BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,73
ALTIN 2.969,52
HABER /  GÜNCEL

Astana görüşmeleri bugün ne karar çıkar Türkiye ne diyor?

ASTANA görüşmeleri bugün başlıyor. Suriye'de kalıcı barışın sağlanması için yapılacak Astana görüşmelerinden Suriye için ne karar verilecek? Astana görüşmelerine ilişkin detaylar gün boyu güncellenen bilgilerle internethaber.com'da.

Abone ol

ASTANA'da bugün Suriye'nin kaderi çizilecek. Diplomatlar, siyasetçiler ve Suriye'de savaşan silahlı muhalif grupların komutanları, Astana'da eksi altı derecede dünyanın en yakıcı, en sıcak sorunlarından birini çözmek için yeni görüşmelere başladı.

TÜRKİYE GERİ ADIM ATACAK MI?

Masadaki en kritik konu Türkiye'nin Esad'sız geçiş şartından vazgeçip geçmeyeceği. Diğer bir konu ise Kürtlerin Astana görüşmelerine çağırılmamış olması. Astana'ya davet edilmeyen Kürtleri durumu protesto için sokağa döküldüler. 

SURİYELİ MUHALİFLERDEN FLAŞ KARAR

Suriyeli muhalifler, ilk oturumda Esad rejiminin Astana'ya gönderdiği heyetle yüz yüze görüşmeyi reddetti.

Açıklamayı, görüşmelere katılacak olan Suriye muhalefeti heyetinin sözcüsü Yahya el Aridi yaptı. Daha önce de Reuters'a konuşan Aridi, Suriye'de barışın sağlanması için bugün Astana'da başlayacak olan müzakerelerde sadece ateşkesi daha sağlam temellere oturtmanın ve insani konuların görüşüleceğini belirtmişti.

Aridi, "Siyasi görüşmelere girmeyeceğiz, tek konu ateşkese riayet ve kuşatma altındaki Suriyelilerin acılarının hafifletilmesi ile alıkonulanların serbest bırakılması ve insani yardım ulaştırılması" dedi. Aridi, "Dikkatin bu konulara yoğunlaşmasını önlemek Suriye rejiminin çıkarına. Suriye rejimi Astana'daki varlığımızın teslim olmak olduğunu düşünüyorsa bu bir aldanmadır" diye konuştu.

İLKLERE SAHNE OLUYOR

Suriye'de 300 binden fazla kişinin ölümü, milyonlarca kişinin yerinden edilmesine neden olan savaşa siyasi çözüm bulmayı uman görüşmeler, birden fazla ilke sahne oluyor.

Bunlardan birincisi, Suriye'deki silahlı muhalif grupların komutanlarının ilk kez çözüm arayışı için masaya oturması. Zira bundan önce Cenevre'de yapılan görüşmelerde askeri liderler değil, muhaliflerin siyasi temsilcileri masada olmuştu.

Bu yeni durum, hem siyasi liderlerinin sahadaki etkinliğinin sorgulanmasının bir sonucu hem de askeri durumun daha önemli hale gelmesi şeklinde görülüyor.

İkinci ilk ise Suriye hükümeti ve muhaliflerin ilk kez aynı masaya oturması. Bu konu o kadar hassas ki, görüşmelerin yapılacağı mekan belli olmasına rağmen, Pazar günü öğleden sonraya kadar iki tarafın aynı masa etrafında mı olacağı yoksa ayrı odalarda aracılar yoluyla mı görüşeceği halen belirsizliğini koruyordu.

TÜRKİYE AÇISINDAN BİR İLK

Üçüncüsü ise Türkiye açısından bir ilk: Her ne kadar bugüne kadar Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile dolaylı görüşmeler olduğu söylenmiş olsa da uzun yıllar Esad'sız geçiş süreci fikrinin en hararetli savunucu olan Ankara ve Suriye hükümeti ilk kez bir masa etrafında oturuyor.

Bütün bu tablo karşısında Astana'da gördüğümüz diplomatları, iyimser ve güler yüzlü; ilk kez masaya oturacak ve sözleri dinlenecek olan muhalif komutanlar ise mutlu ve rahat diye tarif etmek mümkün.

Muhalifler arasında da Türkiye'nin desteklediği Faylak El Şam ve Sultan Murat Tugayı'nın liderleri de yer alıyor.

TRUMP KATILMAYI REDDETİ SADECE GÖZLEMCİ VAR

ABD katılımcı bir heyet değil, gözlemci gönderiyor. Bazı yorumculara göre, ABD'nin masadaki isteksiz görünümü dışında bu tablo neredeyse mükemmel.

ABD'nin Astana görüşmelerine iki gün kala, Kazakistan Büyükelçisi George Albert Krol'un toplantılara gözlemci sıfatıyla katılacağını açıklaması, Rusya ve Türkiye'nin Washington'a yaptığı davetin kısmen de olsa karşılıksız bırakılmadığı anlamına geliyor.

ABD ile birlikte masada eksik olduğu düşünülen grupların arasında Türkiye'nin kırmızı çizgisi olan Kürt grup Demokratik Birlik Partisi (PYD) de var.

Türkiye, PKK ile bir farkı olmadığını söylediği PYD'nin toplantılara katılmasına karşı olduğunu söylemiş ve bu talebi Rusya tarafında da kabul görmüştü.

Barzani'nin desteklediği ve Türkiye'nin de ilişki içinde olduğu Suriye Ulusal Kürt Konseyi ise görüşmelere katılıyor.

Kürtler, geçen hafta içerisinde Kamışlı kentinde Astana görüşmelerine davet edilmemelerini protesto etti

TÜRKİYE'NİN MASADAKİ ROLÜ

Türkiye'nin Rusya ve İran ile birlikte bu görüşmelerin garantörlüğünü üstlenmesi ise, Ankara'nın bugüne kadar Suriye konusunda aldığı en etkili siyasi inisiyatif olarak görülüyor.

Türkiye'nin Astana'dan beklentilerini BBC Türkçe'ye değerlendiren konuya yakın bir diplomatik kaynak, Suriye'nin toprak bütünlüğünü, "Esad'ın olmadığı bir geleceği" ve ateşkesin devam etmesinin öneminin vurgulandığını belirtiyor.

Astana görüşmelerinin önceliklerinden bir tanesinin ateşkesi güçlendirmek olduğu belirtilirken, toplantının ana hedefinin ise Türkiye ve Rusya'nın garantörlüğü ve İran'ın katılımıyla Suriye hükümetini ve muhalif grupları, Birleşmiş Milletler (BM) temsilcisi huzurunda bir araya getirmek olduğu söyleniyor.

Vurgulanan bir başka nokta ise, Astana görüşmelerinin BM'nin Cenevre'de 7 Şubat'ta yapacağı toplantılara bir "temel" oluşturması.

ASTANA GÖRÜŞMELERİNDEN NE SONUÇ ÇIKAR?

BBC Türkçe'nin haberine göre, Türkiye'nin Astana ile beklentilerini ve buradaki görüşmelerle ile ilgili yorumlarda analistler farklı noktalara dikkat çekiyor. Bu yorumların kilit noktalarından biri de Türkiye'nin Suriye politikasındaki değişiklik ve Esad'a yönelik tutumundaki farklılık. 

TÜRKİYE ESAD'LA GEÇİŞE RAZI OLABİLİR Mİ?

Marmara Üniversitesi Orta Doğu Araştırmaları Enstitüsü'nden Prof. Dr. Cengiz Tomar, Ankara'nın tutumunu, "Türkiye yaptığı bir buçuk yıllık politika değişikliğinden sonra eli güçlü olarak gidiyor" diye yorumluyor.

Ankara'nın beklentilerini, Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması, IŞİD'in bölgeden uzaklaştırılması ve Kürt kantonlarının bağımsızlık elde etmemesi olarak sıralayan Tomar, özellikle Kürt Savunma Birlikleri (YPG) ve PYD'nin çağrılmamasıyla Türkiye'nin istediğini elde ettiğini söylüyor.

Esad ile ilgili olarak ise Tomar, "Muhalefet ve Suriye ordusu açısından Türkiye eskiden beri, Esed'in gitmesinde ısrarcıydı. Ancak bu noktada Türkiye'nin biraz da esnek hareket edeceği ve belki de geçiş sürecinde Beşar Esed'in olmasına razı olması beklenebilir" diyor.

İran, Rusya, Suriye hükümeti, Türkiye ve muhaliflerin her birinin birbirinden ayrı gündemleri ve hedefleri olduğu ise muhakkak.

Peki bu ortamda Astana'nın ilk görüşmelerinden neleri beklemek gerçekçi olur?

Tomar, "Benim beklediğim ateşkesin en azından uzaması. Birkaç günde bir siyasi çözüm beklemiyorum. Üç, beş aya yayılacak bir süreç olması lazım. Bir de ateşkesin dışında bir rol haritası üzerine konuşulabilir. Ama bunun dışında bir siyasi anlaşma beklemiyorum. Çünkü herkes elini yüksekten açacaktır" diyor.

ABD'nin aktif olarak masada olmamasını bir eksiklik olarak değerlendiren, Tomar, Cenevre'ye kıyasla Astana'yı daha gerçekçi bulduğunu belirtiyor.

ASTANA CENEVRE'NİN YERİNİ DOLDURABİLİR Mİ?

Suriye'de Batı'nın desteklediği politik aktörlerin BM'nin arabuluculuğunda masaya oturduğu Cenevre görüşmeleri 7 Şubat'ta yapılacak.

Astana'ya katılan aktörler, Kazakistan'ın başkentinde yapılacak görüşmelerin Cenevre'ye bir temel ve tamamlayıcı bir unsur olacağını söylüyor.

Ancak analistler sahada etkin olan aktörlerin bir araya gelmesiyle ağırlığın Astana'ya kaymasının da mümkün olduğunu gözlemliyor.

The Washington Institute düşünce kuruluşunun internet sitesinde konuyla ilgili detaylı bir yazı kaleme alan akademisyen Fabrice Balanche, "Resmi olarak Astana, Cenevre'nin yerine geçmek için değil, onu tamamlamak için planlandı. Bununla birlikte, sonunda, taraflar savaş alanında kimin üstünlüğe sahip olduğuna bağlı olarak bir süreci diğerine tercih edebilirler" diyor.

DAEŞ gibi bazı gruplar Suriye'de ilan edilen ateşkesin kapsamına dahil değil