BIST 9.627
DOLAR 35,20
EURO 36,65
ALTIN 2.955,99
HABER /  GÜNCEL

Aşkı için Diyarbakır’a yerleşmiş

Diyarbakır’da 2 Nolu Verem Savaş Dispanseri’nde başhekimlik yapan Rus gelin Olga Atan, aşkı için ülkesini terk ederek Diyarbakır’a yerleştiğ...

Abone ol

Diyarbakır’da 2 Nolu Verem Savaş Dispanseri’nde başhekimlik yapan Rus gelin Olga Atan, aşkı için ülkesini terk ederek Diyarbakır’a yerleştiğini söyledi.
Rusya’nın Belgorod kentinde doğup büyüyen Olga Atan, Rusya’da tıp fakültesinde okuduğu sırada Eczacılık Fakültesi’nde okuyan Diyarbakırlı eşi Jehat ile hayatını birleştirdiğini anlattı. 2003 yılında dünya evine giren ve 2 kız çocuğu olan Atan, eşinin isteğiyle Diyarbakır’a yerleştiğini ve dil bilmediğinden bir süre kimselerle iletişim kuramadığını söyledi. Atan, "Diyarbakır’a ilk geldiğimde ne Kürtçe ne de Türkçe biliyordum. Zamanla kitap okuyarak, televizyon izleyerek ve Rusça bilen eşimin de yardımıyla Türkçe konuşmayı öğrendim. Kültürel anlamda bazen kendime orada yapabilir miyim diye düşünüyordum. Diyarbakır kültürü hakkında fazla bilgim yoktu. Yani bazen problemler yaşanıyordu, bu konudan bihaber olduğum için rahat bir şekilde geldim. Yabancı uyrukluydum ve Rusya’daki üniversiteden aldığım diploma Türkiye’de geçersizdi. Türkiye’de vatandaş olduktan sonra denklik sınavına girdim ve pratisyen olmaya hak kazandım. Daha önce sağlık ocağında, kadın doğum hastanesinde de çalıştım. Üç yıldan beri 2 Nolu Verem Savaş Dispanseri’nde doktor olarak çalışıyorum. Şuan tek doktorum ve başhekimim. Burada hastalara daha iyi fayda sağlamak için ikinci bir doktorun verilmesini arzu ediyorum. Diyarbakır’daki hastalar çok bilinçsiz ve verem bulaşıcı bir hastalık. Hastaların bilinçsiz olması onların eğitim eksikliğinden kaynaklı" dedi.

"ÇEVRE KİRLİLİĞİNDEN UTANIYORUM"
Diyarbakır’ı çok beğendiğini dile getiren Rus gelin Atan, Diyarbakır’ın tarih açısından çok eski bir yapıya sahip olduğunu, bu yüzden Diyarbakırlılar tarafından tarihi yapıların korunması gerektiğini belirtti. Rusya’dan gelen arkadaşlarının ve ailesinin Diyarbakır’ı gezmelerinin ardından çok beğendiğini anlatan Olga Atan, çevre kirliliğinden dolayı utandığını söyledi. Diyarbakır’a gelen tüm dostlarının hep aynı dertten yakındığını belirten Atan, "İnsanların evlerine göstermiş olduğu özeni ve hijyeni çevresi için de göstermesi gerekir. Kadınlar sürekli çamaşır suyu ile evin içerisinde temizlik yapıyor, tüm pisliğini sokağa atıyor. Bu hiçbir yerde olan bir şey değil. Arkadaşlarım kirlilikten söz edince ben utanıyorum’’ diye konuştu.

"DİYARBAKIR HALKI ÇOK SICAK VE MERAKLI"
Diyarbakır halkının aşırı meraklı ve sıcakkanlı olduğunu belirten Atan, kendisine özel hayatıyla ve din değiştirmeyle ilgili yöneltilen sorulardan çok rahatsız olduğunu söyledi. Yetiştiği kültür dolayısıyla Rusya’da görmediği, alakasız kaldıkları birçok şeyi Diyarbakır’da gördüğünü anlatan Atan, bireysel Rus yaşamının Diyarbakır’da tüm geniş aileyi kapsadığını ve çocukların hayatına müdahil olduğunu söyledi. Herkesin kendisine özgü bir hayat tarzına sahip olması gerektiğini aktaran Atan, "Yörenin kendi gelenek ve göreneklerine sahip çıkması çok güzel. İnsanlar aşırı misafirperver, bu durum benim ve Rusya’daki ailemin çok hoşuna gidiyor. Biz Ruslar çok soğuk insanlarız, bu yüzden her şeyden uzak ve bireysel bir yaşantıya sahibiz. Diyarbakır halkı da çok sıcak ve çok meraklı. Onların çok meraklı olmaları, özel hayatımla ilgili çok sayıda soru sormaları beni rahatsız ediyor’’ ifadelerini kullandı.

"SADECE BİR HASTAM KENDİSİNİ TEDAVİ ETMEMİ İSTEMEDİ"
Diyarbakır’da 11 yıllık doktorluk hayatında sadece bir erkek hasta tarafından muayene edilme isteğinin reddedildiğini söyleyen Atan, farklı bir görünüme sahip olması ve aksanla konuşmasının hastaları tarafından çok ilgi topladığını kaydetti. Son zamanlarda Türkiye’de artan çocuk istismar haberlerinden dolayı çocukları adına kaygı duyduğunu kaydeden Atan, ülkede kadına yönelik yapılan şiddetin de çok fazla olmasının kendisinde rahatsızlık uyandırdığını, ancak eşinin kendisine çok değer verdiğini sözlerine ekledi.
(İHA)