu benim meselem. Ama hayvan kesimine karşıyım demek
medenilik, Allah'ın emrini yerine getirmek barbarlık! mı diye
soruyor ve çok güzel bir örnek veriyor.
Dini inancın Allah ile kul arasında olduğunu anlamayan zihniyetle,
bayrak sallamanın Atatürkçülük olmadığını anlamayan zihniyet
kıyasıya savaşıyor ülkemizde.
İkisinin de birbirinden fakı yok.
Vatan/millet elden gidiyor diye ortalığı bulandıranlarla, tacizci
din hocalarının aynı kapta olduğu bir ülke bizim ülkemiz.
Sözde hayvansever geçinen, hayvanlara karşı büyük bir hassasiyet
beslerken aç komşusunu görmeyen, yine söz konusu kürtaj olduğunda,
dünyaya gelecek bir canın yok edilmesini kolayca kabullenirken,
kurban bayramı dolayısıyla sofrasına et girebilecek fakir fukarayı
görmeyen, davasını sadece pankartlarla, sesini yükselterek, bayrak
sallayarak, karşı çıkarak yapan, Türkiye’de yaşayan halkın nasıl
yaşadığından bi haber bu ’’kuru gürültüyü’’ de ben
çok zavallı buluyorum.