BIST 8.864
DOLAR 34,31
EURO 37,39
ALTIN 3.030,21

Aşkı bilmeden yazıya oturabilir mi insan?

Seni tanımadan önce aşkın tanımını yapamıyordum sahiden… Meğer aşk, bütün mevsimlerinden vazgeçip hayatın, güzün hüznüne kaptırmakmış kendini ki hiç pişman değilim… Beklemeden sevmenin, dokunmadan hissetmenin, her gün yanımda olsan da ulaşamamanın verdiği

“Aşkı bilmeden yazıya oturabilir mi insan?” diye soruyordu yazar kitabında… 

 Aşkı yazmak istiyorsa, oturamaz haliyle…

Ben seni tanıdıktan sonra başladım yazmaya zaten… 

Hakikaten… 

Seni tanımadan önce aşkın tanımını yapamıyordum sahiden… Meğer aşk, bütün mevsimlerinden vazgeçip hayatın, güzün hüznüne kaptırmakmış kendini ki hiç pişman değilim… Beklemeden sevmenin, dokunmadan hissetmenin, her gün yanımda olsan da ulaşamamanın verdiği hazzı anlatmam zor sana… 

Ben bunların hepsini en derinlerime kadar yaşadım aslında…  

Bazen sitem ediyor gibi göründüğüme bakma sakın…  

İçimdeki sevginin büyüklüğü şımartıyor beni zaman zaman…   

Böyle açıklanabilir belki bu durum, açıklanacak olsa… 

Arsızca bir yazma isteğiyle çalkalanıyor ruhum… Zapt edemiyorum… Bazen utanmıyor değilim hani yazdıklarımdan… Ama… Aptal bir gurur yüzünden yazmayı bırakırsam sana, bunun bedeli ağır olur bana… Oysa… Ben yazmadan yaşayamam sevdama… 

 Bana yazdıran sensin dediğimde abartıyorum gibi gelmesin, bana yazdıran sensin bu cümleleri. Sen olmasan şimdi hayatımın her hangi bir yerinde ki bana göre merkezinde, ben bir araya gelmesi için hiçbir sebebi olmayan bunca harfi, kelimeyi, cümleyi nasıl bir araya toplayabileyim ki! Sihirli bir değneğim mi var sanki! Senin deryanı taşıyorum çöllerime, senin damlaların düşüyor bembeyaz kâğıda ve kâğıt içiyor seni kana kana… Doyamıyorum ki yazmaya… 

Sana her yazı yazdığımda ve sen sana yazılan bir yazı okuduğunda, ağacından meyve koparıp beslendiğimi düşün mesela ama kızma bana… Dedim ya; yazamam ben senin verdiklerin olmasa… Elle tutulan şeyler değil bahsettiğim yazılarımda… Değil duymadıklarım da… Ne gerek var verdiklerine dokunmaya… Yeter bendekiler, ateşin yüreğime dokunuyor ya… 

Hani birisi bir konu verse bana ve “Yaz” dese emrivakiiyle… 

Bir cümle bile kurabileceğimi sanmıyorken…  

Aklımdan kitaplar dolusu cümleler geçiyor adının geçtiği herhangi bir satırı okurken… 

Sen denizimsin benim ve ben durmamak için kulaç atmak zorundayım… Sıkılabilirsin bazen, ama ben bunu anlamak istemeyebilirim… 

Ama sen, dalgalarınla “dur” diyebilirsin bana… 

Biliyorsun, ben senin dalgalarını da severim nasıl olsa… 

“Her insanın bir âşık olma anı, bir de ölüm anı vardır” diyor âlimler… 

Benim âşık olma anımsın sen…

Nerede, kiminle olduğunun, hiç önemi yok gerçekten… 

Gerçekten…

twitter.com/nsrnylmz