Başbuğ, Başbakan gibi! Asker hala darbe hevesiyle hareket ediyor. İşte bir dönemin ünlü isminden tartışılacak sözler;
Abone olDarbe teşebbüsünde bulunmak müebbet gerektirir, fakat bugüne kadar hiçbir darbeci yargılanmadı. Darbecilere hesap soramadığımız için darbe heveslileri hiç bitmiyor, şu anda bile hem sivilin hem de askerin içinde darbe planı yapanlar var” diyen Hasan Celal Güzel darbelere en fazla direnen başbakanın Erdoğan olduğunu söylüyor.
Türkiye'de darbe hevesi hala var, başbuğ Başbakan gibi: Evet bu ihtimal hâlâ var. Asker siyasi davranıyor. Sanki bu ülkede biri sivil biri asker olmak üzere iki tane başbakan var. Bakın Genelkurmay Başkanı Güneydoğu gezisi yaptı, (orada söylediklerine itirazım yok, güzel ve doğru şeylerdi), halkın içine karıştı, bir siyasi parti genel başkanı, hatta başbakan gibi konuştu, sanki bir program ilan etti. Bu senin işin değil ki. Bırak onu hükümet yapsın, neden kendini onların yerine koyuyorsun. Memleketin sizden başka sahipleri de var.
Darbe kültürü işliyor: Eskiden askeriyede herkesin ulaşmak istediği en üst makam Genelkurmay Başkanlığı'ydı, sonra bu değişti ve Cumhurbaşkanlığı makamı oldu. Bu tabiî ki askerin bakışını, siyasete meylini, ülkeyi yönetme hırsını gösteriyor. Bakın Ergenekon sanığı tutuklu Tolon ve Eruygur Paşalara yapılan ziyareti Genelkurmay'ın sahiplenmesi sıradan bir olay değildir. Genelkurmay'ın bu işi sahiplenmesi çok manidardır. Olayın kesinlikle insanî ve vefa boyutu yok…
Evren yargılanabilir mi?: Kesinlikle yargılanmalı. AK Parti hükümetinden beklentim; yaşı 90'a geldiği halde Kenan Paşa Marmaris'ten alınsın, mahkemeye çıksın, hakim karşısında oturup darbecilikten yargılansın ve mahkum olsun. Ardından da cumhurbaşkanı yaşını gerekçe göstererek af yetkisini kullansın. Evren Paşa sıkıntı çeksin demiyorum, ama bizim darbecileri yargılayabildiğimizi, herkese, kendimize, darbecilere, topluma göstermemiz lazım.
Güzel, Erdoğan-Doğan kavgasının asıl |
AKP iktidar olabildi mi?: Sayın Başbakan “2004'te muktedir olamadık” demişti. Türkiye'de muktedir olmak çok zordur. Bilirsiniz 'Kırmızı Kitap' bakanlara verilmez, müsteşarlara verilir. Devletin asıl sahibi bürokrattır. Bakanlar, idare edilmesi gereken çocuklardır. Bakan olup da 'Kırmızı Kitap'tan haberdar olana pek rastlamadım. Bizde Menderes ve Özal dönemleri gibi karma yönetimler dışındaki dönemlerde devleti hep asker yönetti.
Doğan dostum ama Başbakan haklı: Medyanın rolü vardır, özellikle bazı şahıslar, bazı partiler üzerinde; fakat öyle başbakan atayıp başbakan indirmek kadar değil. Bu biraz abartılıyor. Şunu da görelim medya itibarını kaybetmiş durumdadır, yani halkın üzerinde o kadar da yönlendirici etkisi yoktur.
Demirel kuyruk gibi: Demokratik duruşuna çok güvendiğim bir insandı. Her Pazar akşamı gider saatlerce konuşurduk. Önemli bir siyasi misyonu vardı. 12 Eylül Anayasası'na evet çıkmasına çok sinirlenmişti. Fakat cumhurbaşkanı olduktan sonra saf değiştirdi. Hayal kırıklığına uğradım. 28 Şubat'ta darbecilere koltuk değneği oldu, tankları arkadan itti. Şimdi de aynı işlerin içinde, Baykal'ın peşine takılmış yeni maceralar arıyor. Baykal'a kuyruk olmak sana hiç yakışıyor mu Süleyman bey…
Ulusalcı şef Baykal: Eskiden bir 'Milli Şef' vardı, İsmet İnönü. Baykal'a da bir şey söylemek gerekirse o da ancak 'Ulusalcı Şef' olur. Çünkü ulusalcılık içinde her şeye karşı düşmanlık vardı. Bunlar milliyetçi olamazlar, demokrat olamazlar, bunlar din düşmanı ve darbeci olurlar. Bunlar topluma da güvenemezler, siyaset de yapamazlar. Bunlar memleketin hayrına tek bir çivi bile çakmazlar... İşleri güçleri tahrip ve tahriktir. Baykal ve CHP, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hassas olduğu konuları istismar ediyor.
Mehmet Gündem/ Yenisafak