BIST 9.660
DOLAR 34,61
EURO 36,38
ALTIN 2.919,18
HABER /  GÜNCEL

Asker Iraka sert çıktı

Genelkurmay, Irak konusunda ilk kez bu kadar açık ve net konuştu: "Şartlar anlaşmalarla belirlenmiştir"

Abone ol

Genelkurmay Başkanlığı Harekat Başkanı Korgeneral Bekir Kalyoncu, terör örgütüne yönelik yürütülen operasyonlara ilişkin olarak yaşanan "sınır ihlali" tartışmalarını, "Bu şartlar, Türkiye'nin taraf olduğu anlaşmalarda belirtilmiştir. O anlaşmalara bakarsanız, o şartların olgunlaşmasını beklemek durumundayız. O şartlar, Birleşmiş Milletler'de taraf olduğumuz anlaşmalarda yazıyor" sözleriyle değerlendirdi.


Genelkurmay Başkanlığı, son dönemdeki gelişmelere ilişkin Genelkurmay
Karargahı'nda bir bilgilendirme toplantısı düzenledi. Toplantıda,
Genelkurmay Harekat Başkanlığı'na bağlı şube müdürleri, 2. ve 3. Ordu
Komutanlıkları'na yapılan takviyeler, Afganistan, Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi ve Irak'a yönelik eğitim faaliyetlerine ilişkin bilgi verdi. Genelkurmay Harekat Başkanı Korgeneral Bekir Kalyoncu ile Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreteri Tümgeneral Sabri Demirezen'in de katıldığı toplantıda, şube müdürlerinin konularına ilişkin brifinginin ardından Harekat Başkanı Korgeneral Kalyoncu, gazetecilerin sorularını cevapladı.

Güneydoğu bölgesinde yürütülen iç güvenlik harekatı hatırlatılarak,
"Sınır ihlali söz konusu mu?" sorusuna Korgeneral Kalyoncu, Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün daha önce yapmış olduğu, "Eğer şartlar
doğarsa, her egemen ülke gibi Türkiye de haklarını kullanır. Bu haklar
Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'nde de vardır" açıklamasını hatırlatarak
cevap verdi. "Sınır ihlali yapılıp yapılmadığına cevap verecek seviye
burası değil" diyen Korgeneral Kalyoncu, "Bu şartlar nedir? Bu şartlar
oluştu mu?" sorusuna ise, "Bu şartlar, Türkiye'nin taraf olduğu anlaşmalarda belirtilmiştir. O anlaşmalara bakarsanız, o şartların olgunlaşmasını beklemek durumundayız. O şartlar, Birleşmiş Milletler'de taraf olduğumuz anlaşmalarda yazıyor" karşılığını verdi.

Kuzey Irak'taki Türk unsurlarının hukuki statüsüne ilişkin yaşanan
tartışmalara yönelik bir soru üzerine Korgeneral Kalyoncu, şunları kaydetti:
"Kuzey Irak'ta Türk askerinin mevcudiyeti gizli bir olay değil. TSK,
bir kısım unsurlarıyla Kuzey Irak'tadır. Bu Kuzey Irak'taki unsurlarımızın oradaki mevcudiyeti malumları olduğu üzere, daha önce otorite boşluğu nedeniyle terör örgütünün o bölgeyi kullanmasına bir takım kısıtlamalar getirmek amacıyladır. Ve terör örgütü bu bölgede kaldığı sürece birliklerimizin faaliyetlerini sona erdirmeyi düşünmüyoruz. Aslında, Kuzey Irak'taki birliklerimiz K.Irak'taki Irak'ın diğer bölgelerine göre nispeten istikrarlı gibi görünen ortama da katkı sağlamaktadır. Çünkü terör örgütleri nerede ne şekilde beslenirse beslensinler günü geldiği zaman bulundukları bölgeye de zarar verirler. Sanıyoruz, Irak'taki yetkililer de bunun farkındadır, şimdiye kadar bu birliklerle ilgili çok büyük problemlerle karşılaşmadık. Ümit ediyoruz gelecekte de problemlerle karşılaşmayız."

Güneydoğu'daki birliklerin takviyesine ilişkin verilen brifingde, her yıl iç güvenlik harekatına yönelik bölgedeki birliklere takviye yapıldığı ve yapılan takviyelerin gerekli ve normal tarihte olup, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en doğal hakkı olduğunu belirtildi. Türkiye'nin kendi coğrafyasında yaptığı takviyelerin hiçbir ülkeyi ilgilendirmediği vurgulanan brifingde, "Bu takviye birlikleri, daha önce belirlendiği üzere, özellikle sınırlarımızdan geçmeye çalışan teröristlere karşı gerekli tedbirleri almak maksadıyla, Irak ve İran
sınırımız dahil, ihtiyaç olan bölgelerin takviyesi amacıyla konuşlanmıştır" denildi.

Genelkurmay Harekat Başkanı Korgeneral Bekir Kalyoncu, Suriye sınırındaki mayınlar temizlendikten sonra TSK'nın mevcut düzende sınırları korumaya devam edeceğini belirterek, ''Biz sınırlarımızı sadece insan gücüyle korumuyoruz. Teknolojinin bütün imkanlarından istifadeyle, gece ve gündüz gözetleme imkan kabiliyetleriyle bütün hudutlarımızın güvenliğini sağlamaya çalışıyoruz'' dedi.

Genelkurmay Başkanlığı'ndaki basın bilgilendirme toplantısının ''Suriye Sınırındaki Mayın Temizleme Faaliyetleri'' ile ilgili bölümünde, 911 kilometre uzunluğundaki Türkiye-Suriye sınırında, 1956-1959 yıllarında yasadışı sınır geçişlerini önlemek için 510 kilometre uzunluğunda, 200 kilometrekarelik bir alana 600 bin civarında mayın döşendiği belirtildi.

Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin temizlenmesi çalışmalarının, bölgeyi tarıma kazandırmak ve Ottova Sözleşmesi'nin şartlarını yerine getirmek amacıyla 29 Mayıs 2001 tarihli MGK Toplantısı kararının 11 Haziran 2001 tarihli Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilmesiyle
başladığı anımsatıldı.

Milli Savunma Bakanlığı ile koordineli olarak yürütülen bu çalışmalarda, ilk olarak mayınlı sahaların TSK'nın mevcut imkan ve kabiliyetleriyle temizlenmesinin ele alındığı, ancak, ''elde bulunan teçhizatın askeri harekat esnasında karşılaşılan mayınlı sahalarda kısa sürede ve dar kapsamlı olarak personel ve araç geçişine imkan verecek şekilde olması, Suriye sınırında olduğu gibi geniş mayınlı sahaları temizlemeye yönelik olmaması, temizlemenin çok uzun süre alacak olması, mayınların tamamının eldeki teçhizatla temizlenmesinin mümkün olmaması ve tarıma açılacak bölgede risk kabul etmenin mümkün olmaması'' nedeniyle bu seçeneğin uygun olmadığına karar verildiği  belirtildi.


Tehdit dikkate alındığında yapılan takviyelerin miktarının yeterli seviyede olduğunu ifade edilen brifingde, Irak sınırının dağlık ve sarp arazi yapısı nedeniyle teröristlerin geçişlerine kolaylılık sağladığı kaydedildi. Irak tarafından kontrolü sağlayacak, Irak hükümetine bağlı herhangi bir unsurun olmayışının da terör faaliyetlerini kolaylaştırdığına işaret edilen brifingde, şöyle devam edildi:
"Türkiye, sınırların kendi tarafında gerekli önlemleri almıştır. Sınırların tek taraflı kontrolü çok güçtür. Teröristler, gerek arazi, gerek Irak tarafındaki kontrolsüzlük nedeniyle Irak'ın kuzeyinden ülkemize sızarak, güvenlik güçlerine ve halkımıza silahlı eylemler yapmaktadırlar. TSK, bölünmez bütünlüğümüze karşı, silahlı olarak tehdit oluşturan tüm unsurlar bertaraf edilinceye kadar, operasyonlarına ve mücadelesine bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da aynı kararlılıkla devam edecektir. Bu çerçevede sınırlarımızın güvenliği de her hal ve şartta sağlanacaktır. TSK, terörle mücadele kapsamında icra ettiği tüm faaliyetlerini kanunlarla belirlenmiş yetki
ve sorumluluklar çerçevesinde yürütmektedir."