Ekim ayı istihdam verileri açıklandı. İşsizlik yüzde 10.1 olarak belirtildi. Anketle belirlenen bu oranlar ne kadar gerçkçi? Asaf Savaş Akat'ın işsizlik hesabı ise başka..
Abone ol2005 Ekim ayı itibariyle işsizlik oranı yüzde 10.1 olarak açıklandı. 'İşsizliğin gerçek yüzü' nü Akat hesapladı.
Yazı: Asaf Savaş Akat
Kaynak:
TÜİK (eski DİE) ekim istihdam ve işsizlik verilerini yayınladı. Son dönemde istihdam ve işsizlik hakkında daha sık yazıyorum. Çünkü 2003 sonrasında uygulanan yanlış para politikası sonucunda istihdam dostu olmayan bir konjonktür oluştu.
Hanehalkı İş gücü Anketi her ay yapılıyor ve üç aylık ortalama şeklinde yayınlanıyor. Ekim verileri eylül-ekim-kasım aylarını kapsıyor. Aylık veri seti 2005'te başladı. 2004'te üç ayda birdi. Geçen yılla karşılaştırma için dördüncü çeyreğe tekabül eden kasımı bekleyeceğiz.
Elde on aylık veri var. Makul varsayımlarla 2005 için yıllık ortalamalar hesaplanabiliyor. 2004'te istihdam 21.8 milyon kişi olmuştu. On aylık ortalama 22.1 milyon kişi; yıl sonu değeri benzer olur. 2005'te 300 bin istihdam yaratıldığı anlaşılıyor.
Buradan işsizlik verisini de buluyoruz. 2004'te 2.4 milyon işsiz varmış; işsizlik oranı yüzde 9,1 ediyor. 2005'te işsiz sayısının 100 bin artışla 2.5 milyon kişiye çıkacağını, işsizlik oranının da yüzde 10,1'e yükseleceğini saptıyoruz.
Hangi işsizlik oranı
Merkez Bankası uzmanı Ercan Türkan'ın "Türkiye'de İş gücünün Yapı ve Nitelikleri - Gelişme ve Değerlendirmeler" adlı başarılı çalışmasını daha önce tanıttık. Bugün onu kullanarak işsizliğin gerçek yüzünü araştırıyoruz.
Yüzde 10'luk işsizlik oranı benzer ülkelerle karşılaştırınca yüksek değildir. Örneğin Belçika, Almanya, İspanya ve Fransa ile aynı, Polonya'dan ise yarı yarıya düşüktür. Halbuki toplum, işsizliği uzak ara en büyük sorun olarak görmektedir. Hangisi doğrudur?
Bilmecenin sırrı çalışabilir yaş grubunda iş gücüne katılım oranında yatmaktadır. Türkiye'de katılım oranı yüzde 52 iken AB ortalaması yüzde 70,5'dir. Polonya'da yüzde 63,7'dir.
Bu sayılar ne diyor? Türkiye'de insanların iş bulma umudu o kadar az ki iş aramıyorlar bile. Böylece aslında işsiz insanlar iş gücü dışında gözüküyor. İşsiz sayılmıyor. Böylece işsizlik oranı yapay şekilde düşük çıkıyor.
Bu hatayı düzeltmenin basit bir yolu vardır. E. Türkan buna "türetilmiş işsizlik oranları" diyor. Daha makul bir iş gücüne katılma oranı alırız. İş gücünü buna göre hesaplarız. Fiili istihdamı çıkartırız. Gerçekçi işsiz sayısını ve işsizlik oranını elde ederiz.
Ben bu çalışmayı Polonya'nın iş gücüne katılma oranı ile 2005 yılı için yaptım. Sonuçların toplumdaki yaygın kanı ile tutarlı olduğunu kanısındayım.
Dört kişiden biri işsiz
Sayıları kısaca özetleyelim. 2005'te ortalama nüfus 71.5 milyon kişi. 15-64 yaş grubundakiler (yüzde 65,1) 46.6 milyon kişi ediyor. Polonya'nın yüzde 63,7'lik iş gücüne katılma oranı ile toplam işgücü 29.7 milyon kişi çıkıyor.
Bundan 22.1 milyon kişi istihdamı düşüyoruz. Geriye 9.5 milyon kişi işsiz kalıyor. İşsizlik oranı da yüzde 25,6'ya yükseliyor. Türkiye'de dört kişiden birinin işsiz olduğunu ifade eden bu oran toplumun işsizliğe duyarlılığını açıklamaktadır.
Yukarıdaki analizi destekleyen başka göstergelere sonra bakacağım.