BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

Artık tecavüzü suç olmaktan çıkarmalıyız!

Bir ülkenin medeni olup olmadığı hayvanlarına ve engelli insanlarına yapılan muamele ile belli olur.

Bir ülkenin medeni olup olmadığı hayvanlarına ve engelli insanlarına yapılan muamele ile belli olur.

Hayvanlara yaptığımız zaten belli. Engellilere yapılan muameleyi yazmaya lüzum dahi yok. Eziyetin, işkencenin bini bir para..

Arada bir bu sayfayı ziyaret edenler iyi bilir. Geçtiğimiz günlerde bir tecavüz girişiminden bahsetmiş "Bu kızın suçu tecavüze uğramamış olması mı?" diye isyan etmiştim.

Zihinsel engelli bir kızın okul önünden kaçırılıp ormanda tecavüz edilmek üzereyken kurtarıldığını, ama tecavüz girişimcisinin çıkarıldığı savcılıkta ödüllendirilir gibi salıverildiğini uzun uzun anlatmıştım.

Bugün önüme yine bir haber düştü. İnanın okurken benim ölesim geldi. Varın yaşayanın halini siz düşünün.

Tekirdağ'da zihinsel ve konuşma engelli N.K.'yi aynı mahallede oturan 34 yaşındaki bir yaratık kendi evine götürerek tecavüz ediyor Bununla yetinmiyor, arkadaşlarını çağırıyor.. Onlar da çığlık dahi atamayan dilsiz küçük bedenin sahibini sırasıyla kirletiyor.

Eve gelen kızın halini gören ve işaret diliyle yaşadıklarını öğrenen 20 yaşındaki ağabeyi S.K., konuşmak için T.Y.'nin evine gittiğinde ne oluyor dersiniz.

Kız kardeşine tecavüz eden 3 kişi tarafından önce öldürülesiye dövülüyor, ardından da fiili livata yoluyla tecavüze uğruyor.

Hayır!

Lütfen mide bulantınıza biraz daha dayanın çünkü bundan sonrası var!

Devam ediyorum.

Aile bu durumdan sonra utanç içinde Edirne'ye taşınıyor. Bahsini ettiğim üç aşağılık yaratık iz sürüp onları buluyor. Aile polise haber verince yakalanıyor ve suçlarını birer birer itiraf ediyorlar.

Sonrası...

"Ohh en azından cezalarını çekecekler" diye gevşemeyin hemen.

Ne olabilir sizce bundan sonrası?

Sayıyorum...

Mağdurların ruh halleri bozulmadığından. Suçlular pişmanlık gösterdiğinden ve adresleri belli olduğundan.. ve pek tabi ki mahkemedeki iyi hallerinden dolayı tutuksuz yargılanmalarına...

Ya da ikinci şık. Sanıkların 15 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına. Mağdurların kendi rızalarıyla birlikte olmalarından dolayı sanıkların 5 yıl hapsine. İyi hallerinden dolayı cezanın 2 yıla indirilmesine. Bu cezanın da para cezasına çevilrilmesine ve hükmün ertelenmesine...

Başka bir şık var mı sizce?

Her türlü bahse varım ki sanıklar serbest bırakılacak ve tutuksuz yargılanacak. Tıpkı bundan önceki şeytanın iki ayaklı haline bürünmüşlere yapılan muamele yapılacak.

Başından beri savunduğum bir şey var. Güçsüzü, çaresizi kuytuda kıstırıp ırzına geçen bu tür namussuzların o sertleşen yerlerini kesip, meseleyi kökünden halledeceksin.

Birkaç dakikalık hayvani zevk için koskoca bir hayata tecavüz edenlere bu cezayı vermedikçe, hadım etmedikçe  önünü alamazsınız.

Tecavüzcülerin fotoğraflarına baktım. "Bunlarla aynı toprağa basmak, aynı havayı solumak, aynı uzuvlara sahip olmak bu topraklara hakaret" demekten kendimi alamadım.

Nasıl anlatayım bilmiyorum ki...

Sanki Allah bütün lanet ayetlerini onlar için indirmiş gibi iğrençtiler..

Tecavüze uğrayan minik kızı düşündüm. Feryat dahi edemeyen dilsiz birinin sessiz çığlığını. Hangi merhem, hangi şifalı ot, adına ilaç denen hangi sıvı bu tarifsiz, tesellisiz yaraya derman olabilir acaba?

Adalet!..

Neden adalet hep kötülerin kirli ve aralıklı dişlerinin arasından pis pis sırıtacakları bir karara imza atıyor mevzu bahis tecavüze uğrayan kadınlar olunca?

Birine ikisine yanlış verilmiş karardır dedik, çenemiz göğsümüzde, utanç içinde kavrularak başımızı eğdik.

Artık belli ki devlet, güçlülerin ve kötülerin karşısında mecalsiz kalan, haksızlığa uğrayan takatsiz kadının namusunu bir mukaddes zimmet gibi korumaktan vazgeçmiş.

Artık belli ki devlet, "Mesele kadınsa keyfini sür. Döv, söv tecavüz et. Yırtarsın bir şekilde. Rızası vardı kaltağın, kuyruk sallamasaydı bahanesiyle sizi salıveririz" diyerek Allah korkusu olmayanlara adeta cesaret vermiş.

Bunun adı vahşet. Bunun adı hiçbir vicdan ve ahlakın kabul edemeyeceği sosyal bir yara ve belli ki devlet bu yarayı kapatacağına deşme yolunda adımlar atıyor, attırıyor.

Tecavüzü suç olmaktan tamamen çıkarsak galiba daha iyi olacak. Daha iyi olacak çünkü yargının verdiği kararlar da bir o kadar ruh ve beden sağlığını bozmaya başladı.

Bakın görün.

Birkaç gün sonra hep beraber okuyacağız. Dilsiz engelli kızın hamile kaldığını ve devletin doğuracağı çocuğa sahip çıkacağını hep beraber burada okuyup bir kez daha iğreneceğiz halimizden.

Olmadı mı bunun benzeri?

Edirne'de Z.K. isimli 14 yaşındaki özürlü kız daha bundan birkaç ay önce yine 5 kişinin tecavüzü sonucu hamile kalmadı mı? Zanlılar orada da serbest bırakılmadı mı? Z.K., mahkeme kararıyla Sosyal Hizmetler Kurumu'nda koruma altına alınmadı mı?

N.Ç.'ye olmadı mı aynısı?

26 kişinin tecavüzüne uğrayan N.Ç.'nin başına da aynısı gelmedi mi? Küçük kız tecavüzün etkisiyle oturamadığı için defalarca ameliyatlara alınmadı mı? Devlet sonra onu da koruma altına almadı mı?

Sayın başbakan her yerde, "Türkiye'nin nüfusu yaşlanıyor ve o nüfusu genç tutmamız lazım. Üç yetmez, 4 doğurun" deyip duruyor. Görünen o ki, tecavüze uğrayan küçük kızların, kadınların doğurduğu çocuklarla ülke nüfusu genç tutulmaya çalışılacak!

Yok artık demeyin!

Yaşananlara ve adalet adına verilen kararlara başka bir anlam veremiyorum çünkü. Evet ilahi adalete hepimiz inanıyoruz amenna.

Ama yeryüzündeki adaleti Allah ve Peygamberi adına sağlamakla görevli olan yetkililerin verdiği kararlara başka bir isim veremiyorum çünkü..

Dört kutsal kitapta da mazlumların haklarının korunması, namussuzlara eman verilmemesi, adaletin tecelli edilmesi emredilir. Yüce dinimizde ise yetime, kimsesize haksızlık edilmesine asla ama asla izin verilmez, adalet sağlayanlara, "Bu konuda hedeflerinizi yüksek tutun" buyurulur.

Ben çok da akil bir insan değilim. Önümüzdeki bu katran karası günlerin Türkiye'yi bölünmeye götürüp götürmeyeceği konusunda iri laflar edemem..

Lakin bildiğim bir şey var.

Yukarıda anlattığım üzre, tüm dinlerin emrine rağmen adalet ve hakkaniyet konusunda hedeflerini küçük tutanların toprakları da küçülür, inançları da, idealleri de...