Halk şiirinin en güzel örneklerini veren büyük halk ozanımız, "Ben giderim adım kalır/dostlar beni hatırlasın" dizelerinin sahibi ölümünün 32. yıldönümünde anılıyor.
Abone ol21 Mart 1973 yılında hayata veda eden halk ozanımız Aşık Veysel Şatıroğlu'nun ölümünün 32. yıldönümü anısına, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültürel ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı, Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda "Aşık Veysel Anma Gecesi" düzenliyor. Bugün saat 19.30'da başlayacak olan ve Cengiz Özkan, Arif Sağ ve Anadolu Ateşi yarışmasının finalistlerinin katılacağı etkinlikte Aşık Veysel Şatıroğlu, türküleri ile anılacak. Aşıklık geleneğinin atışmadan çok güzelleme türünde en önemli eserlerini ortaya koyan Aşık Veysel 1894 yılında Sivas'ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde doğdu. Yoksul bir çiftçi ailesinin çocuğu olan Veysel, yedi yaşında geçirdiği çiçek hastalığı sonucu önce sol gözünü, daha sonra da, ancak ışığı seçebilecek kadar görebilen sağ gözünü de bir kaza nedeniyle yitirdi. Aşık Veysel çiçek hastalığına yakalandığı günü daha sonra "O gün bu gündür dünya başıma zindan." diyerek hatırladı. Sazı avunsun diye verdiler Çocukluk ve gençlik yıllarında birbiri üzerine gelen olumsuzluklar Veysel'i biraz karamsar bir ruh haline sürükler. Özellikle gözlerinin görmeyişi onu bütünüyle etkiler. "Kuş olsan da kurtulamazdın elimden/Eğer görsem idi göz ile seni" diyen Aşık Veysel gözlerinin görmeyişi nedeniyle seferberlik ilan edildiğinde kardeşinin cepheye gidip kendisinin gidememesinden dolayı dabüyük acı duyar. Bunu şu mısralardan anlıyoruz: "Felek kırdı kolu, vermedi nöbet/Kılıç vurmak için düşman başına" Babası'nın o dönemlerde avun diye verdiği saz Aşık Veysel'in yeni bir dünya ile tanışmasına sebep olur. Baba dostları Molla Hüseyin ile yöre âşıklarından Çamşıhlı Ali Ağa'dan - Åşık Alâ- ders alır, köylerine gelen gezgin halk ozanlarını dinler. O sazıyla avunur ama on günlükken oğlunu kaybeden ardından, hizmetkarı ile evden kaçan eşi Veysel'e yeni yaralar açar. "Talih çile kader sözü bir etmiş/Her nereye gitsem gezer peşimde" diyen Aşık Veysel, nihayet gezgin halk şairi geleneğine uyarak 1928 yılından başlayarak yöredeki köy, kasaba ve kentleri dolaşmaya başlar ama bu dünyada huzur olmadığını anlar: "Bütün kusurlarım toprak gizliyor/Merhem çalıp yaralarım tuzluyor/Kolun açmış yollarımı gözlüyor/benim sadık yarim kara topraktır../Her kim olursa bu sırra mazhar/Dünyaya bırakır ölmez bir eser/Gün gelir veysel'i bagrına basar/Benim sadık yarim kara topraktır." Verdiği eserlerle 1931 yılında Sivas Lisesi edebiyat öğretmeni olan Ahmet Kutsi Tecer ve arkadaşları tarafından kurulan 'Halk Şairlerini Koruma Derneği'nin düzenlediği Halk Şairleri Bayramı'na katılarak tanınır Aşık Veysel. Köy Enstitüleri'nde saz öğretmenliği yapar. Gidiyorum gündüz gece TBMM 1965 yılında özel bir kanunla, vatani hizmet tertibinden 'Anadilimize ve Milli Birliğimize yaptığı hizmetler' nedeniyle, Aşık Veysel'e maaş bağlaır. 21 Mart 1973 tarihinde bundan otuz iki yıl önce doğduğu yerde hayata gözlerini kapayan Aşık Veysel bugün de bilinen en önemli halk şairlerindendir. Çünkü o gören gözlerin görmediğini görmüştür: "Dünyaya geldiğim anda yürüdüm aynı zamanda / İki kapılı bir anda gidiyorum gündüz gece / Şaşar Veysel işbu hale gah ağlayı gah güle / Yetişmek için menzile gidiyorum gündüz gece" Yazı: Hande Kaplan Öz Kaynak: Yenişafak