BIST 9.725
DOLAR 35,19
EURO 36,88
ALTIN 2.970,81
HABER /  GÜNCEL

Asker gitmezse Türkiye parçalanır

Çandar, Irak'a asker gönderilmemesi durumunda olacakları şu sözlerle anlattı: "Türkiye parçalanır.."

Abone ol

Radikal'den Neşe Düzel'e konuşan gazeteci Cengiz Çandar`a göre Türkiye Irak'a asker göndermezse parçalanacak.. Gazeteci Cengiz Çandar`a göre `Türkiye Irak Yönetim Konseyi ile iyi ilişkiler kurmalı. Konseyle kurulacak iyi ilişkiler olası can kayıparımızı azaltır.` Bu değerlendirmeye bakılırsa, ABD askerlerini hedef alan direniş, gücünü Konsey`den alıyor! Türkiye, Irak`a askergöndermek için hazırlık yapıyor. Parlamento bu konuda hükümete izin verdi. Irak yönetimi ise `Buraya gelmeyin` diyor. Bu şartlar altında Irak`a gidersek, orada neler olacak? Bu konuda, Irak Yönetim Konseyi`nin ve özellikle de Kürtlerin mutabakatı sağlanmak zorunda. Şu anda biz Irak`ta nereye gidersek gidelim her halükârda bir risk var. Askerlerimizin can kaybı söz konusu. Çünkü Irak`a, Kosova ve Bosna`da olduğu gibi sükûnet sağlandıktan sonra gidilmiyor. Yani Irak`a bir barış gücü olarak `barışı korumak` için gidilmiyor. Tam tersine barışı kurmak için gidiliyor. Gidilecek yerle ilgili iki tercih var. Bir, Kürtlerin yoğun olduğu ve Türkmenlerin de bulunduğu Bağdat`ın kuzeyindeki böl-ge. İki, Bağdat`ın batısındaki Kürt`süz `Sünni Arap üçgeni` denilen bölge. Bu en riskli bölge. Amerika`ya karşı silahlı direniş burada var. Başka yerde yok. Türkiye niye Kürtlerin yoğun olduğu Bağdat`ın kuzeyine asker göndermek istiyor? Sızan bilgilere göre, Genelkurmay` daki hâkim eğilim bu. Askerler, o bölgeye gidip, Kürtlere yönelik caydırıcı olmak istiyorlar. PKK ile her an hesaplaşmaya müsait olan bu bölgede, Kürt antitesinin ortaya çıkmasını engellemeyi ve Türkmenlere göz kulak olmayı öngörüyorlar. Eğer siz, Kuzey Irak`a süzülmek amaçlı ve oradaki Kürt oluşumunu herhangi bir aşamasında engellemek zihniyetiyle asker gönderecekseniz, buna yakında bir kolordu da yetmez. Birkaç ordu göndermeniz icap edebilir. Çünkü cepheyi çok büyüteceksiniz demektir bu. Aslında, Türk askerinin Kürt bölgesine gitmesi, Türk-Kürt çatışmasına davetiye göndermektir. Bu bölgeye gitmek, Kürt kaynaklı provokativ saldırıları besler. AKP hükümeti askerin nereye gönderilmesini istiyor peki? Tarzan zor durumda, karışık duygular içinde. AKP hükümeti dayanakları açısından Sünni İslam camiasının bir unsurudur. Orta Irak`taki direniş de, Sunni Araplardan kaynaklanıyor. AKP hükümetinin dayandığı bazı çevrelerin, kan uyuşması içinde olduğu bu kesimlerle Irak`ta hasım haline gelmek, hükümetin hoşuna gitmiyor. Iraklı Kürtler Türk askerini istemiyor. Bunun nedeninin anlamak zor değil. Peki, Irak`ın yönetimi neden Türk askerini istemiyor? `Eğer Türkiye askeriyle Irak`a girerse, İranlıları zapt etmek mümkün olmaz. Başımıza bir de İran belası çıkarırız. Irak`ın yüzde 60`ı Şii` deniyor. İran, Şii ulemasıyla ve `establishment`ıyla Irak`a her an nüfuz edebilecek durumda. Ayrıca İran, kuzeyden Kürtler üzerinde de etkili olabilecek pozisyonda. PKK`yı kullanıp harekete geçirebilir ve kuzeydeki istikrarı bozabilir. İran`ın elinde oynayacağı çok kart var. Amerika, Türk askerinin Irak`a gitmesini istiyor. Amerika`nın denetiminde olduğu söylenen Irak yönetimi ise Türk askerini istemiyor. Amerika, Irak`taki denetimini tümden kaybetti mi? Yoksa bizim anlayamadığımız başka bir oyun mu var bu çelişkide? Irak Yönetim Konseyi`ni Amerika tayin etti diye, biz o yönetimi Amerika`nın kuklası zannediyoruz. Yok öyle bir şey. Amerika, Irak`ı tümüyle denetleyemiyor. Irak Yönetim Konseyi, Irak`ın tarihinde görmediği kadar temsili bir organ. 13 Şii, beş Sünni, beş Kürt, bir Türkmen, bir Asuri üyesiyle, Irak`taki nüfus oranlarını aynen yansıtıyor. Bu da Irak Yönetim Konseyi`nin sahici ve kendiliğinden güçlü olduğunu gösteriyor. Yönetim Konseyi Amerika`dan bağımsız hareket edebilir mi? Edemiyor, edemez de. Çünkü ülkede Amerikan işgal yönetimi var. Irak` ta güvenlikten o yetkili. Irak`ta son sözü Amerika söylüyor. Irak`ı Amerika yönetiyor ama, Iraklı partnerlerle birlikte yönetiyor. Çünkü bunların temsili nitelikleri var. Diyelim ki, Kuzey Irak`ta seçim yapıldı. Hangi Kürt seçilecek zannediliyor. Talabani ve Barzani güçlerinin dışındaki Kürtler mi seçilecek Irak`ta? Gerçekçi olmak lazım. Türk askeri konusunda son sözü Irak`ta kim söyleyecek? Amerika söyleyecek, ama Türkiye`nin Irak`ta sağlam zeminde durup can kaybını asgariye indirebilmesi için en başta Kürtler olmak üzere, Irak Yönetim Konseyi`ndeki unsurları ciddiye alması, onlara saygılı olması lazım. Irak`ın iç dengeleri, Türkiyenin iç dengelerini birebir etkileyecek durumda. Bu yüzden `Kürtleri tepeleyelim mi, yoksa Kürtlerle beraber mi olalım` sorusunu sormak lazım. Türkiye, Kürt sorununu kültürel hakları en geniş anlamda tanıyarak çözmezse... Ne olur? Kendi Kürtlerinin her an ayrılabileceği düşüncesiyle sürekli spazm yaşar. Irak Kürtlerine de kendi Kürtlerinin arka planı diye kötü gözle bakar. Bu güvensizliğiyle Türkiye bölgeyi ve kendini istikrarsızlaştırır. Türkiye, Irak Kürtlerine `benim vatandaşlarımın soydaşları` gözüyle `avantaj` olarak bakmalı. Irak üzerinden bir Türk-Kürt sinerjisi yaratmalı. Nasıl Türkiye`deki istikrarsızlık ve bölünme Irak üzerinden besleniyorsa, Türkiye`nin uluslararası rolü de Irak üzerinden gerçekleşecek. Yeni Türkiye, yeni Irak`tan bağımsız değil. Etle tırnak gibi iç içeler. Türkiye, Kürtlere ve Irak`a, 1920`lerin ulus-devlet formatında yaklaşırsa, hem kendi Kürtleri, hem Amerika, hem de Irak`ın aktörleriyle çatışacak. Irak`a dönersek... Neden Irak`ta Amerika`ya karşı bu kadar büyük bir tepki var? Tüm Irak`ta Amerikaya karşı büyük bir tepki yok. Iraklı Arap Sünnilerde Amerika`ya karşı müthiş tepki var. Yoksa Şiiler nötr duruyor. Şiiler arasında en büyük güce sahip olan ve Irak`ta din ve devlet işlerinin ayrılması taraftarı olan Ayetullah Sistani, Amerikan karşıtı hareketlere yeşil ışık yakmıyor. Irak Yönetim Konseyi`nde Amerikalılarla işbirliği yapıyor. Şunu bilmek lazım. Irak Sünni eliti, Baas`ın gitmesiyle yalnız iktidarını değil, geleceğini de kaybetti. Bir de tabii Amerikalılar da sürekli yanlış yapıyor. ABD herkesin sandığı gibi ince planlar, hesaplar yapan bir süper devlet değil. Tersine pragmatik bir ülke. Kervan yolda düzülür diyor. Tek süper devlet olduğu için de onun yaptığı hatanın bedelini başkaları ödüyor. Irak`ta bir iç savaş çıkar mı diye de soruluyor. Çıkar mı peki? İç savaş şu anda zaten yapılıyor. Irak`ta bir Şii-Sünni iç savaşı var. Şiilerin silahlı gücü olarak Amerikalılar o savaşı yürütüyor. Paradoksal ama Şiilerin Irak`taki silahlı gücü ABD ordusu. Amerikan askerine karşı direnenler de eski rejim artığı Sünni Araplar ve Irak`a sızan Cihadiler, El Kaideciler ve Vahabiler gibi köktendinci Sünni unsurlar. Şiiler Amerika`ya karşı bu yüzden kımıldamıyor. Onların yapması gereken iktidar savaşını Irak`ta Amerikalılar yapıyor. Vekâlet yoluyla bir savaş var Irak`ta. Zaten bu Sünni Arap meselesine geniş bakmak lazım. Niye? Sünniler Irak`ta azınlıkta ama bütün Ortadoğu ve Arap dünyası bugün Sünni yönetimler üzerine kurulu. Birinci Dünya Savaşı`ndan sonra kurulan bu sistem şimdi tasfiye ediliyor. Çünkü Sünni Arap sistemi tıkandı. Gelip dayandığı nokta, ya Arap milliyetçiliği oldu ya da El Kaide gibi Sünni Arap köktendinciliği oldu. Eğer Irak`ta demokrasi olacaksa, bu Sünni Arap sisteminin tabutuna ilk çivinin çakılmasıdır. Sünni Arap sisteminin defin töreni başlıyor demektir. Filistin de Sünni Arap sisteminin bir parçasıdır. Filiistin Ulusal Hareketi en büyük enerjisini köktendinci Hamas`ın ve İslami Cihat`ın eylemlerinde buluyor. Amerika, Türk askerinin Irak`ta tam olarak ne yapmasını istiyor? Amerika, Irak`ta Türkiye`nin askerle görünmesini istiyor. Bunu sırf güvenlik nedeniyle değil, daha da önemlisi Türk askerinin ifade ettiği sembolizm nedeniyle istiyor. Amerika, Türk askerinin Irak`taki varlığının sembolizmine çok muhtaç. Eğer Türkiye akıllıca kullanırsa, Amerika bu sembolizm için Türkiye`ye dünyaları verebilir. Öyle ki, Türkiye`nin kendisi gayret etse de Amerika, Türkiye`nin küme düşmesine izin vermeyebilir. Çünkü Türkiye Müslüman bir ülke. Amerika medeniyetler çatışması doktrinini (Hıristiyan-İslam çatışmasını) Irak`ta doğrulatmak istemiyor. Bir Müslüman ülkenin Amerika ile beraber olduğunu Irak`ta göstermesi, Amerika`nın kendi tezini doğrulatacak. Ayrıca Irak`ın ekonomik yapılanması Amerikan işgal yönetiminin tasarrufunda. Eğer Irak`ın ekonomisinde rol alacaksan, Irak`ta asker bulundurmak zorundasın. Eğer Türk askerlerinin üstüne Irak`ta ateş açılırsa ne olacak? Zaten bu nedenle, Türkiye`nin Irak Yönetim Konseyi`ni kazanması şart. Ancak böyle, şehit sayısını minimize edebilir. Iraklıların önemli bölümünün Türkiye`yi kabul etmesi gerekir. Yoksa ciddi bir asker kaybı Türkiye`de iç siyaseti dalgalandırır. Zaten Irak`a asker göndermeye şiddetle karşı çıkan ve ideolojik etkisi büyük olan, solculardan İslamcılara, Kemalistilerden milliyetçilere kadar uzanan geniş bir kesim var. Asker kaybıyla, AKP`nin dayandığı kesimlerde sarsıntılar olur ve AKP`de çözülür. Hükümet, Amerika`ya karşı tavır almayı kendi bekası için zorunlu hissedebilir. Bu başka sorunlar getirir, Türkiye istikrarsızlaşır. Türkiye, ciddi bir çatışmanın içine çekilebileceğini bile bile Irak`a asker gönderecek. Sizce bu akıllıca bir davranış mı? Eğer Türkiye `Federal Irak` şiarını benimserse ve `Irak Kürtleri benim vatandaşlarımın soydaşları. Onların esenliği benim esenliğim` derse ve kendi Kürtlerini AB`nin demokratik standartlarıyla rahatlatırsa, niye Irak Kürtleri, Türkleri istemesin ki? Biz onlara tam tersine güvence oluruz orada. Hem Türkiye bugünkü uluslararası konjonktürde `Irak`ta ben yokum` politikası güdemez. Müdahil olmaya mecbur. ABD ile müttefik olduğu için mecbur, Kürt meselesi diye bir meselesi olduğu için mecbur, komşu olduğu için mecbur. Irak`la ortak su yollarına sahip olduğu için mecbur. Irak petrolünün uluslararası pazara çıkışı Türkiye`de olduğu için mecbur. Uluslararası sistemin patronu Amerika, Irak`taki işgal gücünün sahibi olarak sana `Asker ihtiyacım var, asker gönder` diyorsa ona, `Ben insani yardımla yetineyim` diyebilirsin. Ama ondan sonra, ABD-Türkiye ilişkisi eskisi gibi olmaz. Nasıl olur peki? Türkiye`nin stratejik bir koz olan jeopolitiği, Amerika için `stratejik bir yük` olur. Dengelerin değiştiği Ortadoğu`da, eğer jeopolitiğiniz stratejik yük haline geliyorsa, parçalanmaya uygun oluyorsunuz demektir. Ülke parçalanabilir. Amerika ile beraber olursak parçalanmaz mı? Hayır parçalanmaz. Çünkü Amerika, uluslararası otoritesini Türkiye`nin parçalanmaması için kullanacak demektir. Ayrıca Amerika ile ilişkisini bozan Türkiye`ye AB kapısı da kapanır. `Irak`a uzak durursak, AB şansımız artar` demek yanlış. Tam tersi, AB`ye bir uluslararası savunma ve güvenlik boyutu getirdiği ölçüde Türkiye`nin AB şansı artar. Soros bize, `En büyük ihraç malınız ordunuz` dediğinde çok kızdık. Oysa Soros`un dediği gibi, Türk ordusu, dış politikanın en önemli enstrümanı. Türkler, asker söz konusu olduğunda uluslararası sistemde önemli bir faktör oluyor ve bu Türkiye`ye güven sağlıyor. Türkiye, Kore`ye asker göndererek, bazı evlatlarını feda ederek NATO kilidini açtı ve yarım yüzyıl kendi savunmasını ve güvenliğini sağlama aldı. Biz Irak`a yalnızca Amerika`dan alacağımız krediler için mi asker gönderiyoruz yoksa başka beklentilerimiz var mı? 8.5 milyarın çok ötesinde beklentilerimiz var. Önümüzdeki tarih döneminde Amerika`nın koruyucu ağının Türkiye üzerinde olacağı sezgisi var. O koruyucu ağın içinde önemli ekonomik imkânlar, dış borçların ödenmesinde Amerikalıların sağlayacağı anlayış gibi beklentiler var. Bu gerçekçi bir beklenti. Çünkü Amerika, Türkiye`nin ekonomisinin ve siyasi rejiminin düşmesine izin vermez. Mesela, Türkiye`de askeri bir idare de, şeriat rejimi de olamaz. Türkiye laik ve demokratik bir devlet olmak zorunda, çünkü Amerika, `Eğer Türkiye`de demokrasi olabiliyorsa, pekâlâ Irak`ta da olabilir` argümanını öne sürüyor. İktisaden yere yapışan bir ülke ise askeri darbeye de dinci yönetime de müsait hale gelir. Amerika`nın güdümünde bir ülke görüntüsü veren Türkiye bu haliyle Ortadoğu`da saygın bir ülke olabilir mi peki? Tabii. Çünkü saygınlık güçten geçer. Türkiye`nin bölgede askeri olarak var olması, güçlü irade sahibi devlet manzarası demektir. Amerika ile güçlü ilişkiler, saygınlık getirir Türkiye`ye. Ortadoğu`da, diplomasi yerini hızla şiddete bırakıyor. Amerika sorunları sertlikle çözerken, İsrail de Suriye`de bir kampı bombaladı. İsrail şiddeti tırmandırmaktan nasıl bir sonuç bekliyor? İsrail ulus-devlet formatıyla kurulmuş bir ülke. Bu haliyle küreselleşmeye ve Ortadoğu`nun geleceğine aykırı. İsrail etrafını sindirerek var olmaya çalışıyor. Amerika`nın İsrail`i desteklemesi müthiş bir çelişkidir. Bu çelişkiyi çözmedikçe de Ortadoğu`yu `yüce amaçlarına!` uygun olarak küreselleşmeye entegre etmesi zaman alacak. Amerika` nın Ortadoğu`ya küresel dünyanın demokrasisini götürdüğü iddiası inandırıcı mı sizce? İsrail söz konusu olduğunda Amerika astigmat görüyor. Ortadoğu`da büyük çaplı çatışmalar beklemek gerekiyor mu? Ortadoğu`daki Sünni Arap sistemi çöküyor. Bölgede daha büyük çatışmalar demektir bu. Lübnan`da bir daha iç savaş çıkabilir. Suriye karışır. Bu çözülüş yıllar alacak, çok sancılı olacak.