BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Arınç:Türkiye'ye önyargılı yaklaşılıyor

Bülent Arınç, önyargılı bazı çevrelerin Türkiye'yi ''şalvarı, fesi ve kılıcı ile'' karikatürize edilen haliyle tanıdığını bildirerek, kendilerine büyük iş düştüğünü söyl

Abone ol

TBMM Başkanı Bülent Arınç, Roma'ya gerçekleştirdiği resmi ziyaretin son gününde, konakladığı Grand Hotel De La Minerve'de basın mensupları ile bir sohbet toplantısı düzenledi. İtalya Temsilciler Meclisi Başkanı Pier Ferdinando Casini'nin daveti üzerine gerçekleştirdiği ziyaret sırasında üst düzey görüşmeler yaptığını belirten Arınç, bunların olağanüstü yararlı geçtiğini söyledi. İtalya Temsilciler Meclisi ile TBMM arasında bir işbirliği protokolü imzalanmasını önemsediğini kaydeden Arınç, protokolün öngördüklerinin gerçekleştirilmesi için iki tarafın da çalışmaya istekli olduğunu bildirdi. AB sürecinde İtalya'nın Türkiye'ye büyük destek ve yardımı olduğunu kaydeden Arınç, ''Türkiye, zorlu bir müzakere sürecine başlıyor. Bugüne kadar başardığı reformları müzakere sürecinde de dikkatle takip ederek Türkiye'nin tam üyeliğe giden yolunu kısaltmaya çalışıyoruz'' dedi. Arınç, İtalya'nın bundan sonra da Türkiye'yi destekleyeceğinin görüşmeler sırasında ifade edildiğini belirtti. İtalya'yı ziyaret eden ilk TBMM Başkanı olduğuna dikkati çeken Arınç, bundan üzüntü duyduğunu söyledi. İtalya'da yaptığı görüşmelerde, karşılıklı temasların bundan sonra daha yoğun bir şekilde sürdürülmesini kararlaştırdıklarını bildiren Arınç, İtalya Senato Başkanı Marcello Pera'nın 20-22 Şubat tarihlerinde Türkiye'ye geleceğini kaydetti. ''NOKSANLIK OLDUĞUNU ACI ACI GÖRÜYORUZ'' Görüşmelerde, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı düşünceler taşıyanların bulunduğunun da gündeme geldiğini ifade eden Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: ''İtalya'da da bir-iki partinin sürüklediği Türkiye aleyhtarlığı, Türkiye'nin AB'den dışlanması gerektiği yönünde düşünceler var. Bunların olması tabiidir. Büyük bir birliğin içinde şu veya bu maksatla Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkan görüşler olabilir. Burada iki konunun üzerinde ısrarla duruyoruz: Türkiye kendini tanıtmalıdır. Avrupa'daki Türkiye imajının süratle iyileştirilmesine ihtiyaç var. Önyargılı bazı çevreler, Türkiye'yi hala eski karikatürize edilen haliyle tanıyor, başlarında sarıkları ve fesleriyle, vücutlarında şalvarlarıyla, ellerinde kılıçlarıyla bir tip içinde görme ve tanıma ısrarını sürdürüyorlar. Bunun ne kadar yanlış olduğunu, gözünü açan, Türkiye'yi gören herkes bilebilir. Ama önce kusuru kendimizde aramalıyız. Türkiye kendini tanıtmak için bugünkü yeni Türkiye'yi ortaya koymak için bugün içinde bulunduğumuz Avrupai şartların, Cumhuriyet'in ilanından sonra başarılan devrimlerle Türkiye'nin hangi noktaya geldiğinin, demokratik ve laik yapısı içinde Türkiye'nin bugün ulaştığı seviyenin ne olduğunu önce biz tanıtmalıyız. Önce biz göstermeli, biz yaşamalıyız. Tanıtma konusunda noksanlık olduğunu acı acı görmekteyiz. Bundan sonra yapılacak ilk şey Türkiye'nin kendini en doğru şekilde tanıtmasıdır. Burada görev herkese düşer.'' ''AVRUPA KAMUOYU SÜRATLE ETKİLENECEK'' Avrupa'nın değişik ülkelerinde yaşayan önyargılı çevrelerin, Türkiye'yi tanımama veya yanlış tanıtma konusunda ısrarcı olabileceklerine de dikkati çeken Arınç, onların bu gayretlerini Türkiye'nin dinamik bir şekilde kendini tanıtmasının boşa çıkarabileceğini söyledi. Arınç, Türkiye'nin son 3 yılda kendini tanıtma konusunda dinamik bir süreç geçirdiğini ifade ederek, şunları söyledi: ''Bunlar biraraya geldiğinde Avrupa kamuoyu süratle etkilenecek, Türkiye'nin hangi şartlar içinde bulunduğunu, böyle bir Türkiye'nin AB'ye hangi avantajları sağlayabileceğini görecektir. Türkiye'nin avantajları sayılamayacak kadar çoktur, dinamik ve genç nüfusundan tutun kimliğine kadar... Türkiye, medeniyet köprüsü olma vasfıyla başka dünyalara açılma olanağı verecektir. Türkiye'nin genç nüfusundan, Müslüman kimliğinden korkarak, Irak ve İran'la komşu olma heyulasından korkarak, AB'nin genişlemesinin nereye kadar süreceğinden endişe ederek Türkiye karşıtlığı yapabilirler. Biz bunun duygusal bir ilişki olmadığını, çıkar ilişkisi olması gerektiğini; Türkiye'nin AB için gereken herşeyi yaptığını, AB'ye sağlayacağı katkı ve avantajlarla AB'den sağlayacaklarının karşılıklı olacağını mutlaka işadamına, siyasetçisine, sokakta dolaşan her insanına anlatmalıyız.'' MEDENİYETLER ÇATIŞMASINI ÖNLEMEYE KATKI TBMM Başkanı Arınç, Türkiye karşıtlığının bazı Avrupa ülkelerinde siyasi rant elde etmek için iç politika malzemesi yapılmasından duyduğu üzüntüyü de dile getirdiğini belirtti. Türkiye'nin son yıllarda içine kapanık yaşamaktan çıktığını, uluslararası sorunların çözümünde arabulucu vasfı üstlenmeye başladığını kaydeden Arınç, bunun önemine değindi. Arınç, Türkiye'nin bir çekim ve cazibe merkezi olmaya başladığını, bunun kullanılması gerektiğini söyledi. Medeniyetler çatışmasını önlemeye Türkiye'nin AB üyeliğinin çok önemli katkısı bulunacağını ifade ettiğini anlatan Arınç, şunları kaydetti: ''Eğer Türkiye AB'den dışlanırsa bunun Müslümanlık inancına mensup insanlara büyük bir saygısızlık olacağını, Avrupa'da yaşayan 15 milyona yakın Müslüman'ın dışlanmışlık duygusu içine gireceğini, bunun korkulan olası çatışmayı körükleyeceğini söylüyoruz. Müslüman ülkeler içinde demokrasiyi en iyi uygulayan, demokratik ve laik yapısıyla Müslüman kimliği ile modernizmi bağdaştırabilmiş bir Türkiye'nin ne kadar önemli fonksiyon ifa ettiğini söylüyoruz; yeter ki Türkiye'yi görsünler. Bu sözlerimiz, havada kalmayacaktır.'' Arınç, Güneydoğu Asya felaketi nedeniyle açılan yardım kampanyasıyla ilgili olarak, ''AK Parti Grubu'nun 230 milyar liranın biraz üzerinde yardım yapması ne kadar takdire şayan ve tebrike değer bir olaysa bunun dışında yatan miktarın yüz ağartıcı olmadığını söylemeliyim'' dedi. İtalya'dan ayrılmadan önce basın mensuplarıyla yaptığı sohbet toplantısında, bir gazeteci Arınç'a, TBMM'nin tsunami mağdurları için yaptığı katkının düşük olduğu yolundaki haberlere ilişkin görüşünü sordu. TBMM Başkanlığı'nın milletvekilleri ve çalışanlarına yönelik bir kampanya açtığını ve buna büyük ilgi olduğunu belirten Arınç, ''İşadamlarının toplantılarında milyon dolarların ifade edilmesi güzel bir şey. Ama milletvekillerine yönelik bir kampanyada biz maaşlarına göre bir katkıda bulunabileceklerini düşündük'' dedi. Kampanya sonucunda 285 milyar lira toplandığını hatırlatan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Milletvekillerini, özellikle AK Parti Grubu'nu kutluyorum. AK Parti Grubu, milletvekillerimizin maaşından, her birinden 500'er milyon lira kesmek suretiyle katkıda bulundu. Ayrıca, AK Parti milletvekillerinden bunun dışında özel katkıda bulunanlar oldu. Mesela ben, ayrıca 500 milyon lira yatırdım, sayın Başbakan bir maaşını yatırdı. Bazıları bin, bazıları 4 bin dolar seviyesinde para yatırdı. Bu suretle toplanan 285 milyar liranın 230 milyarı, AK Parti milletvekillerince yatırılmıştır. Ayrıca, AK Parti Grubu da 50 milyar lira yatırdı. Tabii, AK Parti Grubu'nun 230 milyar hatta biraz üzerinde yardım yapması ne kadar takdire şayansa, ne kadar tebrike değer bir olaysa, bunun dışında yatan miktarın yüz ağartıcı olmadığını söylemeliyim. CHP Grubu'nda 170 milletvekili var. Yatan para sadece 1 milyar 700 milyon lira. Grup adına da 11 milletvekili şahsi olarak para yatırmış. Grup, milletvekillerinin maaşından herhangi bir kesinti yapmamış. Katkı katkıdır. Küçümsemek anlamında söylemiyorum ama rakamlar sorulduğu için bir tarafta 230 milyarın üstünde bir para, bir parti grubundan 1 milyar 700 milyon lira yatırılmıştır. DYP, 4 milletvekili ile 1 milyarlık katkı sağladı. Parlamentomuzda açılan kampanyaya gönülden katılanlara ve verebileceklerinin en fazlasını verenlere çok teşekkür ediyorum. Kimseyi üzmek, rencide etmek niyetinde değilim. Bu, bir gönüllü katkıdır. Herkesin gönlüyle yaptığı katkının büyük olduğuna inanıyorum. Hepsinin bağışlarının anlamlı olduğunu düşünüyorum.'' IRAK SORUNU Görüşmelerde Irak sorununun gündeme gelip gelmediği sorusu üzerine de Arınç, bu konuyu konuştuklarını ve iki ülkenin temel yaklaşımının aynı olduğunu gördüklerini kaydetti. Arınç, İtalya ve Türkiye'nin, Irak'ın toprak bütünlüğünün korunması, demokrasinin kurulması, tüm grupların temsil edilmesi ile Irak'ın zenginliklerinin Irak halkı tarafından kullanılması konusunda görüş birliği içinde olduklarını ifade etti. Arınç, sohbet toplantısının ardından, İtalya'dan ayrılmak üzere Roma Havaalanı'na hareket etti.