Suriyeliler, hiç görülmedik şekilde Esad yönetimine meydan okumaya başladı. Tunus ve Kahire'deki halk ayaklanmalarından güç alan Suriyeliler, birçok kentte protesto gösterileri düzenliyor. BBC Muhabiri Lina Sinjab, Şam'daki havayı anlatıyor.
Abone olSanki protestolar hiç olmamış gibiydi.
Suriye liderinin konuşmasından sonra söz alan bir milletvekili "Cumhurbaşkanı Esad, Arap dünyası size yetmez... Siz tüm dünyayı yönetmelisiniz!" diyordu; büyük alkış toplayarak...
Ancak Suriye meclisinde sergilenen saygı, ülkenin her yerine yansımıyor. İnsanların "Suriye Devrimi" diye adlandırdıkları hareket, güneydeki Dera kentinde 14 yaşındaki bir grup öğrenciyle başladı. Duvara hükümet aleyhtarı yazılar yazmışlardı gençler. Tunus ve Mısır'daki halk ayaklanmalarından esinlenerek "Halk yönetimi devirmek istiyor" diyorlardı bu duvar yazılarında.
Hemen ardından gençler gözaltına alındı, acımasızca dayak yedi, bazıları işkence gördüğünü de anlattı. Ve Cuma namazından sonra gençlerin aileleri protesto gösterilerine katılarak, kentin belediye başkanının istifa etmesini istediler.
Kendilerine mermilerle yanıt verildi.
'Biz özgürlük için geldik!'
Böylece, öfke dalgası Suriye'nin her köşesine yayıldı. Yetkililer, göstericilerin, eylemleriyle ülkedeki etnisiteye ve mezheplere dayalı farklı gruplar arasında sürtüşme yarattıklarını söylemeye başladı.
Göstericiler buna yanıt olarak özgürlük ulusal birlik sloganları atmaya başladılar. Gösterilerde hayatlarını kaybedenleri anmak için Aleviler, Dürziler, Sünniler ve Hristiyanlar hep birlikte sokaklara döküldü. Bazı kentlerde Esad yönetimine son verilmesi çağrıları dile getirildi. "Hristiyan ve Müslüman, Arap ve Kürt, Sünni ve Alevi... Biz özgürlük için geldik!" diye bağırıyorlardı..
Yetkililer değişime gidileceği yönünde işaretler vermeye başladı. Beklentilerimizin çok ötesinde değişimler olacaktı. Ulus, sabırla cumhurbaşkanının halkın önüne çıkıp gerilimi yatıştırmasını bekliyordu. Esad'ın binlerce taraftarı, liderin adını sloganlaştırarak sokaklara döküldü.
Ama diğerleri, yaşamlarını kaybedenler için yas tutuyordu.
Cumhurbaşkanı Beşar Esad, güven içinde yürüdü meclise. Milletvekilleri kendisini müthiş bir alkışla karşıladı. Ve sonra, bazılarınca cüretkâr olarak nitelenen bir konuşma yaptı. Hiçbir ödün de vermedi.
Meclis üyeleri liderin konuşmasını bağırlarına basarken, Suriyelilerin çoğu düşkırıklığına uğradı. Elle tutulur hiçbirşey yoktu söylediklerinde onlara göre. Hayatını kaybedenlere saygı için bir dakikalık saygı duruşu çağrısında bile bulunmamıştı.
Cumhurbaşkanının konuşmasından hemen sonra, orta sınıftan bir grup genç Suriyeliyle konuşuyordum.
'Yolumuza devam edeceğiz'
Bu konuşmanın kendilerini başlayan mücadeleye katılmaya yönelttiğini söylediler gençler.
"Kendisine hayır dememiz için için bize güç verdi. Devrimi başlatmamız için biz güç verdi. Ona, Suriyelilerin kanının ne derece değerli olduğunu anlatacağız." dediler.
Sonraki günlerde yine gösteriler yapıldı, yine gözaltılar oldu, yine insanlar öldü ve öfke daha da tımandı. Gözaltına alınmış insanların bazıları artık serbest. Dış güçlerle ilişkili olmakla suçlandıklarını ve vahşice dövüldüklerini söylüyorlar.
Ama bütün bu yaşananlar halkı korkutmamışa benziyor.
Artık Suriye toplumunun her kesiminden insanlar açık açık konuşmaya başladı.
Cumhurbaşkanının resimleri yırtılıp yakılıyor.
Ve ben, defalarca şu sözleri işitiyorum insanlardan :
"Zaman alacak ve faturası da ağır olacak ama yolumuza devam edeceğiz. Artık yeter!"