TBMM Başkanı Arınç, Ahmet Necdet Sezer'i de Bingöl'deki depremden sonra bölgede görmek istediklerini söyledi.
Abone olBingöl'de incelemelerde bulunduktan sonra geceyi Elazığ'da geçiren TBMM Başkanı Arınç, Cumhurbaşkanı Sezer'in deprem bölgesine gitmemesini üstü kapalı eleştirdi. Arınç, Bingöl'de yaşanan kargaşayı çıkaranların gerçek deprem mağduru olmadığına dikkat çekerek, "Deprem acısı devam ederken, olayı büyütmemek gerekir. Şüphesiz, olayda ilgisi görülenler cezasını çekecektir. Olay, adli soruşturma içinde devam ediyor" dedi. Basın mensuplarının "Cumhurbaşkanı'nın deprem bölgesine gitmemesini nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna Arınç, "Bu konuda benim bir şey söylemem doğru değil. Ne düşündüğünü bilemem. Tabii ki Cumhurbaşkanımız son derece üzülmüştür. Böyle bir ziyareti devletimizin başı olan bir kişiden elbette bekleriz. Ama Cumhurbaşkanımızın ne yapacağını bilemem. Onun programına vakıf değilim" diye cevap verdi. Bingöl ziyareti sonrasında gazetelerde çıkan haberleri eleştiren TBMM Başkanı Arınç, "Bu haber üzüntü verici bir olaydır. 'Türban ve Türkçe' haberine baktığınız zaman, bunun içeriğinde bu başlıkla ilgili bir haber olması lazım. Bingöl'deki deprem ile türbanın ne ilişkisi olabilir diye düşündüm. Haberin içeriğinde türbandan tek bir kelime bile bahsedilmiyor. Türkçe'ye gelince; ben Türkçe'yi en iyi kullanan bir insan olarak, onlarca ödül almışım. Acaba Türkçe'ye ne olmuş da, ben 'hayır' demişim. Bu haberin fısıltıları 'cinah fısıltıları'. Dünyada ilk defa bir dedikoduyu birinci sayfasına taşıyan bir gazete ile karşı karşıyayız. Söylenecek çok şey var, ama bu tür olaylarla ilk kez karşılaşmıyoruz" şeklinde konuştu. Habere konu olan meselenin 3620 sayılı TBMM'nin dış ilişkilerinin düzenlenmesi ile ilgili kanun hakkında olduğunu açıklayan Arınç, şunları söyledi: "Bu kanuna göre dış komisyonlarda görev alan milletvekillerinin İngilizce, Fransızca ve Almanca'yı çok iyi konuşuyor ve anlıyor olması lazım. Şimdiye kadar buna dikkat edilmemiş. Ama ben TBMM Başkanı olduktan sonra, dış komisyonlarda müzakereleri takip edecek kadar lisan bilgisine sahip olma şartını aradım. Bunu belgeye dayadım. Bu aslında alkışlanacak bir tavırdır. Ben kanun hükmünü uyguluyorum. Komisyon toplantılarına katılan milletvekillerimizin konuşulanı anlaması gereklidir. Yoksa biz her oturum başına tercüme ücreti ödemek zorunda kalırız. Oturumun maliyeti 35 milyar liradır. İstiyorlar ki, her konuşmayı tercüme ettirelim ve bu fakir milletin bütçesinden 35-40 milyarı verelim. Ben eğer Bülent Arınç olmasaydım, heykelimi dikerlerdi. Ama ben bilinen Bülent Arınç'ım. Çok doğru olan bir şeyi yanlış aktaran bir gazete ile karşı karşıyayım." TBMM Başkanı Arınç, Vali Osman Aydın ve Belediye Başkanı Hamza Yanılmaz'ı ziyaret ettikten sonra Ankara'ya hareket etti.