BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,82
ALTIN 2.971,10
HABER /  GÜNCEL

Askeri başsavcıdan örnek gerekçe

Emekli Oramiral İlhami Erdil, eşi Füsun Erdil ve kızı Deniz Erdil'in yargılandığı sanıklar, davaya basın yasağı istedi. Askeri Başsavcı Saim Öztürk şu gerekçe ile isteği red

Abone ol

Emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral İlhami Erdil, eşi Füsun Erdil ve kızı Deniz Erdil'in ''görevi kötüye kullanma ve görevi suiistimal'' suçlarından yargılanmalarına Genelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesi'nde başlandı.

Albaş Turgay Çağlar'ın başkanlık ettiği heyette, yargılanan kişinin emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı olması nedeniyle Eğitim Doktrin (EDOK) Komutanı Orgeneral İsmail Koçman ve Askeri Tarih ve Stratejik Etüt (ATESE) Başkanı Hava Korgeneral Erdoğan Karakuş da yer aldı.

İlhami Erdil, Füsun Erdil ve Deniz Erdil ile sanık avukatlarının katıldığı duruşmanın başlangıcında basın mensuplarının görüntü almasına izin verildi.

Kimlik tespitlerinin ardından askeri başsavcı Saim Öztürk, Kuzey Deniz Saha Komutanlığı'na boya alımı, Oramiral Erdil'in kendisine tahsisli cep telefonlarının kullanımı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı konutunun mutfak masraflarına ilişkin usulsüzlüklerin anlatıldığı iddianameyi özetledi.

Başsavcı Öztürk, iddianamede olayla ilgili yayın yasağı konulması taleplerinin de yer aldığını, ancak konunun medyaya yansıması nedeniyle bu talebin önemi kalmadığını belirtti.

Bu sırada söz alan Erdil'in avukatı Dinçer Eskiyerli bir kısım medya organlarının soruşturmayla ilgili olarak seviyesiz yayın yaptığını, müvekkillerinin kişilik haklarını ihlal edici nitelikte olduğunu belirterek, duruşmaların gizli yapılmasını ve yayın yasağı konulmasını talep etti.

Emekli Oramiral Erdil, basın özgürlüğüne son derece saygılı olduğunu, ancak konunun kamuoyuna yansıtılış şeklinin kendisinin ve ailesinin haklarını zedelediğini söyledi.

Erdil, ''Beni en çok rencide eden ve son derece üzen olay bazı basın organları vasıtasıyla şahsımda silahlı kuvvetlere karşı adeta yıpratma kampanyası başlatılmasıdır. Bunu asla kabul edemem'' dedi.

Adaletin tecelli edeceğine şüphesi olmadığını kaydeden Erdil, duruşmaların sakin ortamda yapılması ve yargılamanın medyadan etkilenmemesi için yayın yasağı konulmasını istediğini belirtti.

Füsun ve Deniz Erdil de yayın yasağı konulmasını istediklerini söylediler.

Talebe ilişkin mütalaası sorulan askeri başsavcı Öztürk, davanın açılmasının ardından olayın detaylı bir biçimde basına yansıdığını ifade ederek, sanıkların savunması aşamasına geçildiğinde duruşmaların kapalı yapılmasının yargılanan kişilerin aleyhine olacağını ifade etti. Sanıklar ve avukatların taleplerinin reddine karar verilmesini isteyen Öztürk, ''Bu aşamadan sonra yayın yasağı getirilmesi ve duruşmaların gizli yapılması karşısında silahlı kuvvetlerin olayları örtbas etmesi inancı doğacağı endişesi taşıyoruz. Artık herşeyin şeffaf cereyan etmesinde kamu yararı vardır'' diye konuştu.

Mahkeme heyeti duruşmaya verdiği aranın ardından kararı açıkladı. Heyet, Genelkurmay Askeri Mahkemesi'nin Kurulmasına Dair Kanun'a göre söz konusu dava üzerinde milli güvenliğin ve genel ahlakın korunmasını gerektirecek durum olmadığı ve basının yasalara aykırı yayın yapması halinde gerekli kovuşturmanın adli makamlarca yapılacağı gerekçesiyle gizli duruşma ve yayın yasağı taleplerini oybirliğiyle reddetti.

Daha sonra, iddianamede belirtilen suçlamalara karşı sanıkların savunmasına geçildi.

SÖZ ESKİ KOMUTANIN

Emekli Oramiral İlhami Erdil, ''İhalelerde Şirin Özden ile ilgilenilmesi için telefon etmiş olabilirim. Ancak ihaleyi alması için asla emir vermedim'' dedi.
    
Emekli Oramiral Erdil, şahsına tahsis edilen cep telefonunun emir subay yardımcısı Yüzbaşı Yalçın Kayatunç tarafından aşırı derecede kullanılması ve kurumun zarara uğratıldığı iddialarını reddetti. Cep telefonlarının kimler tarafından kullanılacağını karargah komutanlığının belirlediğini ifade eden Erdil, bu yönde kendisine herhangi bir rapor gelmediğini, cep telefonunun da maksat dışı kullanıldığını bilmediğini söyledi.
     
Yüzbaşı Kayatunç'un İstanbul'da mevzuata aykırı şekilde görevlendirilerek kontrolsüz bırakıldığı ve görevini kötüye kullandığı iddiaları karşısında da Erdil, emir subay yardımcısının kendi resmi işlerinin yanında kızı ve eşinin de işlerini takip etmek için zaman zaman İstanbul'a gittiğini, ancak başıboş bırakılmadığını savundu.
   
Erdil, Kayatunç herhangi bir suç işlemişse bunun kendisini bağlamayacağını ifade etti.
     
İlhami Erdil, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı konutunun mutfak harcamalarının faturasız yapıldığı, kendi özel mutfak harcamalarını kuruma ödettiği suçlamalarını kabul etmedi.
     
Erdil, kendisinden önceki kuvvet komutanları dönemlerinde yapılan teamülleri devam ettirdiğini, misafirlerini konutta ağırladığını söyledi. Özel harcamalarını kendisinin ödediğini kaydeden Erdil, harcamalarda aşırılık ölçüsünün ne anlama geldiğini de bilmediğini ifade etti.
     
Başsavcı Öztürk'ün sorusu üzerine, özel harcamalarının tutarlarını emir subayı ya da astsubayına ödediğini anlatan Erdil, şöyle devam etti:
     
''Böyle bir durumla karşılaşacağımı bilsem içtiğim her suyun, yediğim her yoğurdun, kullandığım her tuvalet kağıdının listesini tutardım. Özel davetlilerim oldukça kısıtlıdır. Ayda bir komutanlarla yemek yerdik. Ayrıca yurtdışından gelen aynı konumdaki davetlilerimi de konutta misafir ediyordum. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı konutu ile iftihar ediyorum. Birçok ülkede olmayan böyle bir konutu niçin yabancılara göstermeyeyim? ABD'li müttefik Deniz Kuvvetleri Bölge Komutanı geldiğinde de evimde ağırladım. Bu tür samimi ortamların doğması sayesinde o dönemde Yunanistan ile oluşan sıkıntılı dönemi atlattık.'' Kuzey Deniz Saha Komutanlığı'nın ihalelerinde, kızının gizli ortağı olduğu ileri sürülen Şirin Melek Özden'in ihale alması için emir verdiği iddiaları karşısında ise Erdil, şunları söyledi:
     
''İhtiyaçların tespiti, temini, kullanımı mevzuata göre yapılır. Alımların benim istediğim şekilde yapılmasını tersane komutanlığının emir telakki etmesi söz konusu olamaz. Şirin'in adını Tersane Komutanı Tuğamiral Metin Poyrazlar'a ilgilenmeleri için vermiş olabilirim. Ancak, ihaleyi alması için asla emir vermedim. Ayrıca, tersane komutanı 30 Ağustos 2001'de emekli olmuştur. Şirin Hanım daha sonra da ihale almıştır. Bir çıkar söz konusu olsa bu kişiyi emekli etmezdim.'' .
     
Erdil hakkındaki iddialar

1999-2001 yılları arasında kuvvet komutanlığı yapan emekli Oramiral İlhami Erdil'in haksız mal edindiği ve görevini kötüye kullandığı iddia ediliyor.
     
İddianameye göre, İlhami Erdil 1999 yılında İstanbul Etiler Alkent'te biri kızı, diğeri de kendi adına iki lüks daire aldı. Erdil, soruşturma sırasında 1 milyon 250 bin dolar değerindeki bu dairelerin bedelini nasıl temin ettiğini açıklayamadı.
     
Askeri savcıdan Erdil hakkında dava

Askeri savcı, Erdil hakkında haksız mal edinme suçundan kamu davası açmıştı. Alkent'teki iki daireye de tedbir konulmuştu.
     
Erdil hakkındaki diğer suçlamalar

İlhami Erdil hakkında, kızına usulsüz ihale verilmesini sağlamak, mutfak masraflarını askeri bütçeden karşılatmak, kendine tahsis edilen telefonu emir subayına kullandırmak gibi suçlamalarda bulunuluyor.
     
Soruşturma emri Özkök'ten

İlhami Erdil hakkındaki soruşturma emrinin, bizzat Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök tarafından verildiği ifade edilmişti.