BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

Askerle ilgili tehlikeli yazı

Cumhuriyet Gazetesi'nden Mustafa Balbay'ın kaleme aldığı 'Genç Subaylar' yazısının bir benzerini bugün Star Ankara Temsilcisi Hayrullah Mahmud ele aldı.

Abone ol

Mahmud, Star'da bugün kaleme aldığı yazısında, AK Parti'nin önemli ismi Cüneyd Zapsu ile yaptığı bir görüşmeden yola çıkarak, AK Parti-Asker ilişkilerini sorguluyor. Mahmud, ağzını aradığı Zapsu'nun, "Asker'le aramız çok iyi" sözlerine rağmen, gerginlik olduğu iddiasında ısrar ediyor. Mahmud, çok tepki göreceğe benzeyen yazısında gerginliği şu sözlerle anlatıyor: "Hadisenin Zapsu’nun sandığı gibi olmadığını, MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılınç’ın emekliye ayrıldığı, görevi Şükrü Sarıışık’a devrettiği o tören sırasında bir kez daha gözlemleme imkanım oldu!.. Törene katılan komutanlar, Genelkurmay Başkanı ile Başbakan’ın yan yana geldiği dakikalarda, teamüllere aykırı bir şekilde, kokteyl alanını çoktan terk etmişlerdi!.. İşte o gün, Özkök ve Erdoğan arasında medyaya yansıyan ‘Şiir gibi’ yakıştırmasının az bile kaldığını... Hatta bir ömür boyu sürecek ‘Şarkı gibi’ olduğunu da görme imkanım oldu!.. Bu muhabbetin, bugün de aynen devam ettiğini görüyorum... Yalnız şu hususun altını çizmeliyim: Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ile asker arkadaşları arasındaki makas gittikçe açılıyor!.. Şapka ile gövde arasındaki mesafe artıyor! Mahmud, şok edici iddialarını şu sözlerle destekliyor: "Özkök, bu ayrışmayı perdelemek için, yeni bir dönemin kapılarını aralamak zorunda kalmıştı... Bu yeni dönemin adı; ‘Kişisel görüş açıklama’ dönemiydi... Çünkü ‘Kaynayan kazan kapak tutmuyor’du!.. Özkök, biriken buharı kapağı aralık tutarak boşaltabileceğini düşünmüştü!.. Ama işler hiç de beklenildiği gibi gelişmiyordu!.. TSK’da başlayan bu yeni dönem başka yeni açılımları da getirmek zorunda kaldı!.. Ardından ‘Kişisel dava açma’ süreci başladı!.. Aralarında 4 kuvvet komutanının da bulunduğu 312 general, Vakit Gazetesi aleyhine 624 milyarlık manevi tazminat davası açtığı dönemde, bir komutan yine suskun kalmayı tercih etmişti!.. O komutan yine Özkök’ten başkası değildi!.. Komutanlar, ‘’Onbaşı bile olamayacakların general olduğu ülke’’ başlıklı yazıda, kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu öne sürerken, Özkök hiçbir şey olmamış gibi davranmayı tercih etmişti?! Kimi ‘onbaşı bile olamayacakları iddia edilen askerler’, Özkök’ün bu tavrını nasıl değerlendirdiğimi sorduklarındaysa, onlara espriyle karışık şunu söylüyordum: ‘Özkök, demokrat bir asker olduğunu açıklamıştı. Bence ortaya koyduğu bu tavır da demokratik bir tavır. Sizlerin dava açma hakkınıza müdahale etmiyor. Kendisi de bu süreçte dava açmama hakkını kullanıyor. Demek ki, Cumhurbaşkanlığı seçimleri gündeme geldiğinde o kesimin kendisine destek vereceğine inanıyor. O kesimle ilişkilerini sıcak tutmaya çalışıyor!’ Kaynayan kazan Ve... Ve son krizin ise AK Partili Kutlu'nun, 'Mareşal kıyafetli Atatürk resmi beni kışladaymışım gibi rahatsız ediyor' çıktığını iddia ediyor Mahmud.. Makas bununla iyice açıldı diyen mahmud, yazısını şöyle tamamlıyor: "Son makas açılımı... AKP’li milletvekili Hüsrev Kutlu’nun Atatürk’ün Meclis’teki Mareşal üniformalı resminden ve asker sesinden rahatsız olduğunu söylemesiyle tırmanan gerginlik sırasında yaşandı!.. TSK’yla ilgili, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök tarafından ‘Genelkurmay Başkanı, Genelkurmay II. Başkanı ve Genelkurmay Genel Sekreteri açıklama yapabilir’ diye görev tanımlaması yapılmış olmasına rağmen... Bu defa TSK’nın rahatsızlığını, Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman seslendirdi... Özkök, TSK’nın hassasiyetini dillendirmekte yine geç kalmıştı!.. Daha doğrusu kaynayan kazanın kapağı fırlatmasına mek parmak mesafe kala buharın dışarı çıkmasını Yalman Paşa sağlamıştı!.. Bakalım önümüzdeki günlerde yaşanacak gerginliklerde, kapağı kaldıracak kadar ‘vakit’ ya da ‘zaman’ olacak mı?! Sözlerinin Erdoğan’a, bestesinin Özkök’e ait olduğu anlaşılan şarkıda yer alan prosodi hataları, demokrasi bir kazaya uğramadan giderilebilecek mi?!