Artık tecavüzü suç olmaktan çıkarmalıyız!
Bir ülkenin medeni olup olmadığı hayvanlarına ve engelli insanlarına yapılan muamele ile belli olur.
Bir ülkenin medeni olup olmadığı hayvanlarına ve engelli
insanlarına yapılan muamele ile belli olur.
Hayvanlara yaptığımız zaten belli. Engellilere yapılan muameleyi
yazmaya lüzum dahi yok. Eziyetin, işkencenin bini bir para..
Arada bir bu sayfayı ziyaret edenler iyi bilir. Geçtiğimiz günlerde
bir tecavüz girişiminden bahsetmiş "Bu kızın suçu tecavüze
uğramamış olması mı?" diye isyan etmiştim.
Zihinsel engelli bir kızın okul önünden kaçırılıp ormanda tecavüz
edilmek üzereyken kurtarıldığını, ama tecavüz girişimcisinin
çıkarıldığı savcılıkta ödüllendirilir gibi salıverildiğini uzun
uzun anlatmıştım.
Bugün önüme yine bir haber düştü. İnanın okurken benim ölesim
geldi. Varın yaşayanın halini siz düşünün.
Tekirdağ'da zihinsel ve konuşma engelli N.K.'yi aynı mahallede
oturan 34 yaşındaki bir yaratık kendi evine götürerek tecavüz
ediyor Bununla yetinmiyor, arkadaşlarını çağırıyor.. Onlar da
çığlık dahi atamayan dilsiz küçük bedenin sahibini sırasıyla
kirletiyor.
Eve gelen kızın halini gören ve işaret diliyle yaşadıklarını
öğrenen 20 yaşındaki ağabeyi S.K., konuşmak için T.Y.'nin evine
gittiğinde ne oluyor dersiniz.
Kız kardeşine tecavüz eden 3 kişi tarafından önce öldürülesiye
dövülüyor, ardından da fiili livata yoluyla tecavüze uğruyor.
Hayır!
Lütfen mide bulantınıza biraz daha dayanın çünkü bundan sonrası
var!
Devam ediyorum.
Aile bu durumdan sonra utanç içinde Edirne'ye taşınıyor. Bahsini
ettiğim üç aşağılık yaratık iz sürüp onları buluyor. Aile polise
haber verince yakalanıyor ve suçlarını birer birer itiraf
ediyorlar.
Sonrası...
"Ohh en azından cezalarını çekecekler" diye
gevşemeyin hemen.
Ne olabilir sizce bundan sonrası?
Sayıyorum...
Mağdurların ruh halleri bozulmadığından. Suçlular pişmanlık
gösterdiğinden ve adresleri belli olduğundan.. ve pek tabi ki
mahkemedeki iyi hallerinden dolayı tutuksuz yargılanmalarına...
Ya da ikinci şık. Sanıkların 15 yıl hapis cezasıyla
cezalandırılmasına. Mağdurların kendi rızalarıyla birlikte
olmalarından dolayı sanıkların 5 yıl hapsine. İyi hallerinden
dolayı cezanın 2 yıla indirilmesine. Bu cezanın da para cezasına
çevilrilmesine ve hükmün ertelenmesine...
Başka bir şık var mı sizce?
Her türlü bahse varım ki sanıklar serbest bırakılacak ve tutuksuz
yargılanacak. Tıpkı bundan önceki şeytanın iki ayaklı haline
bürünmüşlere yapılan muamele yapılacak.
Başından beri savunduğum bir şey var. Güçsüzü, çaresizi kuytuda
kıstırıp ırzına geçen bu tür namussuzların o sertleşen yerlerini
kesip, meseleyi kökünden halledeceksin.
Birkaç dakikalık hayvani zevk için koskoca bir hayata tecavüz
edenlere bu cezayı vermedikçe, hadım etmedikçe önünü
alamazsınız.
Tecavüzcülerin fotoğraflarına baktım. "Bunlarla aynı
toprağa basmak, aynı havayı solumak, aynı uzuvlara sahip olmak bu
topraklara hakaret" demekten kendimi alamadım.
Nasıl anlatayım bilmiyorum ki...
Sanki Allah bütün lanet ayetlerini onlar için indirmiş gibi
iğrençtiler..
Tecavüze uğrayan minik kızı düşündüm. Feryat dahi edemeyen dilsiz
birinin sessiz çığlığını. Hangi merhem, hangi şifalı ot, adına ilaç
denen hangi sıvı bu tarifsiz, tesellisiz yaraya derman olabilir
acaba?
Adalet!..
Neden adalet hep kötülerin kirli ve aralıklı dişlerinin arasından
pis pis sırıtacakları bir karara imza atıyor mevzu bahis tecavüze
uğrayan kadınlar olunca?
Birine ikisine yanlış verilmiş karardır dedik, çenemiz göğsümüzde,
utanç içinde kavrularak başımızı eğdik.
Artık belli ki devlet, güçlülerin ve kötülerin karşısında mecalsiz
kalan, haksızlığa uğrayan takatsiz kadının namusunu bir mukaddes
zimmet gibi korumaktan vazgeçmiş.
Artık belli ki devlet, "Mesele kadınsa keyfini sür. Döv,
söv tecavüz et. Yırtarsın bir şekilde. Rızası vardı kaltağın,
kuyruk sallamasaydı bahanesiyle sizi salıveririz" diyerek
Allah korkusu olmayanlara adeta cesaret vermiş.
Bunun adı vahşet. Bunun adı hiçbir vicdan ve ahlakın kabul
edemeyeceği sosyal bir yara ve belli ki devlet bu yarayı
kapatacağına deşme yolunda adımlar atıyor, attırıyor.
Tecavüzü suç olmaktan tamamen çıkarsak galiba daha iyi olacak. Daha
iyi olacak çünkü yargının verdiği kararlar da bir o kadar ruh ve
beden sağlığını bozmaya başladı.
Bakın görün.
Birkaç gün sonra hep beraber okuyacağız. Dilsiz engelli kızın
hamile kaldığını ve devletin doğuracağı çocuğa sahip çıkacağını hep
beraber burada okuyup bir kez daha iğreneceğiz halimizden.
Olmadı mı bunun benzeri?
Edirne'de Z.K. isimli 14 yaşındaki özürlü kız daha bundan birkaç ay
önce yine 5 kişinin tecavüzü sonucu hamile kalmadı mı? Zanlılar
orada da serbest bırakılmadı mı? Z.K., mahkeme kararıyla Sosyal
Hizmetler Kurumu'nda koruma altına alınmadı mı?
N.Ç.'ye olmadı mı aynısı?
26 kişinin tecavüzüne uğrayan N.Ç.'nin başına da aynısı gelmedi mi?
Küçük kız tecavüzün etkisiyle oturamadığı için defalarca
ameliyatlara alınmadı mı? Devlet sonra onu da koruma altına almadı
mı?
Sayın başbakan her yerde, "Türkiye'nin nüfusu yaşlanıyor ve
o nüfusu genç tutmamız lazım. Üç yetmez, 4 doğurun" deyip
duruyor. Görünen o ki, tecavüze uğrayan küçük kızların, kadınların
doğurduğu çocuklarla ülke nüfusu genç tutulmaya çalışılacak!
Yok artık demeyin!
Yaşananlara ve adalet adına verilen kararlara başka bir anlam
veremiyorum çünkü. Evet ilahi adalete hepimiz inanıyoruz
amenna.
Ama yeryüzündeki adaleti Allah ve Peygamberi adına sağlamakla
görevli olan yetkililerin verdiği kararlara başka bir isim
veremiyorum çünkü..
Dört kutsal kitapta da mazlumların haklarının korunması,
namussuzlara eman verilmemesi, adaletin tecelli edilmesi emredilir.
Yüce dinimizde ise yetime, kimsesize haksızlık edilmesine asla ama
asla izin verilmez, adalet sağlayanlara, "Bu konuda
hedeflerinizi yüksek tutun" buyurulur.
Ben çok da akil bir insan değilim. Önümüzdeki bu katran karası
günlerin Türkiye'yi bölünmeye götürüp götürmeyeceği konusunda iri
laflar edemem..
Lakin bildiğim bir şey var.
Yukarıda anlattığım üzre, tüm dinlerin emrine rağmen adalet ve
hakkaniyet konusunda hedeflerini küçük tutanların toprakları da
küçülür, inançları da, idealleri de...