Samsun'da eşiyle aynı yatakta yakaladığı arkadaşını öldürüp, cesedini baltayla 10 parçaya bölerek ırmağa atan 38 yaşındaki E.P.'nin yargılanmasına devam edildi
Abone olSamsun'da eşiyle aynı yatakta yakaladığı arkadaşını öldürüp, cesedini baltayla 10 parçaya bölerek ırmağa atan 38 yaşındaki E.P. ile delillerin saklanması ve yok edilmesine yardım ettiği ileri sürülen eşi 31 yaşındaki R.P.'nin yargılanmasına devam edildi. Geçen yıl Ağustos ayında tahliye olan genç kadın hakkında Cumhuriyet Savcılığı cinayete iştirakten ek dava açtı. Mahkeme her iki davayı birleştirirken, tahliye olduktan sonra ortadan kaybolan R.P. ise duruşmaya katılmadı.
İlkadım İlçesi, Fevzi Çakmak Mahallesi'nde 2008 yılının Mart ayında meydana gelen olayda, Denizli'de inşaatlarda çalışan 2 çocuk babası E.P., izin alarak ailesinin yanına geldi. Bir akşam evlerine misafir olarak gelen ve arkadaşı olan 3 çocuk babası 43 yaşındaki Sebahattin Yener ile birlikte bir süre alkol aldı. İddiaya göre aldığı alkolün etkisiyle sızan R.P. gece geç saatlerde uyanınca, eşi Reyha ile arkadaşı Sebahattin Yener'i aynı yatakta üzerleri çıplak birbirlerine sarılmış uyurken gördü.
BALTAYLA BAŞINA VURUP ÖLDÜRDÜ
Öfkeye kapılan E.P., odun kesmekte kullandığı baltayı alarak Yener'i başına vurarak öldürdü. Bu sırada uyanan eşine de tokat atarak bayıltan E.P., cesedi tuvalete götürerek parçaladı. 10 ayrı poşete koyarak Mert Irmağı'na attı. 4 gün sonra bir ihbar üzerine P.'lerin evine gelen polis, çifti gözaltına aldı. P. çifti çıkarıldıkları nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi. E.P.'ye 'Planlayarak adam öldürmek' suçundan ağırlaştırılmış ömürboyu hapis, R.P'ye ise 'delilleri yok etmek' suçundan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Çiftin, Samsun 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılamaları sürerken, geçen yıl Ağustos ayında R.P. üzerine atılan suçun vasfının değişme olasığı dikkate alınarak tahliye edildi.
AVUKAT İTİRAZ ETTİ
Ancak Yener ailesinin avukatı Ata Giritli, R.P'nin cinayeti eşiyle birlikte planlayarak işlediğini ve ceset parçalarını da birlikte taşıdıklarını iddia ederek Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundu.
Soruşturmayı yürüten savcılık R.P. hakkında, nitelikli kasten adam öldürme ve suça iştirak suçlarından ikinci bir dava daha açtı. Bugün yapılan duruşmada ise mahkeme heyeti, her iki davayı birleştirme kararı verdi. Tutuklu yargılanan E.P., eski savunmalarını tekrar ederek eşinin cinayetle ilgisi olmadığını ileri sürüp, "Ben ona tokat atınca kendisi bayıldı. Cesedi tuvalete taşıyıp parçaladım. Daha sonra poşetleyerek ırmağa götürüp attım. Cinayeti tek başıma yaptım. Eşim olaya hiç karışmadı" diye konuştu.
'TEK SUÇUM YASAK AŞK'
Tahliye olduktan sonra ortadan kaybolan R.P. ise, duruşmaya yine gelmedi. Daha önceki savunmalarında olaya kendisinin karışmadığını ileri süren genç kadın şunları anlattı:
"Eşim şehir dışında çalıştığı için arkadaşı olan Sebahattin bizimle ilgilenirdi. Aramızda yakınlaşma ve duygusal ilişki başladı. Olay akşamı hep birlikte alkol aldık. Eşim sızınca da Sebahattin ile birlikte olduk. Ama alkolün etkisiyle uyuyakalmışız. Uyandığımda eşim baltayla Sebahattin'e vuruyordu. Ne yapıyorsun' diye sorunca beni tokatladı. Bayılmışım ve sonrasını hatırlamıyorum. Cinayete hiç bir şekilde katılmadım. Fakat, evdeki kan izlerini ben yıkadım. Tek suçum yasak bir aşk yaşamış olmam."
Mahkeme, hakkında ağırlaştırılmış ömürboyu hapis cezası istemiyle ikinci dava açılan R.P'nin adresinin tespiti ile zorla getirilmesine karar verip duruşmayı erteledi.
KIZLARININ ÇIPLAK FOTOĞRAFLARINI ÇEKTİ VE...
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Adana'da öz kızlarının çıplak fotoğraflarını çektirerek fuhuşa zorladığı iddiasıyla tutuklanan 55 yaşındaki F.T'ye 90 yıla kadar hapis isteniyor
Devriye görevi yapan jandarma ekipleri, 20 Aralık 2010'da daha önce köy statüsündeyken merkez Çukurova İlçesi'ne bağlanıp, mahalle statüsüne getirilen Topalak Mahallesi yakınındaki ormanlık alanda ıslak kağıda sarılı küçük kız çocuklarına ait çıplak fotoğraflar buldu.
İKİ KIZ KARDEŞ
Yapılan çalışma sonucu, bu fotoğrafların şu anda 14-21 yaşlarında olan kızkardeşler S.D., G.D. ile N.D.'ye ait olduğu anlaşıldı. Jandarmanın bulduğu kızkardeşler, fotoğrafları 11 yıl önce babalarından boşanan anneleri F.T.'nin zaman zaman para karşılığında birlikte olduğu ve kendilerini de birlikte olmaya zorladığı 62 yaşındaki K.A.'nın çektiğini söyledi.
Kızlardan S.D., K.A.'nın her fotoğraf karesi karşılığında annelerine çeyrek altın verdiğini anlattı. Kızlar, annelerinin başka erkeklerle ilişki anının zorla kendilerine seyrettirildiğini de öne sürdü.
ANNEYE 90 YIL HAPİS İSTEMİ
Bu iddialar üzerine, 28 Ocak'ta tutuklanan anne F.T. ile kızlarla ilişkiye girdiği ve fotoğraflarını çektiği iddia edilen K.A. hakkında Adana 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.
F.T.'nin 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı, çocukları fuhuşa teşvik etmek veya yaptırmak ve aracılık ettirmek' suçlarından toplam 90 yıla kadar, K.A.'nın ise 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı' suçundan 30 yıla kadar hapsi istendi.
SUÇLAMAYI KABUL ETMEDİ
Cinsel istismar suçunu kabul etmeyen F.T., "Ben 11 yıl önce eşimle anlaşamayıp ayrıldım. Eşimle ayrılmadan önce sanık K.A. ile zaman zaman cinsel ilişkide bulunuyordum.
K.A., cinsel ilişkimiz sırasında benim fotoğraflarımı çekiyordu. Ancak, çocuklarıma ait fotoğrafların kim tarafından nasıl çekildiğini bilmiyorum. Ayrıca fuhuş yapmaya giderken yanımda çocuklarımı götürmüyordum. Suçlamayı kabul etmiyorum" dedi.
"ÇOCUKLARLA İLİŞKİYE GİRMEDİM"
Sanık K.A. da hakkındaki suçlamayı kabul etmeyerek kendini şöyle savundu: "Dosyada bulunan fotoğraflar F.T. veya çocukları tarafından çekilmiş fotoğraflardır.
1996- 2000 yılları arasında bu fotoğraflar F.T. ile çocukları tarafından bana verildi. Kimin verdiğini hatırlamıyorum. Birkaç tanesini de hatırlamadığım bir mahallede bulmuştum. Ben F.T. ile 3- 4 kez para karşılığında cinsel ilişkide bulundum. Çocuklarla cinsel ilişkide bulunmadım."
"ANNEMİZ YANIMIZDA İLİŞKİYE GİRİYORDU"
Şu an 19 yaşında olan S.D. ise, fotoğrafların annesinin de bulunduğu bir ortamda sanık K.A. tarafından çekildiğini öne sürerek şöyle dedi: "Annem bizi ölümle tehdit ettiği için kimseye söylemedik.
Babamın olmadığı zamanlarda sanık K.A.'yI eve alıyordu. Bize kendisini Bekir olarak tanıtmıştı. K.A. ile annem, benim kardeşimin yanında cinsel ilişkiye girip, bize de seyrettirdiği gibi giysilerimizi de çıkartıyordu."
"İZLEYİN VE ÖĞRENİN"
Şu an 14 yaşında olan G.D. de, "Annem sanık K. ile ilişkileri sırasında 'İzleyin ve öğrenin' diye bizi de yanlarında bulunduruyordu. Ben de sanıklardan şikayetçiyim" diye konuştu.
Kızların en büyüğü olan 21 yaşındaki N.D. de kardeşleriyle benzer ifade vererek şikayetçi olduğunu söyledi. Tanık olarak dinlenen F.T.'nin eski eşi H.D. de kızlarının fotoğrafını çektiğini öğrendikten sonra kızlarını annesiyle görüştürmediğini söyledi.
Mahkeme heyeti, kızların ruh sağlığının bozulup bozulmadığının araştırılması için İstanbul Adli Tıp Kurumu'na sevk edilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.
LİSELİ KIZI OTOBÜSTE TACİZ ETTİ
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
İzmir'de, belediye otobüsünde 17 yaşındaki Ş.K.'yı taciz ettiği iddiasıyla tutuklu yargılanan G.E., çıktığı ilk duruşmada 2.5 yıl hapse mahkum oldu.
İzmir 10'uncu Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen taciz davasına, tutuklu yargılanan G.E. ile mağdur olan lise öğrencisi Ş.K. ve tarafların avukatları katıldı. Dava açılmasına neden olan olay iddiaya göre iki ay önce meydana geldi. Okul çıkışında Bornova'da kız arkadaşı ile birlikte belediye otobüse bindiğini, kalabalıktan yararlanan, sanık G.E.'nin eliyle kalçasını elleyip taciz ettiğini belirterek polise başvuran Ş.K. şikayetçi oldu. Ş.K., davanın lik duruşmasında ise şikayetçi olmadığını söyledi. Otobüsteyken Ş.K.'nın yanında bulunan arkadaşı F.M. de, yaşanan taciz olayını doğruladı.
Yaklaşık iki aydır tutuklu bulunan sanık G.E. ise "Aynı otobüste bulunduğumuz doğrudur. Bu bayanlar otobüste başka gençlerle tartıştılar. O gençler araçtan indiler. Duran otobüs şöförüne benim kendisini taciz ettiğimi söylediler. Oysa ben onun yanına bile yanaşmadım. İftira atıyor. Hatta kendimden o kadar emindim ki bayanı ben alıp karakola götürdüm. Böyle bir şey yapmış olsaydım onu niye karakola götüreyip, kaçardım. Suçsuzum, beraatimi talep ediyorum" dedi.
Mahkeme, tacizle suçlanan G.E.'nin bu suçu işlediğine kanaat getirip, sanığı 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı. Sanık G.E., kalan cezasını karar kesinleştikten sonra çekmek üzere tahliye edildi.
Kararın Yargıtay tarafından onanması halinde G.E.'nin 15 ay daha cezaevinde kalacağı belirtildi.
KADIN SÜRÜCÜ KORNA SESİNDEN KORKUNCA...
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Edirne'nin Keşan ilçesinde, yanından geçen aracın korna sesinden korkan kadın sürücü panikleyerek okul duvarına çarptı.
Kaza, Çamlıkent Elçibey Sokak'tan Kurtuluş Caddesi'nde meydana geldi. Şehir merkezine dönmek isteyen Sevgi T. (49) yönetimindeki 22 RK 196 plakalı otomobilin sürücüsü, yanından geçen bir başka aracın aniden korna çalması neticesinde panikleyerek direksiyon hakimiyetini kaybetti. Yaya kaldırımına çıkan otomobil, Rasim Ergene İlköğretim Okulu'nun duvarına çarptı.
Kazada yaralanan olmazken otomobilde maddi hasar oluştu. Kazananın ders saatleri dışında olması ve kaldırımda kimsenin bulunmaması ise olası bir faciayı önledi.
12 YAŞINDAKİ KIZI BAŞINDAN VURDULAR
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]ANTALYA'nın Gazipaşa İlçesi'nde kömür işçiliği yapan ailenin 12 yaşındaki kızı B.D.'nin cansız bedeni, başından vurulmuş halde bulundu.
Olay, dün saat 16.00 sıralarında, Göçük Köyü'ne bağlı Sümbüller Mahallesi'nde meydana geldi. Kömür işçiliği yaparak geçimini sağlayan aile akşama doğru mola verdi. Yemek yedikleri sırada silah sesinin duyulması üzerine B.D.'yi arayan ailesi küçük kızın cesedini başından vurulmuş halde bulundu.
Olay yerine gelen jandarma, çevrede incelemelerde bulunurken, B.D.'nin anne ve babasının ifadelerini aldı. Olay yerindeki incelemelerin ardından genç kızın cesedi, Gazipaşa Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. B.D.'nin babasına ait tüfeği yaşadıkları çadırdan alarak boş arazide intihar ettiği düşünülüyor.
BİLBORD KARŞILIĞI MANKEN SERVİSİ
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]Ünlü mankenlerin mağdur olarak yer aldığı fuhuş çetesi davasında iddianame tamamlandı. Buna göre çete, manken Didem Erol'u bir belediye başkanının oğluyla birlikte olması için yönlendiriyor. Karşılığında billboard yardımı istiyor.
İstanbul Emniyeti'nin geçen Ocak ayında 60 adrese düzenlendiği baskının ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 'fuhuş' davasının iddianamesini tamamladı.Savcılık, 26 kişinin 'suç işlemek için örgüt kurma, örgüte üye olma, bir kimseyi fuhuşa teşvik etme veya aracılık ettirmek' suçlarından 2 yıldan 16 yıla kadar hapislerini istedi.
Akşam'ın haberine göre, aralarında ünlü mankenlerin de bulunduğu 30 kişi de mağdur olarak yer aldı. İşte o iddianameden çarpıcı detaylar...
- Çete fuhuş için müşteriye gönderdiği kadınları katalog çekimi, defile ya da dans programına gönderiyormuş havası yarattı.- Komisyon olarak alacakları paraları 'borç para, hediye, belde ve bütçe' diye adlandırdı.
- Kadınların 500 ila 6 bin lira arasında ücret aldıkları öne sürüldü.
KONUŞMALARI ELE VERDİ
İddianamede çete lideri D. D .'nin bir belediye başkanının oğluyla birlikte olması için manken Didem Erol'u yönlendirdiği iddiasına da yer veriliyor. Başkanın oğlunun görüşmeleri belediyeye kayıtlı telefondan yaptığı öne sürülüyor. Erol ile D.D. arasında dinlemeye takılan görüşmeler şöyle:
D. D: İki saat üç saat bana zaman ayıramaz mısın?
D. E: Olabilir belki pazar günü
D. D: Bu belediyede işimiz vardı ya bilboardlarım için anladın mı? Onun bilbordları için işte ısrarla. Kız geldi mi Amerika'dan. Onun bilbordları için sokakları falan konuşmamız lazım.
D.E: Pazar sabah gelsin beni alsın.
D.D: O zaman ben görüşmelerimi yapıyorum haber veriyorum sana.
D.E: Bana kesin bir şey söyle, araba ve otel ayarlamam gerek boşuna para ha...
KİRAMI SEVGİLİM ÖDÜYORDU
Ocak ayında yapılan operasyonda çok sayıda kişi gözaltına alınmıştı. Manken Ebru Şancı'nın ifadesi iddianamede şöyle yer aldı : Arkadaşlarımın teklifi üzerine bazı erkeklerle sevgili, dost hayatı yaşadım. Ev kiramı bu kişiler ödüyordu,. Fuhuş yapmadım.
HOCASI İLE İLİŞKİYE GİREN ÖĞRENCİ DAYAK YİYİNCE...
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Fen Bilgisi Öğretmenliği bölümünde okuyan 21 yaşındaki S.C., gönül ilişkisi yaşadığını iddia ettiği hocası Yrd.Doç.Dr. S.E.' nin kendisini dövdüğü iddiasıyla şikayetçi oldu. Eğitim Fakültesi kampüsünde toplanan 20 kız öğrenci arkadaşıyla birlikte basın açıklaması yaparak olayı protesto etti. Hocasını hem üniversite yönetimine, hem de polise şikayet ettiğini söyleyen S.C., "14 ay ilişkimiz oldu. Sürekli tehdit ve hakaret ediyordu. Son olarakta beni dövünce kendisini şikayet ettim" dedi.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Fen Bilgisi Öğretmenliği Bölümü 4'üncü sınıf öğrencisi olan S.C., iddiaya göre aynı bölümde öğretim üyesi olan ve Kimya dersine giren Yrd.Doç.Dr. S.E ile 14 ay önce gönül ilişkisi yaşamaya başladı. S.C, birlikte olduğu öğretim üyesi sevgilisinin başka bir öğrenci kızla daha ilişkisi olduğunu öğrenince, geçen 1 Mayıs günü konuşmak için hocasının evine gitti. Üniversiteli genç kız burada, Yrd.Doç.Dr. S.E. tarafından tekme tokat dövüldüğünü ileri sürüp kaçarak polise şikayetçi olduğunu belirtti. Ardından da üniversite yönetimine şikayet etti.
Polise yaptığı şikayetin ardından Adli Tıp Kurumu'na götürülen genç kıza, sol bacağında ve vücudunun çeşitli yerlerinde darp izleri bulunduğu rapor edildi. Üniversite yönetiminin kendisine sahip çıkmadığını ve hocaya sahip çıktığını ileri süren S.C., 20 kız öğrenci arkadaşı ile birlikte bugün Eğitim Fakültesi Kampüsünde bir araya gelerek eylem yaptı. 'Kadın düşmanı akademisyen istemiyoruz' diye slogan atan grup, 'Hoca vuruyor, idare koruyor' sloganları attı.
ÜNİVERSİTELİ KIZLAR DESTEK VERDİ
Basın açıklamasını okuyan S.C, 14 ay gönül ilişkisi yaşadığı öğretim üyesi S.E.'nin üç yıl Kimya dersine girdiğini belirterek, "Kendisiyle Mart 2010 tarihinde bir ilişkiye başladık. Bu ilişki 1 Mayıs 2011 tarihine kadar sürdü. İlişkimiz başladıktan 2 ay sonra küfür ve tehditlere maruz kalmaya başladım. Geçtiğimiz Mart ayından itibaren de S.E tarafından darba maruz kaldım. En sonunda 1 Mayıs'ta olayı polise bildirdim" dedi. Adli Tıp Kurumu'nda rapor aldıktan sonra Eğitim Fakültesi Dekanlığına şikayette bulunduğunu söyleyen S.C., "Soruşturma başlatılmadan önce (üniversitemizin saygınlığına zarar verme, senin adın çıkar) gibi uyarılar yapıldı. 1 yıl boyunca maruz kaldığım tehdit ve küfürler, 3 ay boyunca da darp edilişim psikolojimi de olumsuz etkiledi. Üniversitenin saygınlığı bir öğrencinin psikolojik ve fiziksel sağlığından daha önemli görülmektedir. Bizler bu üniversitenin öğrencileri olarak kadın düşmanı akademisyenleri istemiyoruz" diye konuştu.
Suçlanan öğretim üyesi Yrd.Doç.Dr.S.E. ise telefonlara yanıt vermedi.
DEKAN SORUŞTURMA BAŞLATTI
Eğitim Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Cevdet Yılmaz, olayın üniversite dışında meydana geldiğini belirterek, "2 gün önce öğrenci kızımız bize geldi. Adli Tıp raporunu gösterip hocasının kendisini dövdüğünü söyledi. Üniversite dışında olduğu için kendisini savcılığa yönlendirdik. Oraya gidip şikayetçi olmuş. Sonra bize geldi. Biz de hemen hocasından dayak yediği iddiasıyla soruşturma başlattık. Üstünü örtmedik. Soruşturmamız sürüyor. Sonucunu bekliyoruz" diye konuştu.