BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,81
ALTIN 2.967,35
HABER /  GÜNCEL

Atalay CHP'yi kaçmakla suçladı!

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, terörle mücadelede de ana muhalefetin hükümete desteğini eleştirdi

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, terörle mücadelede bu kış netice alma konusunda ''umutlu olduklarını'' söyledi. Atalay, Kanal 7 Televizyonu'nda yayınlanan Başkent Kulusi programında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.

AK Parti iktidarında yapılanları ''sessiz devrim'' olarak niteleyen Beşir Atalay, şöyle konuştu:

TÜRKİYE OLAĞANÜSTÜ HAL YAŞIYORDU

Beşir Atalay, bugünü değerlendirmek için 10 yıl öncesine bakmak gerektiğine dikkati çekerek şunları söyledi:

''90'lar, 80'ler, 70'ler. Ana özellikler şu Türkiye'de sürekli bir karmaşa. Sürekli koalisyon. 15-16 aya bir hükümet düşüyor. Sürekli kurulup dağılan koalisyonlar. Arada 28 Şubat. Tarihimizi kesintilerle dolu. Siyasetin üzerinde bir vesayet var. Sürekli milletin önüne engeller çıkarılıyor. Türkiye sürekli olağanüstü hal yaşıyor. İşkenceler, faili meçhuller, yargısız infazlar, ret ve inkar politikaları ve her kesime baskı. Vatandaşın büyük kesimi iç düşman konumundaydı. Dindar kesim, başörtülü kızlarımız okul kapılarında perişanlık içinde. Kürt vatandaşımız ana dilini konuşamaz, şarkısını Kürtçe söyleyemez. Alevi vatandaşımız başka türlü. Böyle bir Türkiye'ydi. DGM'lerle vesaire tam manasıyla olağanüstülükler. Enflasyon 3 haneliydi. Korkular, tabular, Türkiye böyle bir ortamı yaşıyordu. O dönemi bildiğimiz zaman 10 yılda ne kadar büyük değişimler yaşamışız daha iyi anlıyoruz.''

AK Parti'nin, ilk kabine toplantısından hemen sonra olağanüstü hali kaldırarak normalleşmenin ilk adımını attığını aktaran Atalay, ikinci adımın ise AB seferberliği olduğunu söyledi.

YAPILACAK ÇOK İŞİMİZ VAR

Atalay, değişimin kurumsallaşması konusunda yapılan eleştirilerin bir kısmında haklılık payı olduğunu belirterek ''Zaten biz de 'her şey bitti' demiyoruz. Yeni anayasa olmadan Türkiye'de yasal olarak kurumsallaşmayı gönlümüzce gerçekleştirmek zor. Ama, şu anda Türkiye'de büyük bir zihniyet değişimi ve rahatlama oldu ama bunların bir kısmı uygulamanın sonucu. Hala bazı mevzuatlarda da sorun var'' diye konuştu.

AK Parti hükümetinin devrimci olduğunu ifade eden Atalay, 10 yıllık süreçte yapılanlara bakıldığında ne kadar çok şey gerçekleştirildiğinin, demokrasi adına hangi adımlar atıldığının görüleceğini söyledi. ''Biz, '10 yılda AK Parti her şeyi değiştirdi' demiyoruz'' ifadesini kullanan Atalay, bunun en önemli göstergesinin AK Parti'nin 2023 vizyonu olduğunu vurguladı. Türkiye'nin demokratikleşmesi için daha yapılacak çok iş olduğunun altını çizen Atalay, 10 yılda demokrasi adına hangi adımların atıldığına ilişkin bir kitap hazırlattığını açıkladı.

DOKUNULMAZLIK KONUSUNDA AK PARTİ BOCALIYOR MU?

Atalay, ''Dokunulmazlık konusunda AK Parti bocalıyor mu'' sorusunu şöyle yanıtladı:

''Biz siyaset yaparak iktidar olduk ve Türkiye'nin değişimini öyle sağladık. Meclis onun için çok önemli. Hep söylüyoruz, siyasetin önündeki vesayet kalksın. Biz BDP'nin de bir ara Meclis'e gelmesi için çaba sarf ettik. Biz meclisin güçlü olmasını, iyi çalışmasını istiyoruz. Bütün sorunlar orada görüşülsün. Yani bizim bu yönde çabamız büyük. Siyasi partiler kapatılmasın istiyoruz. Parti kapatılsa bile milletvekilliğinin düşmemesi yönünde değişikliği yaptık. Bunları yapan AK Parti ama son dokunulmazlık tartışmasına adil bakmak lazım.

Ortada bir düşünce özgürlüğü ve siyaset var ama bunlar terörle birleşirse o ne siyaset ne de düşünce özgürlüğü olur. Dünyanın hiçbir yerinde terörle iç içe ne siyasete müsaade edilir ne de düşünce özgürlüğüne. Onun için 'şiddet içermeyen düşünce sonuna kadar özgür olsun' diyoruz. O kucaklaşmaları, açıklamaları Türkiye'de herkesin gözü önünde oldu ve buna bu kadar infial varken AK Parti sessiz kalamaz. Vatandaşın rehberliğini çok önemli görüyoruz.''

Erdoğan'ın dokunulmazlıkların alanının genişletileceği konusunda açıklamalar yaptığını hatırlatan Atalay, genel yaklaşımlarının sudan bahanelerle dokunulmazlıkların kaldırılmasını engellemek olduğunun altını çizdi.

TERÖRÜN GÖLGESİNDE BU KADAR OLUYOR

Başbakan Yardımcısı Atalay, demokratikleşme adımlarını ayrım gözetmeden tüm vatandaşlar için attıklarını, özellikle Kürt vatandaşların tarihte ellerinden alınmış haklarını iade ettiklerini söyledi.

Demokratikleşme sürecinin devam edeceğini dile getiren Atalay, ''Terör biterse vatandaşların hak ve hukuku konusunda değerlendirmeler ve yeni adımlar daha kolay olur ama terörün gölgesinde bunların hepsini konuşamazsınız. Toplumumuzun değişik kesimleri var. Biz de bir siyaset kurumuyuz ve bütün duyarlılıkları da tabii ki gözönüne almak durumundayız. Bunu da vatandaşlarımız iyi anlasınlar'' dedi.

TERÖR ÖRGÜTÜ ÜLKEMİZE TEHDİT

Terörle mücadele çalışmalarının bütün kurumların koordinasyonunda sürdüğünü ifade eden Atalay, ''Terör sorununun çözümünde güvenlik boyutuyla ilgili çalışmalar, güvenlik birimlerimizin alandaki etkin çalışmaları sürüyor ve sürecek. Karşıda silahlı terör, terör örgütü, terörist oldukça, vatandaşımıza ülkemize bir tehdit olarak bu güvenlik politikaları devam edecek. Bu konudaki çalışmalarımızı entegre stratejiyi olarak görüyoruz bir güvenlik boyutu var, bir de diğer boyutları var'' diye konuştu.

Terör örgütüyle görüşmeye ilişkin soru üzerine Atalay, siyaset kurumu olarak bu görüşmeleri daha önce yapmadıklarını, şimdi de yapmayacaklarını söyledi. Atalay, ''Devletin mekanizmaları, kurumları var. Bu konuları yürütmesi gereken kurumlar var, o kurumlar bütün bu çalışmaları yürütüyorlar'' dedi.

Terörle mücadelede tüm enstrümanların değerlendirildiğini ve gerektiğinde kullanılacağını dile getiren Atalay, ''Eğer elinizin altındaki enstrümanları terörü bitirmek için, ülkenizi huzura kavuşturmak için iyi değerlendirmiyorsanız esas onu sorgulamak lazım. Bu tür enstrümanlar değerlendiriliyor ve yeri geldiğinde devreye sokuluyor'' ifadelerini kullandı.

HEDEF SİLAH BIRAKTIRMAK

''Çok patinaj oldu bu konuda. Daha önceki görüşmeler sabote edildi. Farklı denklemler devreye girdi. Ne kadar umutlu musun? Silah bırakma dışında sınır dışına çekilme mi istiyorsunuz, eylemsizlik mi istiyorsunuz?'' sorusu üzerine Atalay, şöyle dedi:

''Bizim bundan sonraki çalışmalarımızın ana hedefi silah bırakmadır. Patinaja gelince onu patinaj olarak nitelendirmemek lazım. Bütün dünya örneklerini iyi incelettik biz. Hangi ülke bu sorunu nasıl çözdü. Bunlar zaman alır, inişleri çıkışları olur. Tüm bunları sürecin tabii unsurları olarak kabul etmek lazım. Neden Silvan saldırısı oldu. Bu süreçler tabii, bir çoğunu engelleyemiyorsunuz. Provokasyonlar oldu, sabotajlar, engellemeler oldu, içeride ve dışarıda bu süreci baltalama çalışmaları oldu ama biz asla umutsuz olmadık. Başladığımız günden beri umutsuz olmadık. İnşallah AK Parti dönemi bir fırsattır. Türkiye'nin ayağından bu prangayı çıkartmak için var gücümüzle çalışıyoruz.''

Atalay, ''Bu kış bir netice alma şansı olur mu?'' sorusu üzerine, ''Biz umutluyuz. Terör örgütü kesiminin zorluklarını görmek mümkün. Geleceğe bakışlarını değerlendiriyoruz. Şu anda bir Suriye faktörü var. Suriye'de sona geliniyor diye değerlendirmeler var. Bu da çözülürse bizim çalışmalarımız mesafe alacak'' diye konuştu.

CHP HEP KAÇIYOR

Terörün çözümü konusunda muhalefet partileri ve toplumla irtibat kurmayı, onların desteğini almayı önemli gördüklerini belirten Atalay, şunları kaydetti:

''Biz CHP'ye o kapıyı hep açık tuttuk, tutuyoruz. Biz onlara diyoruz ki gelin kardeşim. Bu ülkede anamuhalefetle iktidar el ele verirse çözülemeyecek sorun yok. Onlara randevu verdik, Başbakanımız randevu verdi. Çağrıyı yenilediğimizde 4'lü olursa geliriz diyorlar. İyi de dörtlünün toplanmasının zor olduğunu hepimiz görüyoruz, MHP kesinlikle katılmam diyor. O zaman CHP'nin ki çok dürüst bir yaklaşım değil. CHP bundan kaçıyor. Samimiyetsizlik gösteriyor. Anamuhalefet, bu konuda varsa teklifin çözümün, bize söyleyeceğin, iş birliği yapmaya hazırız. Oturup birlikte çalışalım. CHP gelsin biz bu konuyu paylaşmaya, yardımlaşmaya hazırız. Bu çerçevede hem sivil toplum örgütleriyle irtibatta, hem bölgede vatandaşımıza daha fazla ulaşmaya dönük çalışmalarımızı hızlandıracağız. Amerika içişleri bakanının bana bir daveti var. Gidersek terör merkezli görüşmeler olacak. Üçlü koordinasyonun devamı gibi.''