Aspendos Uluslararası Opera ve Bale Festivali bu yıl onuncu yaşını kutlayacak. İşte Aspendos gündemi...
Abone olİki ay boyunca 'Aida', 'Carmen' gibi birçok önemli yapıtın sergileneceği Aspendos Uluslararası Opera ve Bale Festivali bölgede bir sanat turizmi oluşturmayı da hedefliyor. Aspendos Uluslararası Opera ve Bale Festivali bu yıl onuncu yaşını kutluyor. İki ay boyunca 'Aida', 'Spartacus', 'Giselle' gibi birçok başyapıtın sahneleneceği festival Aspendos'un olanaklarını kullanarak bölgede bir sanat turizmi oluşturmayı da hedefliyor. 14 Haziran - 16 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşecek Antalya'nın bu önemli kültür ve turizm buluşmasını Devlet Opera Balesi Genel Müdürü Remzi Buharalı ile konuştuk: İzleyicilerin yüzde yetmişi yabancı Basın toplantısında bu yılki festivalin bir sanat turizmi oluşturmasını beklediğinizi de söylediniz. Festivalin öncelikli amacı opera ve balenin Türkiye geneline yayılmasına katkıda bulunmak ve uluslararası platformda Türk opera ve balesini tanıtmak ama Kültür ve Turizm bakanlıklarının birleştirilmesiyle festival bu yıl turistik bir anlam da kazandı. Yaptığımız istatistiklere göre izleyicilerin yüzde yetmişini yabancılar oluşturuyor. Bu da Türkiye'nin tanıtımı açısından azımsanmayacak bir rakam. Festivalde 10'uncu yıl için özel etkinlikler de olacak mı ? Bu yıl sahnelenecek eserler sanatseverlerin beğenisi doğrultusunda seçildi. Onuncu yıl şerefine Domingo ve Pavarotti gibi isimleri davet etmeyi düşündük. Ancak istedikleri para neredeyse festivalin bütçesi kadardı. Bu amacımıza ulaşamadık ama yine de onları aratmayacak kişileri davet ettik. Devlet Opera Balelesi'nin İstanbul, Mersin, Antalya, İzmir, Ankara ve Antalya şubelerinin yanı sıra yurtdışından Sofya Ulusal Operası, Rusya Akademik Devlet Bale Tiyatrosu ve Kırgız Cumhuriyeti Ulusal Akademik Opera Balesi misafirimiz olacak. Geçtiğimiz günlerde tarihi mekanların sanatsal etkinliklerde kullanılması konusunda çeşitli tartışmalar oldu ve bu tartışmalarda Aspendos'un da adı geçti... Akustik olanakları kullanarak sanatsal etkinlikler yapmak çok güzel. Ancak kültürel mirasımıza da sahip çıkmamız gerekiyor. Uzmanlara göre tarihi mekanlar yalnızca müzikle değil, insanların giriş çıkışlarıyla bile yıpranıyor. Desibeli yüksek, güçlü ses tesisatları kullanılan konserlerde yapılar zarar görüyor. Ancak opera bale sanatında insan sesi, yani doğal sesler kullanılıyor. Dolayısıyla da tarihi yapılara hiçbir zarar verilmiyor. 'Aida' operası içindeki 'Zafer' sahnesi müziğin en yüksek noktaya ulaştığı yerdir. Orada bile gelinen desibel oranı yüzde 20-25 arasındadır. Mekana zarar verecek oran ise yüzde 90 ve üzeridir. Yunus Emre, Urfa'da, 'Ağrı Dağı Efsanesi' Ağrı'da... Antalya dışındaki şehirlerde de benzer festivaller düzenlemeyi düşünüyor musunuz? Kültür Bakanı Erkan Mumcu ile yaptığımız görüşmelerde önümüzdeki yıllarda tarihi mekanları canlandırmak, turizm sektöründe daha etkin olabilmek için opera bale eserlerini başka şehirlerde de sahnelemeyi kararlaştırdık. Çetin Işıközlü tarafından bestelenmiş 'Ağrı Dağı Efsanesi'ni Ağrı'daki İshakpaşa Sarayı'nda, 'Yunus Emre Oratoryosu'nu Urfa Balıklı Göl'de seslendirmeyi, Truva Atı'nın altında 'Carmina Burana'yı sahnelemeyi istiyoruz. Bir de gelecek yıl Ege ve Akdeniz sahillerindeki antik yapılarda Antik Tiyatrolar Festivali düzenlemeyi düşünüyoruz. Bugüne kadar opera bale izlememiş kişiler bile tarihi bir mekanda bulunmanın mutluluğunu yaşayacak. Çünkü görsel bir şölen olan göste-riler tıpkı bir sinema filmi izler gibi takip edilebilecek. Haber:Simge YILDIRIM Kaynak:Akşam Gazetesi