BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Arsenikli su nasıl içilir?

İzmir'in suyunda arsenik var. Arsenik neye yol açar? Arsenikli su nasıl kullanılır? Bakın uzmanlar ne cevap verdi?

Abone ol

İzmir suyunda arsenik var. Peki arsenik neye yol açar? Yemek yaparken şebeke suyu kullanılabilir mi? Tüm bu soruların cevabını uzmanlar cevapladı.

PROF. HAYDAROĞLU: ''KAYNATMAKLA KURTULAMAYIZ''

EÜ Kanserle Savaş Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ayfer Haydaroğlu, suyu kaynatmakla arsenikten kurtulunmayacağını söyledi.


Kaynatılan suyun buharlaştığını ve bu yolla içindeki arsenik oranının yükseldiğini kaydeden Haydaroğlu, ''Karbon filtreler ve su yumuşatıcılar da uygun değil'' dedi.

Arseniği azaltmak için distile cihazları bulunduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Haydaroğlu, Türkiye'de bulunmayan bu cihazın yüksek elektrik tüketimine neden olduğu için çok pahalı bir yöntem olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Haydaroğlu, ''Çok titizseniz, evinizde distile cihazı kullanabilirsiniz. Harcayacağınız elektrikle çok pahalıya gelebilir'' dedi.

YEMEKTE VE ÇAYDA KESİNLİKLE KULLANMAYIN

Süt veya yoğurt tüketerek vücuttaki ağır metallerin atılacağı yönündeki bilgilerin de eski ve kanıtlanmamış olduğunu kaydeden Prof. Dr. Haydaroğlu, şunları söyledi:

''Sütü çok içmek lazım, ama 'Süt içiyorum nasılsa, arsenik bana dokunmaz' dememek gerek. Almamız gereken tedbirler var. Şu anda İzmir'de güvenli şekilde içeceğimiz su musluklardan akmıyor. O nedenle biz bu suyla ancak elimizi yıkarız, duş alırız, dişlerimizi de fırçalarız. Yemeğimizin içine muntazam olarak bu sudan koyarsak ya da çayımızı bu suyla yaparsak, arsenik almış oluruz. Benim tavsiyem içmek için ve yemek yapımında kullanılmasın, ama onun dışındaki her şeyde bu arsenik seviyesindeki su rahatlıkla kullanılabilir ve bize zarar vermez.''

''KUYU, ARTEZYEN SUYU ÇOK TEHLİKELİ''

Prof. Haydaroğlu, yüksek arsenik oranının uzun süre alınması durumunda cilt, akciğer, mesane, tiroit kanseri gibi birçok kanser türüne yol açabileceğini kaydetti.


Global ısınma nedeniyle diğer illerdeki sularda da benzer ağır metal artışının olacağını ifade eden Prof. Dr. Haydaroğlu, ''şişelenmiş su içmenin'' en güvenilir yöntem olduğunu ifade etti.

Şişelenmiş suların periyodik olarak kontrol edilmesi gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Haydaroğlu, ''(Kuyu ya da artezyen suyu içelim mi?) diye bana soruyorlar. Bunlar çok tehlikeli. İzmir'de muntazam kontroller yapılıyor. Diğer illerde de oranları açıklasınlar. Ben İzmir'in çok farklı olduğunu sanmıyorum.''

Prof. Haydaroğlu, diğer illere göre daha düzenli kanser vakası kaydı yapıldığı için İzmir'deki kanser hastası sayısının yüksek göründüğünü, kentteki kanser hastası sayısı artışının dünyadaki artıştan çok olmadığını ifade etti.

PROFESÖR KARABABA: 4 AYDA KANSER YAPMAZ

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun Tahtalı Barajı'ndaki su oranının azaldığını ve arsenik oranı yüksek olduğu için daha önce kapatılan Göksu ve Sarıkız kuyularından kente su verilmeye başlandığını açıklaması üzerine, Prof. Dr. Karababa, arseniğin çok fazla miktarda alınması durumunda kansere kadar birçok etkisinin bulunduğunu ifade etti.

Alınan arsenik miktarının artmasıyla birlikte riskin de yükseldiğine dikkati çeken Karababa, şu anda İzmir'e verilen sudaki arsenik miktarının, arıtma tesisinin yapım süresi olan 4 ay gibi kısa bir sürede ''abartıldığı kadar'' büyük bir soruna yol açmayacağını söyledi.

''KENTİ SUSUZ BIRAKMAKTANSA...''

Göksu ve Sarıkız için planlanan arıtma tesisleri tamamlandığında, ''İzmir'de kanserden geçilmiyor'' durumunda olunmayacağını belirten Karababa, şunları kaydetti:

''Arsenikli suyun tüketime sunulması tabii ki istenen, beklenen bir şey değil. Ama İzmir'in su kaynakları belli. Kentin yüzde 38'ine verilen kaynak, susuzluk nedeniyle devre dışı. Kenti susuz bırakmaktansa arsenikli su vermek, bulaşıcı hastalıkların görülme sıklığını azaltacak bir girişim.

Öbür taraftan arseniğin riskleri de söz konusu. Hangisi doğru? Bunun bir yanıtı yok aslında. Bir tarafta akut hastalıklar, bir tarafta kronik arsenik etkileri. İzmir böyle bir noktada... Buraya gelinmemesi gerekirdi. Çamlı Barajı şimdiye kadar gerçekleşmiş olsaydı İzmir'in bu kadar ağır bir su sorunu olmayacaktı.''