BIST 9.937
DOLAR 35,18
EURO 36,68
ALTIN 2.967,94
HABER /  GÜNCEL

Aselsan'daki şüpheli ölümlerin ortak özelliği!

Aselsan'daki şüpheli mühendis ölümlerin bugünkü köşesine taşıyan Hürriyet yazarı Fatih Çekirge ölümlerin ortak özelliğini yazdı.

Abone ol

Aselsan'da 6. şüpheli ölüm geçen hafta Ankara'da gerçekleşmişti. 28 yaşındaki mühendis Erdem Uğur tüp gazla intihar etmişti.

Türkiye'yi şoke eden Aselsan'daki son ölümü bugünkü köşesine taşıyan Hürriyet yazarı Fatih Çekirge, ölümlerin benzer özellik gösterdiğini söyledi. En son ölen mühendis Erdem Uğur'un evindeki detaylara da dikkat çeken Çekirge şunları yazdı:

"...

Tüp gazla intihar eden 28 yaşındaki mühendis Erdem Uğur un evinden gelen fotoğrafları görünce sormadan edemedim.

Türkiye'nin en büyük savunma elektronik projelerinde çalışan genç ve başarılı bir mühendis, neden böyle bir evde oturur?
Neredeyse metruk. Dökülüyor. Niye acaba? Maaşı mı yetmiyor?
Ya diğerleri...
Bugüne kadar ASELSAN'da çalışan ve esrarengiz ölümleriyle bildiğimiz 5 mühendisin de bir ortak özelliği var. Çoğu ODTÜ'lü. Ve okullarından şeref derecesi, birincilik ya da dereceyle mezun olmuşlar.
Yani en hafif deyimiyle birer dâhiler.
Türkiye savunma sanayisinin milyarlarca dolarlık projeleri üzerinde kafa yoruyorlar.
Ama 1000 liralık metruk dairelerde oturuyorlar.
Yanılıyorsam ASELSAN yönetimi düzeltsin. Çünkü ben hâlâ onların iyi niyetine güveniyorum.
Ancak ortada bir gariplik var.
O yüzden sormadan edemiyorum:
- Acaba orada çok katı ve askeri bir disiplin mi var?
- ODTÜ'lüler bilir; elektronik mühendisliği bölümü biraz "çılgınlar yurdu "dur.
Yaratıcı zekâ, duygusal zekâyla yarışır.
Bizden farklı olurlar.
Aklımızın alamayacağı o buluşlar ve projeler başka türlü nasıl gelişebilir?
Türkiye'nin en kritik projelerinde çalışan bu genç bilimadamlannın yaşam standartları araştırmaya değer doğrusu.
Öyle suikast, esrarengiz cinayet gibi komplo teorilerinden önce, burnumuzun önündeki bu soruya bir cevap bulmamız gerekiyor.
Türkiye savunma teknolojisinin "manyetik alanları" üzerine çalışan bu genç mühendisin metruk "yaşam alanı" nı merak etmeyelim mi?