Danıştay 2. Dairesi'ne düzenlenen saldırıyla ilgili iddianame hazılandı!
Abone olDanıştay 2. Dairesi'ne ve Cumhuriyet Gazetesi'ne düzenlenen saldırılarla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede tetikçi Alparslan Arslan'ın saldırıyı gerçekleştirdikten sonra 'Osmanlı'nın torunuyum, Allah'ın askerleriyiz' diye bağırdığı kaydedildi.
İddianamede, tetikçi Arslan'ın saldırıdaki asıl hedefinin Danıştay 2. Dairesi Başkanı Mustafa Birden olduğuna da vurgu yapıldı. Cumhuriyet Savcısı Şemsettim Özcan tarafından hazırlanan iddianamede saldırıları gerçekleştiren 7 sanık hakkında Anayasal düzeni yıkmak için silahlı örgüt kurmak, yönetmek ve üye olmak suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Danıştay'a ve Cumhuriyet Gazetesi'ne düzenlenen saldırılarla ilgili yürütülen soruşturma tamamlandı.
Soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede tetikçi Alparslan Arslan, Salih Kurter, Süleyman Esen ve Ayhan Parlak'ın da aralarında bulunduğu 9 kişi hakkında örgüt kurarak Anayasal düzeni yıkmaya çalıştıkları iddiasıyla dava açıldı. İddianamede, sanıklardan tetikçi Arslan için 4'er kez, Salih Kurter ve Süleyman Esen için de 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. İddianamede tetikçi Alparslan Arslan'ın Emniyet ifadesinde "Başörtüsü takmaması gerektiği yönündeki kararına bir tepki olarak bu kararı veren Danıştay 2. Dairesi Başkanı'nı öldürmekti. Bana göre karar yanlış bir karardı. Allah'ın kanunun üstünde bir karar ve kanun yoktur. El bombasını gazete binasının önüne atmadan önce birkaç kez Allahu Ekber diye tekbir getirdim" dediği kaydedildi. Savcılık beyanında ise "Vakit Gazetesi'nde yayınlanan Danıştay ile ilgili haber doğrultusunda inançlı bir Anadolu insanı olarak yani ortalama bir Müslüman Türk insanı olarak Danıştay'ın başörtüsü nedeniyle bir öğretmen hakkında verilen türban kararı nedeniyle öncelikle mahkeme başkanını vurmaya karar verdim. Odaya girdiğimde Allahu Ekber diye tekbir getirdim. Ayrıca polis ile boğuştuğum sırada da tekbir getirmiş olabilirim. Odada bulunduğu sırada 'Osmanlı'nın torunuyum, bundan sonra daha dikkatli karar verilsin' diye bağırdım. Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanan karikatür ve Danıştay 2. Dairesi'nin verdiği karar Müslüman Türk milletinin mukaddesatına yapılmış bir hareket ve aşağılamadır. Bu olaylara refleks gösterilmesi gerekiyordu, bu refleksi ben gösterdim" dediği ifade edildi.
'TETİKÇİ ARSLAN, SÜLEYMAN ESEN'DEN 'LİDERİM' DİYE BAHSEDİYOR'
İddianamede Arslan'ın ikinci kez verdiği ifadesinde Süleyman Esen'den 'liderim' diye bahsettiği ve kendisinden üç adet el bombası temin ettiği belirtildi. Arslan'ın daha sonra yapacağı eylemlerde kullanılmak üzere araç kiralama ve silah temini yönünde araştırmalar yaptığı, bu araştırmalarda şüpheli Aykut Metin Şükre ile temas kurduğu ve Şükre'den iki adet Danıştay'a saldırı olayında kullandığı ve aracında bulunan Glock marka tabancalara 7 bin YTL para vererek aldığı, araç kiralamaktan vazgeçtiği, Cumhuriyet Gazetesi'ne yapılan bomba atma eylemlerinde genel olarak taksi ve Osman Yıldırım'a ait aracı kullandığı, Danıştay'a saldırı olayında ise kendi olayını kullandığı ifade edildi. Arslan'ın el bombaları ile silahları temin ettikten sonra olayları gerçekleştirmek için eleman teminine yöneldiği belirtilen iddianamede, bu amaçla eskiden beri tanıdığı şüpheli Osman Yıldırım ile görüşüp, Danıştay'ın türban kararı ve Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanan karikatür olayına karşı bir tepki göstermeye karar verdikleri, bu doğrultuda şüpheli Osman Yıldırım'ın Arslan'a olayları gerçekleştirecek adam bulabileceğini söylediği ve Yıldırım'ın ise şüpheli Erhan Timuroğlu ile görüşüp, şüpheliler Tekin Irşi ve İsmail Sağır'ın temin ettiği vurgulandı.
"ALLAH'A İNANCINIZ OLMADIĞI İÇİN BOMBA PATLAMAMIŞTIR"
İddianamede örgütü kuran şüphelilerin 19 Nisan 2006 tarihinde yayınlanan AB yolunda başına türban takılmış domuz karikatürü ile Müslüman Türk halkının mukaddesatına hakaret ve saldırıda bulunulduğu düşüncesiyle Cumhuriyet Gazetesi'ne el bombası atmaya karar verdikleri, bu amaçla 5 Mayıs 2006 tarihinde şüpheli Osman Yıldırım'ın, Arslan'ın verdiği el bombasını alarak Tekin Irşi ile birlikte gece gazete merkezinin bulunduğu caddeye geldikleri, Yıldırım'ın burada üzerinde getirdiği bombayı Irşi'ye verip, nasıl atması gerektiğini anlatarak, olay yerinden ayrıldığı, olay yerinde bir süre dolaşan Irşi'nin elindeki bombayı Cumhuriyet Gazetesi'ne attığı ancak bombanın patlamadığı bildirildi. İddianamede, atılan el bombasının patlamaması ve gazete tarafından da türban karikatürü ile ilgili bir özür gelmemesi üzerine 10 Mayıs 2006 tarihinde ikinci kez Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atmaya karar verdikleri, olayda kullanılan bombayı Yıldırım'a yine Arslan'ın verdiği, Yıldırım'ın Tekin Irşi ve İsmail Sağır'ı alarak gazete merkezinin bulunduğu caddeye geldikleri, Yıldırım'ın bu kez bombayı şüpheli İsmail Sağır'ın atmasını istediği el bombasını İsmail Sağır'a verip, nasıl atması gerektiğini anlatıp, Irşi ile birlikte oradan ayrıldığı, İsmail Sağır'ın el bombasını gazetenin bahçesine attığını ancak bu bombanın da patlamadığı kaydedildi. Irşi ve Sağır tarafından atılan iki el bombasının da patlamamasına Arslan'ın 'Allah'a inancınız yok bu nedenle bomba patlamamıştır' diyerek çok sinirlendiği ve 11 Mayıs 2006 tarihinde iki bombayı cebine koyarak gündüz İsmail Sağır ve Erhan Timuroğlu ile birlikte gazete merkezine gittiği, 'Allahu ekber' diyerek tekbir getirdiği ve cebinden çıkardığı el bombasını gazetenin bahçesine attığı, bombanın patladığı, gazeteye maddi zarar verdiği belirtilen iddianamede, Arslan'ın kaçarken 'İnsanın başına taktığı başörtüsü domuzun başına geçirilemez' diye bağırdığı, bu patlama olayından sonra şüphelilerin biraraya geldiklerinde Arslan'ın attığı bombanın patlamasını gurur duyarak anlattıkları kaydedildi.
'ARSLAN'IN ASIL HEDEFİ DANIŞTAY 2. DAİRESİ BAŞKANIYDI'
Danıştay 2. Dairesi Başkanı ve üyelerine saldırı düzenlemek amacıyla tetikçi Arslan, Osman Yıldırım, Erhan Timuroğlu ve İsmail Sağır'ın 15 Mayıs 2006 tarihinde Arslan'a ait 34 BE 0126 plakalı Opel marka araçla Ankara'ya geldikleri, Arslan'ın Ankara'ya geldiklerinde diğer şüphelilere Danıştay 2. Dairesi Başkan ve üyelerini öldürmek üzere gittikleri konusunda açıklamada bulunduğu, araçta 2 adet Glock, bir adet Browning marka tabancının bulunduğu, 15 Mayıs 2006 gecesi Ankara'ya gelen bu dört şüphelinin Ulus'ta bir otele yerleştiği kaydedilen iddianamede, Arslan'ın İsmail Sağır ve Erhan Timuroğlu'nu yanına alarak Danıştay binasında inceleme yapmak üzere Necatibey Caddesi'ne geldiği ve aracını oraya park ettiği, İsmail Sağır ve Erhan Timuroğlu'nu araçta bırakarak 'Ben biraz sonra gelirim' diye ayrılarak, silahsız olarak Danıştay binasına gittiği, Danıştay binasına girerek, 2. Daire'nin ek bina 5. katta olduğunu öğrendiği ve bu kata çıktığı üzerinde 2. Daire Başkanı yazılı kapıya gittiği, kapıyı açmak istediği ancak kapının kilitli olması nedeniyle içeriye giremediği, katta bulunan görevlilerin ne aradığını sorması üzerine dosya takip ettiğini söyleyerek, kattan ayrıldığı ifade edildi. Arslan'ın ifadelerinde ise 'O gün 2. Daire Başkanı'nı odasında bulsaydım aşağıya inip, aşağıdaki silahlardan birini yanıma alıp, tekrar çıkıp başkanı vuracaktım' dediği kaydedilen iddianamede, Arslan'ın Danıştay binası önündeki parkta bir süre oturarak, Danıştay 2. Dairesi Başkanı'na ait plaka numarasını tespit etmeye çalıştığı ancak tespit edemediği belirtildi.
'OSMANLI'NIN TORUNLARIYIZ DİYE BAĞIRDI'
Olayın gerçekleştiği 17 Mayıs 2006 tarihinde Arslan'ın sabah 9.30 gibi özel aracıyla Necatibey Caddesi'ne geldiği, aracı oraya park ettiği, aracın torpido gözünde bulunan iki adet Glock ve bir adet Browning marka silahtan bir adet Glock marka tabancıyı çantasına koyarak, Danıştay'a gittiği, giriş kapısından avukat olduğunu söyleyerek içeri girdiği kaydedilen iddianamede, daha önce ön çalışmadan dolayı yerini bildiği 2. Daire'nin bulunduğu 5. kata çıktığı, yine üzerinde 2. Daire yazılı kapıyı açmak istediği, kapının yine kilitli olduğunu gördüğü ancak kat görevlisi Cafer Özbek'i sekreter Aynur Taslı'ya hitaben 'Heyete çay götürüyorum' diye söylemesi üzerine içeriye sekreter odasına girildiğini fark ettiği ve görevli Cafer Özbek'in arkasından sekreter odasına girdiği, sekretere 'Mustafa Bey içerde mi?' diye sorduğu, sekreterin de 'Bizde iki tane Mustafa Bey var, hangi Mustafa Bey?' diye sorduğu sırada, Arslan'ın Daire Başkanı Mustafa Birden'in odasında toplantı halinde olduğu yere yöneldiği, oda giriş kapısında 5-10 saniye kadar masa etrafında toplantı yapan başkan ve üyeleri süzdüğü, Vakit Gazetesi'nde yayınlanan 'İşte o üyeler' başlıklı haberde resimleri bulunan üyelerin orada bulunduğuna karar verip, çantasındaki tabancayı çıkartarak, önce başkan sonra diğer üyelere dört el ateş ettiği, bir elde sekreter odasından çıkışta arkasından kimse gelmesinden korkutma amacıyla koridorda tavana ateş ettiği, daha sonrada silahını da çantasına koyarak Danıştay çıkış kapısına yöneldiği dile getirildi. İddianamede tetikçi Arslan'ın etkisiz hale getirilerek, güvenlik odasına alındığı sırada tekbir getirerek, 'Osmanlı torunuyum. Osmanlıların torunlarıyız. Allahın askerleriyiz' şeklinde bağırdığı kaydedildi.
İŞTE İSTENEN CEZALAR
Şüpheli Ayhan Parlak'ın tetikçi Arslan ve diğer şüpheliler Süleyman Esen ve Salih Kunter tarafından kurulup yönetilen ve Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atılması ile Danıştay'a silahlı saldırı olayını gerçekleştiren silahlı örgüte maddi olarak destek sağlamak suretiyle yardım ettiği belirtilen iddianamede 17 Mayıs 2006 tarihinde Danıştay'a yapılan saldırı olayından sonra yapılan telefon incelemelerinde Ayhan Parlak'ın Arslan ile özellikle son zamanlarda yoğun telefon konuşmalarına başladığı ve Ayhan Parlak'ın Cumhuriyet Gazetesi'ne yapılan saldırı sonrasında yurtdışına kaçtığı, dönüşünden sonra da arandığını öğrendiği halde hemen teslim olmayıp bir süre sonra teslim olduğu ve böylece Parlak'ın silahlı örgüte bilerek ve isteyerek maddi yönden destek sağladığı, böylece örgüte yardım suçunu işlediği kaydedildi. İddianamede Anayasal düzeni yıkmak için silahlı örgüt kurup yönettikleri iddiasıyla Alparslan Arslan için 4'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, Süleyman Esen ve Salih Kurter için 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Şüpheliler Osman Yıldırım, İsmail Sağır, Tekin Irşi ve Erhan Timur hakkında yine Anayasal düzeni yıkmak için kurulan silahlı örgüte üye oldukları iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenirken, Aykut Metin Şükre ve Ayhan Parlak hakkında örgüte yardım yaptıkları iddiasıyla 2 yıldan 6 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Ayrıca sanıklar hakkında diğer suçlarının yanısıra 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası'nın 5. maddesi uyarınca ayrı ayrı ceza talep edildi.