BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Aşk mektupları Eminönünde

Eminönü Belediye Başkanı Nevzat Er, tarihteki ünlülerin aşk mektuplarının yer aldığı sergiyi açtı.

Abone ol

Eminönü Belediye Başkanı Nevzat Er, tarihteki ünlü edebiyatçı, müzisyen, devlet ve bilim adamlarının aşk mektuplarının yer aldığı sergiyi açtı. Necip Fazıl Kısakürek (NFK) Kültür Merkezi'nde düzenlenen serginin açılışında konuşan Er, ''14 Şubat Sevgililer Günü'' dolayısıyla tarihe malolmuş ünlülerin aşk mektuplarını sergilediklerini anlatarak,
şunları söyledi:




''Hayat sevgi üzerine kurulmuştur. İnsanlar birbirini sevmeli. Hayat sevgiyle sürer, sevgiyle inşa edilir. Böylesine önemli bir gündeböyle önemli insanların aşk mektuplarını sergilemekle güzel bir günü canlandırdığımıza ve geleceğe taşıdığımıza inanıyorum.'' 
   
Nevzat Er, daha sonra eşi Şerife Er ve Eminönü Kaymakamı Sabit Kaya ile birlikte kurdele keserek sergiyi açtı.  Sergiyi gezen Eminönü Belediye Başkanı Er, eşi ile açılışa katılanlara kırmızı karanfil de verdi.
   
27 Şubat tarihine kadar açık kalacak sergide, aşk mektupları yer alan bazı ünlüler ve yazdıkları şöyle:
   
Ünlü Fransız yazar Stendhal'den Mathilde'ye:
   
''Çok mutsuzum, galiba gün geçtikçe sizi daha çok seviyorum, sizse artık bana eskiden gösterdiğiniz en basit dostluğu bile göstermiyorsunuz. Aşkımın son derece çarpıcı bir kanıtı var, bu da sizinle birlikteyken içine düştüğüm, kendi kendime kızmama neden olan ama bir türlü üstesinden gelemediğim sakarlık. Salonunuza gelene kadar  cesaretim yerinde, ama sizi görür görmez titremeye başlıyorum. Sizi temin ederim ki, başka hiçbir kadın uzun süredir bu duyguyu uyandırmadı bende. Bu duygu öylesine mutsuz ediyor ki beni, neredeyse artık sizi görmemek zorunda kalmayı ister oldum ve aldığım kararlara karşın, her gün sizin evde bulunmamak için ihtiyatlı olmayı düşünmeye ihtiyacım var.
   
Yarın gidiyorum, sizi unutmaya çalışacağım, eğer elimden gelirse, ama pek başaramıyorum. Çünkü yine bu akşam da sizi görme isteğine karşı koyamadım.
   
Bugün, bütün gün en büyük işim ihtiyatı elden bırakmadan sizi görebilme yollarını aramak oldu. Sizi yanınızdayken değil de, sizden uzaktayken daha çok seviyorum. Sizden uzaktayken bana karşı hoşgörülü ve iyi olduğunuzu düşünüyorum, oysa yanınızdayken varlığınız bu tatlı hayalleri yok ediyor.''
   
BİLİMSEL AŞK
   
Dünyanın en ünlü bilim adamlarından Albert Einstein ise eşi Mileva'ya yazdığı mektupta aşkını şöyle ifade ediyor:
   
''Sevgili Pisiciğim,
   
Az önce, Leonard'ın ultraviyole ışıktan katot ışınlarının elde edilmesine dair muhteşem bir makalesini okudum. Bu güzel yazının etkisiyle öyle bir mutlulukla doldum ki, senin de bundan mutlaka payını alman lazım. Moralini bozma sevgilim ve kuruntulara kapılma. Seni bırakmayacağım ve her şeyi mutlu sona vardıracağım. Sadece birazcık sabır.''




İMPARATORUN AŞKI




Napolyon Bonapart da eşi Josephin'e yazdığı mektupta şöyle diyor:
   
''Bir tek günüm bile geçmedi yüreğimde senin sevgin olmadan, bir tek gecem bile geçmedi seni kollarımla sarıp sarmalamadığım, beni yaşamımın ruhundan uzaklaştıran zafer ve tutkuya lanet etmeksizin bir tek fincan çay bile yudumlamadım. İş güçle meşgulken, orduları komuta ederken, savaş meydanlarını aşarken, benim tapılası Josephine'im, hep kalbimin tahtında oturuyor, zihnimi meşgul ediyor, düşüncelerimi alıp
uzaklara götürüyorsun.
  
Senden Rhohe'un suları kadar hızlı ayrılmamın nedeni, seni en kısa zamanda yeniden görmek isteyişimdir. Eğer gece yarıları çalışmak için kalkıyorsam bunu benim tatlı sevgilim belki birkaç gün önce gelir diye yapıyorum, ama sene 23-26 Ventose tarihli mektubunda bana 'siz' diye hitap ediyorsun. Sensin 'siz'! Ah, kötü kız! Nasıl yazabildin böyle bir mektubu? Ne kadar da soğuktu!
  
Siz! Siz! Bu 15 gün nelere gebe?... Ruhum üzgün, yüreğim köle, hayal gücüm beni korkutmakta. Beni fazla sevmiyorsun. Ve belki de bir gün gelecek beni hiç sevmeyeceksin. Bunu söyle bana, hiç değilse acıları hak etmiş olurum. Sevdiğim, çekindiğim, içimde beni doğaya çağıran tatlı duygular, yıldırım gibi beni ateşleyen hayatımın kadını, acısı, tatlısı, umudu ve ruhu, hoşça kal! Senden ne bitimsiz bir aşk istiyorum, ne bağlılık, yalnızca gerçeği, uçsuz bir açıkyüreklilik  istiyorum senden. 'Seni eskisi gibi sevmiyorum' diyeceğin gün, akşamın ya da yaşamımın son günü olacak. Hoşça kal!''    
   
KANUNİ'YE YAZILAN AŞK MEKTUBU
   
Hürrem Sultan'ın Kanuni Sultan Süleyman'a yazdığı mektup ise şöyle:




''Hazret-i Sultanım,




Yüz(ümü) yere koyup kutsal ayağınızın bastığı toprağı öptükten sonra, benim devletimin güneşi ve sermayesi sultanım, eğer bu ayrılığın ateşine yanmış ciğeri kebap, göğsü harap, gözü yaş dolu, gecesi gündüzünden ayırt edemeyen, özlem denizine düşmüş çaresiz, aşkınız ile divane, Ferhat ile Mecnun'dan beter tutkun kölenizi sorarsanız ne ki sultanımdan ayrıyım. Bülbül gibi ah ve feryadım dinmeyip ayrılığından (öyle) bir halim var ki Hak kafir olan kullarına dahi vermesin. Benim devletim, benim sultanım, ayrıca bir buçuk ay oldu ki sultanım tarafından bir haber belirmedi. Hak en çok bilenlerin bilenidir ki, bu gidişle rahat yüzü görmeyip gece sabaha dek, sabahtan geceye dek bidüziye ağlayıp kendi hayatımdan el yuyup, dünya gözüme dar olup, bilmem ne edip neyleyeceğim.
   
Zar eyleyip ağlayıp inleyerek gözüm kapıları gözlerken o eşi ve benzeri olmayan alemlerin Rabbi, aleme acıyan Allah, bütün aleme yardım edip, fetih haberini yetişti ve işitince Hak biliyor ki benim padişahım, benim sultanım, ölmüş idim taze can bağışladı. Yüce Allah'a bin şükürler, o yüce kapısına varılıp şenlikler mutluluklar oldu. Bütün alem karanlıklar içinden çıkıp Hakkın esirgeyiciliğine daldılar Allah'a şükürler olsun, minnet o Hüda'ya.
   
Daima benim sultanım, benim padişahım, dünya ve ahiret sultanı dayanağım, dünyaya baktığım iki gözümün ışığı, şahım sultanım, gazalar edip düşmanları toprak olup memleketler alıp yedi iklim zaptedesin. İnsan ve cin emrinize boyun eğip her bela ve kazadan Hak saklayıp
kutsal kalbinden geçen her muradını kolay ede. Yardımcın olan Hızır İlyas arkanda olsun. Bütün emriler, peygamberler üzerinizde hazır ve nazır ola. Bütün dünya, mutlu gölgenizde hoşça yaşayıp mutlu ve gülen  olalar.''