Arınçtan zehir gibi cevap

Arınç, kavganın fitilini ateşledi. TSK o sözlere yanıt verdi. Bu kez de Arınç o açıklamaya kızınca zehir gibi sözler geldi.

"Allah'a çok şükür ediyorum ki Türkiye bunların zamanında bir savaşa falan girmemiş" diyen Arınç'a Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Metin Gürak'ın "ön yargılı ve saptırıcı" sözleri eski Meclis Başkanını kızdırdı.

Adana'da konuşan Arınç, "ben kimsenin emir eri değilim. Siyasetçi şamar oğlanı değildir. Hukuku kimse bana öğretmesin" dedi. İşte Arınç'ın sözleri:

Sayın Gürak paşa şunu söylüyor. Benim Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili düşüncelerim esasen biliniyormuş. İkincisi ben hukuku bilmiyormuşum. Üçüncüsü bu TSK'yı yıpratacak bir konuşmaymış. Özellikle Sayın Gürak Paşa'ya yanlış bir açıklama yaptığını ifade etmek istiyorum.

BU SÖZLER BENİM MUHATABIM OLAMAZ

Bu sözler benim muhatabım olamaz. Herkesin önünde yaptığım açıklamanın karşılığı bu değildir. Sayın paşamın ve siz medya aracılığıyla tüm Türkiye'nin şunu bilmesini istiyorum. Haksız suçlamayı hiç bir şekilde kabul etmiyorum. Sözünü bilen sözünün arkasında duran, nerede nasıl konuşmasını gerektiğini bilen insanım.

TSK'YI SEVMEK KİMSENİN TEKELİNDE DEĞİL

Ben bir asker çocuğuyum. TSK'yı yıpratmak benim için hiç bir zaman düşünülmemiştir. Ben böyle bir olayın içinde hiç olmadım. İkincisi Türk Silahlı Kuvvetlerini sevmek kimsenin tekelinde değil. Türk milleti ordusunu tamamen sever. Onun başarılarıyla gurur duyar. Birilerini Türk Silahlı Kuvvetleri karşıtı göstermek aslında TSK'yı yıpratmanın tam karşılığıdır.

BEN BAŞKALARINA BENZEMEM

Üçüncüsü böyle bir açıklamanın hukukla ne alakası var anlayamadım. Ben hukuku bilirim. Avukatlık ta yaptım hukuk fakültesinde de okudum. Gerçek hukuk devleti olmanın olmazsa olmaz koşullarını da bilirim. Ama ben hukuk namusunu ve hukuk devleti olmanın gereklerini günlük çıkarlar açısından satacak bir insan değilim. Ben başkalarına benzemem. Benim anladığım hukukun içerisinde onun ilkelerine tamamen sahip çıkmak vardır.

DARBE ŞAKŞAKÇILARI

Ben bir zamanlar 27 Mayıs darbesinden sonra bu darbeyi lanetleyerek orada savunduğu insanların sırtından Meclis'e girmiş siyasetçilerin bugün darbe şakşakçılığı anlamına gelecek cümleler söylemesi karşısında böyle bir hukukçu olmadığını ifade etmeliyim.

367 SAFSATASI

Ben herkesin a dediğine b diyerek 367 safsatasını Türk milletini ve Türk yargısının önüne getirip sonra bunun arkasına saklanarak Cumhurbaşkanlığı seçimin sürecini kitleyen hukukculardan değilim.

KİMSE BANA HUKUKU ÖĞRETMEYE KALKMASIN

Hukukun haklar anlamına geldiğini, hukunun adalet anlamına geldiğini biliyorum. Dolayısıyla kimse bana hukuku öğretmeye kalkmasın. Bugün pek çok insanın eleştirdiği konularda hukukçu kimliğini kullanan insanlara göre ben çok daha iyi hukukçuyum.

TSK BAŞBAKANLIĞA KARŞI SORUMLUDUR

Türkiye Anayasal bir devlettir. Anayasa içinde kurumların görevleri ve yetkileri bellidir. Silahlı Kuvvetlerin görevleri sayılmıştır. Kime karşı sorumlu oldukları da yazılmışır. Başbakanlığa karşı nasıl sorumlu oldukları, hükümetin de Meclis'e karşı ne kadar sorumlu oldukları Anayasa'da yazılmıştır.

SİVİLLERİ  AZARLAMAK DEMOKRASİLERDE GÖRÜLMEMİŞTİR

Sivil bir yönetim içindeyiz. Sivil yönetim demokratik şartlar içinde halkın seçtiklerinin iktidara gelmesi, ülkeyi onların yönetmesi ve halka karşı sorumlu olmasıdır. Biz askeri vesayet rejimi altında altında demokrat bir ülke değiliz
Sivilleri yönetmek sivilleri azarlamak sivillerin üstünde demokrasilerde demoklesin kılıcı sallanmak hesabının kendinin istemek hiç bir demokrasilerde bugüne kadar görülmemiştir.

BANA LAF SÖYLEYERE TAVSİYE

TSK personeli milletin tertemiz çocuklarından oluşur.. Ancak bazı kişilerin iç siyasete girmesi ister kasetlerle ister iddianamelerde konuşuluyor olması eleştirilecek bir konudur. Ben masumiyet ilkesinin hukukun temel ilkesi olduğuna inanıyorum. Bana laf söyleyenlere de tavsiye ediyorum.

İDDİANAME BİLE OLMADAN İNSANLARIN ÜSTÜNE GİDİLDİ

Masum insanları fişleyemekten zevk alanların bugüne kadar hakkında iddianame bile olmadan, herhangi bir belge olmadığı halde üzerine üzerine gidilerek insanları küçültmenin insanları mahtum etmenin kimlerin elinde olduğunu da biliyorum.

PARTİ LİDERİNE PEZ... DİYEN GENELKURMAY BAŞKANI

Benim söylediğim sadece bugün kasetlerde yer alan bazı ifadelerin eleştirilmesidir. Düşünüyor musunuz eski Genelkurmay Başkanlarından birisinin bugün yayınlanan kasetlerden birisinde Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde içeriye girerek oy kullanmak isteyen bir siyasi partinin genel başkanını üzülerek söylüyorum pez.. diye başlayan hakaret cümlesinin yer aldığını görüyorsunuz.

SAVCIYA LAN DİYOR

Daha sonra bir başkasının konuşmasında bu memleketin savcılarından lan diye hitap edildiğini görüyorsunuz. İddianameye yansıyan bazı belgelerde darbe teşebbüslerine girdiklerini, bazı mitingleri bunun için organize ettiklerini bazı güçlerle birlikte hareket ettiklerini söyleyen insanlara rastlıyorsunuz. 

ASIL BUNLAR YIPRATIYOR

Bütün bunlar aslında Türk Silahlı Kuvvetlerini yıpratıyor. Yanlışlık yapan insanların yanlışlıklarının konuşulmaması ve bunlardan hesap sorulmaması bu asil kurumu zedeliyor. Benim şikayetim bunlaradır.

SİYASETÇİ ŞAMAR OĞLANI DEĞİLDİR

Siyasetçi pas pas değildir, siyasetçi şamar oğlanı değildir. O başbakana ayrıl dedim  o da korkusundan ayrıldı sözlerini kabul edemem. Ben siyasetçinin hukukunu korumakla yükümlüyüm. Dolayısıyla kim yanlış yaparsa hesabı sorulmalı.

KİMSENİN EMİR ERİ DEĞİLİM

Ben hiç kimsenin emir eri değilim. Türk siyasetçisi cesur inançlı ve kararlı olmalı. Biz yanlışı kendi içimizde düzeltmeliyiz, bu yüksek kurum da kendi içinde yanlış yapanları elbette cezalarını vermelidir.

BAŞÖRTÜLÜ ANNELERE PROTESTO

Bir yerde İstiklal marşı üzerine tören yapılırken yüzlerce insanın içerisinde iki tane başörtülü bayanın bulunmasını malesef birileri protesto etmiştir. Bu çocukların anneleri işte bu bayanlardır. Asker altında hayatlarını şehit olarak feda etmekten çekinmeyen bu askerleri anneleri kıyafetleri sebebiyle protesto ediliyor. Askerlerin annelerine ayrımcılık yapılmasını devlet millet kaynaşmasına zarar vermektedir