BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,03
ALTIN 3.006,95
HABER /  GÜNCEL

Asker sınırı adım adım boşaltacak

Yıllardır sınırları koruyan Türk Silahlı Kuvvetleri'nden (TSK) bu yetki alınıp, İçişleri Bakanlığı'na veriliyor.

Abone ol

Sınır güvenliğinin TSK'dan alınıp İçişleri Bakanlığı'na verileceği iddia edildi. Buna göre, sınırları artık özel eğitimli sivil bir teşkilat koruyacak.

“Sınır güvenliği” görevi, bakanlığa bağlı özel eğitimli sivil personelden oluşacak yeni bir teşkilata devredilecek.

Avrupa Birliği uyum kapsamında yapılacak yasa değişikliğinin ardından, asker, sınır güvenliğinden çekilecek ve yerine profesyonel personelden kurulu sivil kolluk gücü geçecek.

Akşam gazetesinin özel haberine göre; askerin sınır güvenliği görevinden çekilmesi kademeli olarak gerçekleşecek.

Yeni teşkilat ilk etapta 50 bin personelden oluşacak. Yeni sivil kolluk gücü, askerin kullandığı ağır harp silahları ile donatılacak.

Silah Kanunu'ndan değişiklik öngören ve TBMM İçişleri Komisyonu'ndan, Alt Komisyon'a havale edilen tasarıda yer alan düzenlemede, sınır güvenliği için kurulacak yeni sivil kolluk gücünün ağır silahlar alabilmesine imkan tanıyacak açık kapı bırakıldı.

Silah Kanunu'nun, roket atar, makineli tüfek ve top gibi ağır silahların ithalini düzenleyen 5. maddesinde önemli bir detay bulunuyor.

Mevcut yasal düzenlemede, ağır silahların Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), Emniyet ve OHAL Valiliği tarafından ithal edilebileceği açıkça yazarken, yeni düzenlemede bu kuruluşlardan yalnızca MSB, TSK ve MİT'in ismi yer aldı.

Bu tanımlama, yeni kurulması planlanan sivil sınır güvenliği teşkilatının, harp silahı alımında kanundan kaynaklanan bir sıkıntı ile karşılaşmaması için yapıldı.

Yeni düzenlemede, harp silahı ithal edebilecek MSB, TSK ve MİT'in dışındaki diğer kuruluşlar 'Genel Kolluk' ifadesiyle tanımlandı. Bu ifadenin yeni sınır güvenliği teşkilatını kapsadığı da iddia ediliyor.

Demokratik açılım çerçevesinde yürütülen çalışmaların, sınır güvenliği ile ilgili gelişmelerin takvimi açısından belirleyici rolü olduğu vurgulanıyor.